CANLAR BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN 🌸

✨✨✨

"Valla billa iyi ki gelmişim görmüşüm seni."

Kız artık sarılmaktan öpmelere geçerken öylece bana bakan Ekin ile hızla arkamı döndüm.

"Başak."

Kız anında dururken öpmelere doyamadığı Ekin'e döndü.

"Başak mı? O Başak bu Başak mı?"

Tekrardan arkama dönerken bu sefer gözlerim kızdaydı.

"Hangi Başak ben miyim?"

Kasanın arkasından çıkıp karşımıza geçti.

"Abimin sürekli dilinden düşürmediği, aşkından bizi bezdirdiği tıp öğrencisi Başak?"

Yüzüm hızla Ekin'e dönerken Ekin'in bakışları kızdan bana kaydı.

"Abi mi?"

Başını salladı.

"Kuzenim, ama yaşça büyük olduğumdan bana abi diyor."

"Ben Nazar. Ama kötü değil iyi olan Nazar. Tanıştığıma memnun oldum yenge."

Kendi tükürüğümde adeta boğulurken tekrardan kıza doğru döndüm.

"Yenge mi?"

"Aiiiy."

Kız birden kollarını bana sararken ben put gibi durmaya devam ediyordum.

"Abi ben bu kızı çok sevdim."

Ben tam olarak nereye düştüm yahu?

"Başak?"

Kasanın arkasından çıkıp yanımıza gelen Ekin bana doğru döndü. Yüzündeki hem heyecan hem de panik on metre öteden okunurken titrek bir nefes aldım.

O böyleyse Allah bilir ben nasıl görünüyordum?

"Sen bir şey söylüyordun?"

Yavaşça omzunu silkerek elimdeki sodaları işaret ettim.

"Seni bulduğumu söylemek için geldim. Bundan sonra kapıma bir şey bırakacağında mahallenin çocukları yerine kendin gelirsin. Ayakçın bekledin iyice çocukları."

Yüzündeki aptal sırıtış her saniye büyürken elini ensesine edip başını eğdi.

"T-tamam. Ben gelirim. Yani istiyorsan."

Kasanın yanındaki açacağı alıp sodanin kapağını açtım.

"Bana verdiğin ilk şey madem kalbinmiş, benimki de benim için kalbim kadar önemli olan şey olsun."

Sodayı eline bıraktığımda yüzündeki tebessüm de benim yüzüme bulaşmıştı.

Hayır hayır hayır! Bir de gamzesine düşemem, hayır!

Nazar arkamızda ellerini yanaklarına yaslamış şekilde tutarken derin bir çekti.

"Ah be ne aşklar var. Ben sevdiğime soda götürsem yüzüme geğirir, benim abimin az daha dizlerinin bağı çözülecek. Ne biçim adalet bu be?"

🌾

"Sen baya baya kıskandın! Ben vadedeki paramı bozup düğün için altın yapmaya başlıyorum!"

Kahvemden bir yudum daha alıp suflemi kaşıklamaya devam ettim.

"Öpüyordu bana ne!"

"Ay bayılacağım heyecandan! Ne zaman buluşacaksınız?"

Yavaşça omzumu silktim.

" O teklif etmeden etmem Damla."

Başını yav he he derken gibi sallarken kolundaki saate baktı.

"Eğer biraz daha sizde kalırsam annem beni annenin nüfusuna geçirecek. Kalk hadi eve kadar götür beni."

Oturduğum yerden doğruldum. Meşhur Fazıl amca ve kuralları.

İnce hırkamı üzerime geçirip spor ayakkabılarımı giydim.

"Ne zaman ayrı eve çıkacağız lan biz?"

Işık hızıyla Damla'ya döndüğümde kaşları çatıldı.

"Bizim kiradaki ev boşaldı. Okulumuza da yakın zaten. Oraya taşınalım."

Onunda yüzü aydınlanırken ellerimizi çırptık.

Evlerimizin arasında çok mesafe olmasa da yalnız gelmesini pek hoş karşılamayan Fazıl amca sayesinde yol boyunca evi konuştuk.

"Ben bu akşam bu konuyu babama açacağım."

Hızla başımı salladım.

"Bende anneme diyeceğim."

Vedalaşıp heyecanla eve doğru yürümeye başladım. Kulaklığımda Edis aşkımın yeni şarkısı çalarken omuzlarımla ritim tutarak sokağı arkamda bıraktım.

"Aşk en büyük yalansa ben en büyük yalancı
Varsın hiç güldürmesin seninleyken anlamsız."

Müziğin sesini kısan mesaj bildirimi ile dururken uygulamaya girdim.

Ekin: Bak yağmurdan kaçarken gözlerine yakalandım

Ekin: Anladım çok zor çıkmak bu kazadan zararsız

Hızla başımı çevirdiğimde elleri cebinde beni izleyen Ekin birkaç adım atıp yanıma adımladı.

"Selam."

Olduğum yerde mıhlanmış gibi dururken fısıldar gibi konuştum.

"Selam."

"Eve gidiyorsun galiba."

Yavaşça başımı salladım.

"Evet. Sen?"

"Sen nereye gidiyorsan seninle eve kadar yürüyüp de gideceğim herhangi bir yere."

Gülmemek için yanaklarımı ısırırken başımı eğdim.

"Niye? Evin yok mu senin?"

Elleri tekrardan cebini bulurken dudaklarını büzdü.

"Nazar sağ olsun adını ağzından kaçırdığından ev ahalisi sensiz eve girmeme izin vermiyor. Gece anca girebiliyorum eve."

Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne bakarken başını salladı.

"Ciddiyim."

Daha fazla dayanamayıp yüzüne kahkahayı patlattığımda o da gülmeye başladı.

"Desene uzun bir süre evsiz kalacaksın diye."

Omzunu silkti.

Gülüşü tebessüme dönüşürken bakışları değişti.

"Yürüyelim o zaman?"

"Yürüyelim."

Yaklaşık on dakikalık yolumuzu adımlarken derin bir iç çekti.

"Sen hangi bölümü okuyorsun?"

Sessizliği ben bozduğumda bakışları bana döndü.

"Diş hekimliği okuyorum."

Derin bir nefes alıp başımı salladım.

Zeki demiştim ama.

"Ben bu işi sevdim."

"Ne işini?"

Omzunu silkti.

"Böyle, beraber yürümeyi."

Cevap vereceğim sırada bizim sokağa giren araba kornaya başlamaya başladı. Araba fazlasıyla tanıdık gelirken sağa çekip inen Berkay ile kaşlarım çatıldı.

"Sonunda buldum seni Başak?"

Omzumu silkerken anlamamış gibi baktım.

"Niye beni mi arıyordun?"

Başını salladı.

"Telefonlarımı açmayınca Damla'yı aradım. O da eve doğru geliyordur diyince bende geldim."

"Ne için geldiğini açıklayacağın kısma gelsek artık?"

Ekin atıldığında Berkay başını hafifçe sağa yatırdı.

"Suzan hocanın kulübüne üyeymişsin, gezi için biz eşleştik yarın sabah beraber Edirne'ye gidiyoruz."

🌾

Hissediyorum burası kıskançlık kokuyor jdjdjdjd

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi ?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🌾🤍