@yazarzeeyzey
|
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canikomlar 🩵 "Peki güzelim, çocukluğum, hanımelim. On dakikaya sizde olsam benimle beraber o karanlıkta kalmış hatıraları gün ışığına maruz bırakmak ister misin?" "Na-nasıl olacak ki o?" Tekrardan saatine baktı. Akşam olmuştu ama yine de evde kimse yoktu. Kuvvetle muhtemel beni zerre umursamayan ailem bu saate nerede ve kimle olduğumu umursamazlardı. "Sen hazırlan ben on dakikaya kapındayım güzelim, kalanını düşünmeye gerek yok." Daha önce bir sevgilim olmamıştı, kimseyi sevmemiştim. Kimseyle beraber bir şeyler yapmak ilgi çekici gelmemiş aksine karşı bir cinsle merhabalaşırken fazlasıyla gerilmiştim. Ama şimdi her şey çok farklı hissettiriyordu. Geçmişimden bir parça olması bir yana, ilk defa birine karşı güvendiğimi hissediyordum. Buna ailem de dahil. "O zaman ben giyinmeye gidiyorum?" Verdiğim cevap onu bir anda masadan kaldırırken telefonu kapatmadan koşmaya başladı. "Ama bizim evin adresini biliyor musun ki sen?" Kapıdan çıktığı gibi arabaya binerken telefonu muhtemelen aparata asıp bana döndü. "Ben senin hangi yöne baktığına göre nasıl hissettiğini bile anlıyorum hanımelim. Sekiz dakika kaldı, kapatıyorum?" "Görüşürüz Oflaz." "Görüşeceğiz bir tanem." ✨✨✨ Pijamalarımı çıkarıp kot pantolon ve basit bir tişört giydim. Elim elbiselere gitse de süslenme hissiyatına olmadan kendim gibi olmak istedim. Çantamı ve telefonumu da aldığım gibi aşağıya indim ve dün gece yaptığım kurabiyelerden yaptığım paketi kucaklayıp kapının önüne çıktım. "Özel mülk diyorum beyefendi, giremezsiniz." "Ben mülke ilgilenemiyorum Habeş maymunu, hanımelimi almaya geldim." Dudaklarımı birbirine bastırdım. Oflaz gerçekten çok başka bir kişilikti. Mustafa abi tekrardan söze gireceği sırada kapının önüne geçip ikisinin arasına girdim. "Ben gidiyorum Mustafa abi, evde kurabiye var mutfak masasına bıraktım. Ben yaptım ona göre." Oflaz arabanın yanına geçip kapıyı açtığında koltuğa oturup onun da gelmesini bekledim. Ama o Mustafa abiye güç gösterisi yapar gibi böbürlenerek yürüdüğünden bu olması gerekenden daha uzun sürüyordu. En nihayetinde arabaya bindiğinde arkama yaslanıp kemerimi taktım. "Şimdi nereye gidiyoruz?" Eliyle bir dakika durmamı işaret edip arka koltuğa uzandı ve oradan kocaman bir buket hanımelini kucağıma doğru uzattı. "Öncelikle bunu yapmam gerekiyordu." Bir sürü rengi vardı ve deli gibi güzel kokuyordu. "Çok teşekkür ederim, çok güzeller." Kemerini takıp derin bir iç çekti. "Emin ol benim güzelim kadar değiller." ✨✨✨ Uzun bir yolculuğun ardından köprünün ayağında kocaman bir yeşillik alana gelmiştik. Hangi zaman diliminde aldığını bilmediğim piknik sepetini ve örtüleri kucakladığı gibi çok tatlı bir yer oluşturan Oflaz her şey hazır olunca elimi tutup beni de karşısına oturttu. O an gözlerimin önüne küçükken asla bırakmadığı eli gelirken istemsizce bileğine doğru baktım. "Hala duruyor izin merak etme. Hele bir geçmeye kalksın bir daha keserim orayı." "Saçmalama Oflaz." Her ne kadar gülerek söylesem de yüzündeki ciddiyet ister istemez gerilmeme sebep oluyordu. "Evet ya, gerçi senin en bütün izin kalbimde. O da geçmeyeceğine göre problem yok. Neyse konumuza dönelim." Bardaklardan birini bana verdi. "Küçükken biz seninle her parka gittiğimizde ben sana sırf gıcıklık olsun diye