Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@yazarzeeyzey

Profilimdeki "Gastronot Frambuaz" kitabıma da bekleriiim 🌸

BENİ TAKİP ETMEYİ, OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN 🌸🫶🏻

🌸🌸🌸

"Ben ne yapayım bu kadar yemeği be!"

Kabak çiçeği dolmasını da paketleyip elindeki sepete koyduğunda gülerek bana döndü.

"Sen al bunları git arabanın yanına, ama ben işaret verene kadar binme. Kalanı bende."

Saat gece on ikiye geliyordu ve biz anca yemek yapmayı bitirmiş, hazırlanmıştık.

Allah'tan evde kimse yoktu da kolay kolay girip çıkabiliyorduk.

Üzerimi düzeltip saçlarımı sağa doğru yatırdım. Sepeti ve ceketimi alıp mutfaktan çıktım.

Damla ile kapıyı kilitleyip aşağıya indiğimizde çantasını çıkartıp telefonunu aldı.

Arabanın olduğu sokağa girdiğimizde içeride hala duran Ekin ile derin bir iç çekerken Damla beni kenara çekti.

"Yüzünü iyi izle, üç diyince arabanın karşısına geç."

Telefonundan bir kaç tuşa bastığında aniden irkilen Ekin'in bakışları bana çevrildi. Her bir saniye yüzüne yerleşen tebessüm büyürken gülerek başımı eğdim.

"Hadi git."

Damla seslendiğinde sepeti sıkıca kavrayıp arabanın kapısını açtım.

Damla'nın açtıgi şarkı hala devam ederken Ekin bana doğru döndü.

"Sen beni gelip yine sevene kadar
Uyku yok, uyku yok bana."

Koltuğa oturduğum gibi kollarını boynuma sararken titrek bir nefes aldım.

"Selam."

Derin bir iç çekişin ardından biraz geri çekildi.

"Nasılsın?"

Bakışları istemsizce yanağıma kayarken gülümsedim.

"İyiyim, acımıyor."

Başımı salladığında kucağımdaki sepeti işaret etti.

"Bu ne?"

"Yemek getirdim sana. Zaten burada bekliyorsun bari aç kalma."

Gözlerindeki tarif edemediğim bakışlarla hızla bana yaklaşıp yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Özür dilerim."

"Özür dilerim."

Aynı anda konuştuğumuzda ileri atıldı.

"Bu kadar üstüne geldiğim için ya da sana sormadan annemlere söz verdiğim için özür dilerim."

Titrek bir nefes aldım.

"Bende senin üzerine geldim, özür dilerim."Elimi yanağıma götürdüğümde yüzümde kabullenişimin ifadesi belirdi.

"Bunu Damla'dan başka kimse bilmiyor. Yapabilirsem söz, sana da anlatacağım." Bakışlarım sepete döndü.

"Ama şimdi yemek zamanı. Şu dolma için iki saat uğraştım."

Kahkaha atarken koltuğu geri çevirip bağdaş kurdu.

"Ama sende yiyeceksin."

Başımı iki yana salladım.

"Ben yaparken yedim. Sen ye, afiyet olsun."

Sepetin içinden saklama kaplarını çıkartıp önüne bıraktım. Kabı açtığı gibi burnuna götürüp kokladı.

"Sanırım şu an hayatımdan senin kokundan sonraki en güzel kokuyu buldum."

Başımı önüme eğdim.

Ben bu kadar romantizme alışık değilim anacım!

Elini çeneme götürüp hafifçe kaldırdığında çatalı ağzıma soktu.

"Oh yarasın güzelime."

"Ekin!"

Gülerek başını salladı.

"Tamam tamam."

Yemeğini soluksuz yerken aparattaki telefonu çalmaya başladı.

"Hayatımın anlamı arıyor Ekin."

Alayla kaşlarını kaldırırken omzunu silkti.

"Aç güzelim."

Tereddüt etmeden çağrıyı cevapladım.

"Ekin?"

Ağzına aynı anda üç kaşık yemek sokan Ekin eliyle beni işaret etti. Başımı hızla iki yana sallarken telefondan seslenmeler devam etti.

"Ekin şu an müsait değil, yemek yiyor."

"Başak! Sen misin kızım?"

Kadın aniden çığlık atar gibi konuştuğunda hızla Ekin'e döndüm.

"Annen mi?"

Gülerek başını salladım.

"Alo? Başak?"

"Buradayım."

Telefondan çığlıklar yükselirken elimi yüzüme kapattım.

Rezillik, yeminle ediyorum rezillik.

