Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@yazarzeeyzey

Canlarım okunmalara göre oy ve yorumlar çok düşük, lütfen onlara biraz el atalım olur mu?

Öpüldünüz 🫶🏻
✨✨✨

"Burada dur sen."

Berkay arabayı durduğunda kapıyı aralayıp aşağıya indim.

Bütün eklemlerim birbirine girmişti be!

İlk durağımız tabi ki Selimiye Cami olmuştu. Boynuma astığım fotoğraf makinemle ön kapının manzarası çektim.

"Hadi içeri girelim."

Başımı salladığım sırada telefonum çalarken çantamı açtım. Ekin arıyordu.

Boğazımı temizleyip çağrıyı cevapladım.

"Efendim."

"Nasılsın güzelim?"

Bir kaç günün ardından dahi olsa böyle seslenmesine istemsizce sırıttım.

"İyiyim, sen?"

Telefonda ondan çok rüzgar sesi gelirken tekrardan konuştu.

"Bende iyiyim."

"Dışarıdasın sanırım."

"Hı-hı."

"Başak gel şurada da bir fotoğraf çekilelim. Anı kalır."

Berkay arkadan bağırdığında Ekin duyamadığım şekilde bir şeyler mırıldandı.

"Siz gittiniz sanırım?"

Görebilecekmiş gibi başımı salladım.

"Evet, fotoğraf çekiyoruz. Sen...neredesin?"

Sormazsam çatlardım!

"Başak hadi güzelim."

Başım hızla Berkay'a döndüm. Bu çocuğa ne oluyordu be!

"Aslında eve uğrayacaktım ama gelmem gereken daha önemli bir yer var. Kapatmam gerekiyor, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu çantama koyup Berkay'ın yanına adımladım.

"Adım Başak. Bana sadece bu şekilde seslenirsen sevinirim."

🌾

"Sadece iki yer kaldı. Daha fazlasına gerek yok bence."

Edirne'ye gelmemizin üzerinden iki saaten fazla geçmişti. Dört tane turistik yerin fotoğrafını çekip röportajını yapmıştık.

Ayak tabanlarım artık ağrımaya başlamıştı.

Bugün bilmem kaçıncı kere telefonum çalarken oflayarak telefonu açtım.

"Evet anne iyiyim, evet anne kaçırılmadım ve evet anne şu an tam konumum Arkeoloji müzesi. Tamam mı?"

"Ben müstakbel kocanım güzelim, annen değil."

Ekin'in sesiyle telefonu hızla göğsüme yaslarken elimle kafama vurdum.

Şu ekrana bakıp telefonu açmak bir bana bu kadar zor geliyordu galiba!

"E-Ekin?"

Gülüş sesleri telefonu doldururken sesli bir şekilde yutkundum.

"Benim güzelim benim. Ne yapıyorsunuz diye bir arayayım dedim."

"Müzeye geldik, fotoğraf çekiyoruz. Sen?"

Derin bir iç çekti.

Hayır Başak buna da düşemezsin yeter!

"Önemli dediğim yere geldim, arabadan iniyorum."

Bakışlarım istemsizce etrafı tararken omuzlarım düştü.

Yanlış alarm dostlarım önemli dediği yer ben değilim.

"Tamam o zaman, kolay gelsin sana. Ben kapatayım artık."

"Görüşürüz güzelim."

Sesindeki gülümsediğini belli eden tını ile sıkıntıyla ofladım. Sevgilisi mi vardı da onun yanına gidiyordu?

Sonuçta ben ona sevgilin var mı diye sormamıştım ve evli adamların başka kızlarla sevgili olduğu zaman en büyük bahanesi ' evli olup olmadığımı sormadın ki' oluyordu.

Kamerayı kaldırıp kadrajı ayarladım. Müzenin ilk kısmındaki örneklerin uzak bir resmini çekecekken kadraja giren yüzle istemsizce geriledim.

"Selam güzelim."

Kamera boynuma astığım aparat sayesinde yere düşmekten kurtulurken yutkundum.

"Ö-önemli iş?"

Gülerek başını salladı.

"Sen?"

Beni tutun yoksa sonun bir sülük gibi yere yapışmak olacak!

"Dedim şimdi bu Berkay denen zibidinin arabası havasızdır, Edirne'de seni saçma sapan yerlere getirir bir kahraman edasıyla güzelimin yanına geleyim."

