Yeni Üyelik
27.
Bölüm

27. Bölüm

@yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️

Aynı zamanda Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma da bekleniyorsunuuuz 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️

🫶🏻🫶🏻🫶🏻

"Eline sağlık Damla valla enfes olmuş her şey."

Damla elini çenesinin altına koyup bana öpücük attıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Sen onu bunu bırak da Ekin'in olayını anlat. Ne oldu?"

Ekmekle tabağımı güzelce sıyırıp ona döndüm.

"Gece uyumadan önce telefonla konuşuyordu tamam mı? Yok efendim Başak'ı istediğim yere getirirsin, ben kalanını hallederim falan. Bende bunları duyunca hızla salona geçtim, duymamış gibi yapmak için."

Zeytin çekirdeğini çıkartıp ayaklarını bağdaş kurdu.

Sanırım Damla'nın en sevdiğim özelliği beni en saçma bir şeyi anlatırken dahi pür dikkat dinlemesiydi.

"Peki sen niye salonda yatıyorsun akıllı? Madem bu kadar heveslisin onunla uyumaya çık odanda yatın."

"Sen asıl bombayı bilmiyorsun. Dün biz üst üsteyken yani düşmüştük o yüzden, annem bizi bastı."

Gülerek hızla elini ağzına kapattı.

"Şaka yapıyorsun."

Başımı iki yana sallayıp devam ettim.

"Ekin'e salonda kalabilirsin dedi ama bana bir şey demedi. Bende hem annemin dediğini yaptım hem de sevgilimle beraber uyudum."

"Eee sonra?"

İçimi bir huzursuzluk kaplarken omuzlarımı silktim.

"Sonra işte o şeyleri söyledi telefonda kiminle konuşuyorsa, sabah da müzayede var dedi çıktı."

Hafifçe kaşları çatılmıştı.

Tamam her ne kadar bir yanım paranoya yaptığımı düşünse de normalde bana her yaptığını söyleyen Ekin'den bu tarz gizemler görmek düşüncelerimi resmen onaylıyordu.

"Görüntülü ara bakayım. Nerede ne yapıyor bir öğrenelim."

Başımı sallayıp masada duran telefonumu açtım. Saat on iki olmuştu ama ne yazmış ne de aramıştı.

Hızla numarasını tuşladım. Çağrıyı ilk çalışma reddedip sesli aramaya başladı.

Hızla Damla'ya döndüm.

"Kesin bir haltlar karıştırıyor sırf ben görmeyeyim diye de açmıyor."

Damla onun çağrısını kabul ederek bana uzattı.

"Efendim hayatım?"

Damla eliyle konuşmamı işaret ettiğinde yavaşça doğruldum.

"Ben seni görüntülü aramıştım ama?"

"Biliyorum güzelim ama, ama şey. Burada İnternet çekmiyor çok o yüzden normal aradım."

Güpe gündüz yalan söylüyordu!

"Tamam Ekin. Ben daha fazla meşgul etmeyim seni."

Telefonu hızla suratına kapatıp masanın üzerine bıraktım.

"Bak gördün mü? Bir de yalan söylüyor. Daha şimdiden!"

Elini elimin üzerine koyup sakince gülümsedi.

"Tamam sen sakin ol, elbet yanına gelecektir. O zaman yüz yüze konuşursunuz."

Başımı masanın üzerine koyup gözlerimi kapattım. Çok sinirim bozulmuştu. Sanki bir dejavu yaşar gibi anılarım tekrar ederken sessizce fısıldadım.

"O da mı beni aldatıyordur sence?"

Kollarımı tutup başımı kaldırdı.

"Saçmalama Başak, Ekin'den bahsediyoruz. O Enes salağı gibi karaktersiz değil benim eniştem. Hem sen kalk bakayım, daha elbise bakmaya gideceğiz."

Anlamamış gibi kaşlarım çatılırken Damla çoktan ayaklanmıştı.

"Ne elbisesi be?"

"Kızım senin teyzenin düğünü, kınası olmayacak mı? Butiklerde deli dehşet indirim var, kalk bir kaç şey alalım."

Başımı iki yana sallayıp sandalyeye tekrardan oturacakken koluma sert bir çimdik attı.

"Acıdı be hayvan!"

"Ahiretliğinim ben senin kızım, ister sever ister döverim. Kalk azıcık süslenelim."

Deli bu bakın, yemin ederim deli.

🌾

"Ya bu çok şık, bunu da diğerleriyle birlikte alıyoruz ama bu üstünde kalacak."

Kabının aynasından ona doğru döndüm.

"Ne alaka?"

Kendi aldığı elbiseyi işaret etti.

"Süslenip püslenip gece hayatına akacağız, var mı itirazın?"

İçimde Ekin'e olan sinir ve kıskançlık ile başımı iki yana sallayıp vitrinde duran elbiseyi işaret ettim.

"Sen onu getir bana, onu giyeceğim ben."

Kendi kendine bir şeyler fısıldarken aşık olduğum elbiseyi getirdi.

Fazlasıyla kısa olsa da harika duruyordu. Hızla üstüme geçirdim.

"Tamam hadi bunu da alıp çıkalım."

Yavaşça başını sallayıp kasaya doğru adımladı. Yaklaşık olarak yirmi dakikanın ardından işimizi bitirmiş bir şekilde mağazadan çıkarken sıradaki istikametimiz kuafördü.

Ben saçlarımı düzleştirip koyu bir göz makyajıyla kombinimi tamamladığım sırada Damla giydiği dar tuluma uygun bir şekilde saçını dağınık bir topuz yaptırdı.

Saat akşam yediye gelirken ikimizde tepeden tırnağa hazırlanmış elimizdeki diğer poşetleri bırakmak için eve doğru gidiyorduk.

"Valla kızım afeti devran olduk ha. Maşallah maşallah."

Çantamda duran telefonum çaldığında alayla Damla'ya döndüm.

"Arıyor. Açar mıyım? Asla!"

Damla gülerek başını sallarken sabahtan beri elinden düşürmediği telefonunu kapattı.

"Ay hadi şu poşetleri bırakalım da sonra şu meşhur kulübe gidelim."

Ayağımdaki topuklularla mümkün olduğunca hızlı yürüyüp apartmanın kapasını açtım. Damla benim de poşetlerimi alıp eve bıraktığında apartmandan çıktık.

"Taksi durağı marketin önünde, oradan gideceğiz."

Belki de biri beni böyle görür de Ekin'e yetiştirirdi.

Tam da istediğim gibi!

Marketin sokağına girdiğimizde Damla bir anda karnını tuttu.

"Ne oluyor kız?"

"İlacımı içmeyi unuttum. Su da yok yanımda. Marketten gidip alalım, olur mu?"

Hızla başımı salladım.

"Tabi ki, gel gidelim."

Marketin önüne geldiğimizde hiçbir ışığı yapmadığından şaşkınlıkla Damla'ya dönerken açtığım kapıyı üstüme kapattı.

"Şimdiden özür dilerim Ahiretliğim."

"Damla aç şu kapıyı!"

Marketin önünden uzaklaşırken korkuyla ses gelen arkama döndüm.

"Kim var orada?"

Birden reyonların arasından ince ince ışıklar gözükmeye başlarken marketi sesli bir şarkı doldurdu.

"Ben bal arısı gibiydim senden önce."

Ne oluyor lan?

🌾

Başak hala mı anlamadın be kardeşim djdjddj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🌾🤍

 

Loading...
0%