"Ben o Ekin denen oğluma dedim ama unuttu galiba o. Seni yarın yemeğe bekliyorum kızım. Benim lügatımda hayır diye bir kelime de yoktur. Sekizde alır seni Ekin."

"Iıı Efendim benim annemle-"

"İzin vermezlerse onlar da gelsin kızım tanışmış oluruz ne güzel. Yarın Başak kızım ile eve gelebilirsin oğlum. Kapatıyorum ben şimdi, öptüm kocaman."

Hızla Ekin'e döndüm. Ellerini iki yanına kaldırdı.

"Bak ben demedim, annem dedi. Benim suçum yok."

Ağlanır gibi dizlerimi kendime çektim.

"Ben nasıl kadına hayır diyeceğim Ekin?!"

Omuzlarını silkerek yemeğinden bir kaşık daha aldı.

"Desende kabul etmez ki, sağ olsun pek bir ısrarcıdır."

"Nedense bana pek bir tanıdık geldi biliyor musun?"

Alayla sırıtırken bitirdiği kabı sepetin içine koydu.

"Eline koluna sağlık güzelim. Bundan sonra senin yaptıklarından başka yemek yersem gel benim yüzüme tükür."

Sesli kahkaham arabayı doldururken alayla başımı salladım.

"Her öğün sana yemek mi yapacağım bir de ben? Oldu canım ya."

"Sen bu yakışıklı kocana kıyamazsın."

Yüzüme yerleşen sinsilikle kıkırdadım.

"Emin ol kıyarım."

Bana doğru eğik bedeni aniden dogrulurken gözlerini kocaman açtı.

"Kocan olduğumu kabul ettiğin an!"

"Şapşal."

Ekin:Sayende evime girip sporumu rahatça yapabiliyorum güzelim.

Siz: Senin yüzünden iki gündür havaya girip spora gidiyorum.

Siz: ARTIK BACAKLARIM YOK EKİN!

Siz: İki havalı poz çekeyim derken çoraplarımın ortama giriş hızı djdjdd

Ekin: Fotoğrafta güneşim yok!

Ekin: Yüzünü nerede?

Siz: Olması gerektiği yerde

Siz: Malum akşam yemeğe geliyorum, o zaman görürsün.

Ekin: Sen gerçekten geliyorsun değil mi?

Ekin: Dadjabdkalwo

Siz: Ne?

Ekin: Dambıl elime düştü

Siz: Bana sağlam lazımsın Ekin dikkat et djdjdj

Ekin: Bir daha elime ağır bir şey almayacağım

Ekin: Hemen hazırlanayım. Saat dört olmuş!

Siz: Beni sekizde alacaksın?

Ekin: Senin karşına kocan olarak çıkacağım süslenmem lazım

Siz: Peki djdjdjd

Ekin: Sen ne yapıyorsun?

Siz: Sporumu bitirdim, ne giyeceğimi düşünüyorum.

Ekin: Hııı anladım. Kolay gelsin güzelim, ben gideyim

Ekin: Çelenk yaptırmam lazım

🌾

Sonunda elbisemi seçip saçımı düzleştirdim.

Abartmamak için en sade eşyalarımdan birini seçtim. Damla hafif olması için başının etini yediğim makyajımı bitirdiğinde parfümümü sıkıp ayaklandım.

"Çok güzel oldun tü tü maşallah. Git şu sevgilin olmayan ama ailesiyle tanışacağın kişinin yanına. Yolu kapattı araba geçmesine izin vermiyor."

Yanağına küçük bir öpücük kondurup çantamı aldım ve ayakkabılarımı giydim.

Seri adımlarla aşağıya inerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

Demir kapıyı ittiğimde kolları bağlı yolun ortasına çektiği arabasının önünde volta atan Ekin hızla bana döndü.

Ağzı bir karış açılırken gülerek yanına adımladım.

"Önce şunu kapatalım."

Elimi çenesinin altına koyup ağzını kapattığımda elimi kavrayıp yavaşça arabaya adımladı.

Yüzündeki afallamış ifadeye kahkaha atmamak için zor duruyordum.

O da arabaya bindiğinde kemerimi taktım.

"Ne olur bana bir tokat at, ben kendime gelemiyorum."

Aniden cesaretlenince yanağına uzanıp küçük bir öpücük kondurdum.

Gözleri kocaman açıldığında derin bir nefes aldı.

"Kendime gelecektim, kendimden geçtim Başak."

🌾

Ekin daha dur kanka bunlar iyi günlerin djdjdjdj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀🌾

 

Loading...
0%