Gülüşümü gizlemek için başımı eğdim. Bir insan güzelim kelimesini bu kadar içten söyleyebilirdi.

"Aslında gideceğimiz yerleri ben seçmiştim."

"Başak gel burayı da çek!"

Berkay bağırdığında Ekin'in sırıtan suratından anlık bir sinir geçti.

"Gel gidelim."

"Sende mı bizimle dolaşacaksın?"

Omzunu silkti.

"Ben seninle dolaşacağım, o beni ilgilendirmiyor."

🌾

Selimiye Arastarı'na gelmiştik. Ekin ile beraber röportaj yapıyorduk.

"Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?"

Adam başını sallarken kısaca sorumuzu cevapladı.

Ekin kırk yıllık röportajcıymış gibi matrak davranışlar sergilerken bazen elim kayıyor(!) röportaj yaptığımız kişiyi değil de onu çekmeye başlıyordum.

"Peki buranın esnafı olarak size verdiği hissiyatı, diğer tarihi mekanlardan farkını söyleyebilir misiniz?"

"Bazı kişilerde olduğu gibi bazı yerlerde de evini hisseder insan. Ben karımla burada tanıştım, burada bana baba olduğumu söyledi. Benim için en özel yani buyken bende karımdan sonra bana ev gibi hissettiren yeri işim yaptım. Bu sefer de ben sorayım.
Sizin eviniz gibi hissettiniz kişiler var mı çocuklar?"

Titrek bir nefes alırken Ekin konuştu.

"Var abi."

Bakışlarım ona döndüğünde bakışlarımız kesişti.

"Sakın onu bırakma tamam mı? Hayatının hatasını yapma. Bu da benden sana küçük bir nasihat olsun."

Bakışları hala bendeyken başını iki yana salladı.

"Öyle bir niyetim de yok zaten."

İstemsizce tebessüm ederken kamerayı kapattım.

"Teşekkür ederim."

Amca başını sallarken bana doğru fısıldadı.

"Sende bırakma, dudaklar değil de gözler gerekli cevabı veriyor."

Belli belirsiz amcayı onalayladığımda kapalı çarşıya benzeyen kısmı gezmeye başladık.

O kadar güzeldi ki.

Hediyelik eşya dükkanına ilerlerken Ekin ve Berkay'a döndüm.

"Siz gezin benim iki dakika işim var."

Berkay omzunu silkip devam ederken Ekin benim peşimden mağazaya girdi.

Anneme ve Damla'ya almak için kolyelere bakmaya başladım. Yeşil taşlı sarkıt kolyeyi anneme alırken, daha sade ama şık tam Damla'nın tarzı olan kolyeyi ona aldım.

Kendime de bir kaç bir şey bakarken bir anda yanımda beliren Ekin modelini göremediğim bir tacı başıma taktı.

Bakışları taçta olmalıyken gözlerimdeydi.

"Ç-Çok güzel oldu."

Öylece bakarken hafifçe tebessüm edip geriledim. Aksi takdirde biraz daha öyle kalırsak iş çığırından çıkacaktı.

Kendine gelmek ister gibi başını iki yana sallayıp kasaya gitti.

Bende bir kaç şey daha baktıktan sonra kasaya geçtiğimde görevlinin ona uzattığı paketi alan Ekin gözleriyle beni işaret etti.

"Bir de güzelimin başındaki taç olacak."

Yapma işte yapma be!

Bende aldıklarımı ödedigimde mağazadan çıktık.

"Şurada çok güzel iskender yapan bir yer var. Gidelim mi?"

Bakışlarım ona döndüğünde titrek bir nefes aldım.

Bu bur randevu olurdu!

"O-olur."

Kocaman bir tebessüm yüzünde peydahlanırken elimi elinin arasına aldı.

Show ana habere hoş geldiniz. İlk haberimiz biraz garip. Hoşlandığı ve ondan hoşlanan kız, hoşlandığı çocuk tarafından eli tutulunca kalp krizi geçirdi. Ex olmadan önce dediği son şey 'Eriyorum, düştüm sana Ekin." oldu.

🌾

Hehehehehehe siz OLDUNUZ annecim.

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🌾🤍

 

Loading...
0%