sade soda alırdım. Ama senin en sevdiğin içeçek gazozdu. O zamanlar sırf ilgini çekmek için yapıyordum o yüzden bu sefer gazoz aldım." Kocaman bir gülümsemeyle buz gibi gazozdan büyük bir yudum aldım. "Yalnız ben sade sodaya da bayılırım." "O zaman içince yüzünü ekşitiyordun ama?" Bu sefer imalı bakıp omzunu silken taraf bendim. "O zamanlar sırf ilgini çekmek için yapıyordum o yüzden bu sefer gerçeği söyleyeyim dedim." Başını eğip gülerken bende etrafa bakınmaya başladım. Gerçekten çok huzurlu bir yerdi ama bunun benim hafızamla ne gibi bir alakası vardı onu henüz idrak edememiştim. Cebinden bir resim çıkarıp ikimizin arasına bıraktı. "Bu senin bana çizdiğin ilk resim. O zamanlar en büyük hayalin İstanbul'da tam olarak şu an oturduğumuz yere bir ev yapıp yaşamakmış." Sonra bir tane resim daha çıkardı. "Bu da Ankara'daki eviniz. Bu da biz arkadaş olduğumuzda bana çizdiğin ilk resim. O zaman da aynı şeyi söyledin biliyor musun? En büyük hayalim bu resim demiştin ve evin önünde biz el ele duruyorduk. Ve sonra sen bana her çizdiğin resimde bizim ellerimiz birbirine kilitlenmişti." Yüzümdeki gülümseme tebessüme dönüyordu. Ben ne kadar bazı şeyleri unutup karanlıkta bıraktıysam o aksine her anı aydınlıkta bırakmak için sürekli bir çaba sarf ediyordu. "Sonra sizin evde bir şeyler oldu. Artık o ev hayallerindeki resimlerden silindi ve sen bu sefer yine burayı çizmeye başladın. Nedenini bilmediğini söylesen de ben hep gözlerinden anladım hanımelim acı çekiyordun. Benimde elimden gelen tek şey senin hayallerini gerçekleştirmekti. Eğer siz taşınmamız olsaydınız dokuzuncu yaşında seni tam olarak buraya getirecektim. Oturup saatlerce oyun oynayacaktık. Kimse eve diye çağırmayacak, sende üzülerek benden ağladığını gizlemeyecektin. Sonra hatta evcilik oynarken olduğu gibi beraber bir evde yaşayacaktık." Bakışlarım resimden yüzüne çıktı. "Bunları hepsini nasıl unutmuyorsun?" Omzunu silkti. "İnsan hayallerini unutmaz ki. Benim hayalim hala aynı. Var mısın sende her türlü hayalimizi gerçekleştirmeye?" İçimde hiçbir acaba yoktu. Her şey onun güvenilirliğine sabitlenmişti. Küçüklüğümün kahramanı bugünümün iyikisi olmaya çalışıyordu ve bazen ben bunun çoktan gerçekleştiğini hissediyordum. İlk defa kendimi düşünüp kocaman gülümsemeyle aramızdaki bir adımı kapattım ve kollarımı boynuna sardım. İçimdeki bütün duyguları bağırmak üzereyken cebimdeki telefonum çalmaya başladığından istemsizce geri çekildim. Çünkü beni Oflaz'dan başka kimse aramaz, merak etmezdi. Annemin numarası ekranda görünürken korku ve şaşkınlıkla çağrıyı cevapladım. "Alo merhaba Arzu Güncay'ın yakını mısınız?" Duymayı beklediğim o soğuk sesinin yerine yabancı birinin sesi yükseldi. "Evet kızıyım ben." Arkadan ambulans sesleri gelirken oturduğum yerden hızla doğruldum. "Acilen hastaneye gelmeniz gerekiyor anneniz babanızla beraber trafik kazası geçirdi. Civar hastanesine götürüyoruz, bilginize." Yüzüm korkuyla Oflaz'a dönerken telefondan başka bir adamın sesi yükseldi. "İki hasta da ex oldu Neriman!" ✨✨✨ Oooo OLAYLAR OLAYLAR CJFJFJ NASILSINIZ AŞKOLAR, NASIL GİDİYOR HAYAT? BEĞENDİNİZ Mİ BÖLÜMÜ? 🪷 OY VE YORUMLARINIZI, KİTABIN GİDİŞATI HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BURAYA BEKLİYORUM 🫶🏻✨ BİR SONRAKİ BÖLÜMDE YANİ YARIN GÖRÜŞMEK ÜZERE, HOŞÇA |--–—|KALIIIN 🤍🫶🏻🌿
|
0% |