Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34. Bölüm

@yazarzeeyzey

ARANIZDA DRAMI FAZLA AMA KALİTELİ BİR KURGU OKUMAK İSTEYEN VAR MI? ONA GÖRE ÜZERİNDE ÇOKÇA UĞRAŞTIĞIM BİR KURGUMU YAYINLAMAYI DÜŞÜNÜYORUM. FİKİRLERİNİZİ ALABİLİR MİYİM? 🫶🏻

YENİ KİTABIM "BİR AKIM MESELESİ" YAYINDAA, HEPİNİZİ BEKLİYORUM ☁️

Aynı zamanda Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma da bekleniyorsunuuuz 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️
🫶🏻🫶🏻🫶🏻

 

"Şaka öyle değil böyle olur."

Ne olduğunu anlamam ister gibi bakışlarım evde gezinirken Utku yanımıza geldi.

"İyi ki sekiz paket almışım cipsi, yoksa yetmeyecekti de bak işte."

Ekin'e döndüm.

"Sen beni mi kandırdın?"

Elleri belime uzanırken Hümeyra ve Damla eşlerinin adeta Saçını başını yoluyordu.

"Sence benim senden başkasına Kalbimde yer kalma gibi bir ihtimal var mı?"

"Yok mu?"

Yanağıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Yok, olmayacak da."

"Hadi gelin de bir şeyler yiyin kınada enerjiniz düşmüştür."

Gökalp bize kurdukları masayı gösterirken Selim'e ağzına geleni sayan Damla'nın yanına adımladım.

"Sen ne bicim adamsın! Boşuyorum lan seni! Madem kızlar gelsin diyorsun defol git! Öküz!"

"Aşkım şaka şaka."

"Konuşmuyorum seninle Selim!"

Selim hızla ayağa kalkarken karnını tutarak masaya ilerleyen Hümeyra bize döndü.

"Bende konuşmuyorum, kızım da konuşmuyor. Bundan sonra yüzümüzü nah görürsünüz siz!"

Mustafa oflayarak kalkıp Selim'in omzuna vurdu.

"Senin planına uyan aklıma sıçayım."

Tekrardan Hümeyra'ya döndü.

"Bir tanecik karım, çocuğumun annesi, hayatımın anlamı yapma böyle."

"Ulan cipsler soğudu hadi!"

Okan çığlık atarak hepimizin sesini keseceğini sanarken Damla ona doğru döndü.

"Sen sus, hain."

"Tamam artık hadi şakaydı bitti gitti, gelin oturalım."

Ortaya doğru konuştuğumda Damla omzunu silkerek masaya geçti.

Bana ne arkadaşım açım ben aç.

Selim fırsattan istifade Damla'nın yanına adımladığı anda durması bir oldu

"Bu seni affettim demek değil Selim, uzaklaş. Aramızda en az on metre olacak. Hadi naş."

Masaya geçip soslu cipslerden başlayarak çikolataları, çekirdekleri bir güzel mideye indirdim.

"Yarın eve gitmemiz gerek güzelim, koltuklar ve yatak odası takımı gelecek."

Kahvemden büyük bir yudum alıp arkama yaslandım.

"Tamamdır biricik şakacı kocam."

Okan parmaklarını yalayıp gırtlağına kadar soktuktan sonra ayaklandı.

"Hadi kalkın kebab falan söyleyelim doymadım ben."

Hümeyra ve Öykü tıpkı benim gibi başını sallarken Selim doğruldu.

"Çıkıp yiyelim dicem de maşallah pijama ile atlayıp gelmişsiniz."

Damla Selim'in karnına dirsek atıp ağzındaki lokmayı yuttu.

"Dua et pijamalarımız kanınla boyanmadı Selim."

Karnını tutarak ağlamaklı bir şekilde yüzünü ekşiten Selim önüne döndü.

"Ben annemi istiyorum ya, şamar oğlanına döndüm burada."

"Ne o, şimdiden itirazın mı var?"

Damla konuştuğunda hızla dogrulan Selim başını iki yana salladı.

"Asla güzelim asla. Senin vurduğun yerde gül biter."

İşte biz buna tıpta Göt korkusu diyoruz...

🌾

"Anne temizlik için değil ya, daha beyaz eşyalar gelmedi, halılar,perdeler yok. Ne temizliği? Sonra o sonra."

Annem belli belirsiz başını sallayıp tekrardan televizyona dönerken bende kitabımı okumaya devam ettim. Ekin on dakika sonra burada olacaktı.

Normalde sabah saatlerinde gitmemiz gereken eve gece saat onda gidiyorduk. Sağ olsunlar dakika başı ertelediklerinden anca bize fırsatı kalmıştı mobilyacının.

Biz de mobilyaların rengi ve modelinde bir sıkıntı çıkmasın diye gidecektik.

Zil çaldığında hızla ayaklanıp çantamı ve montumu ayakkabılıktan alarak dışarı çıktım.

"Anne gittim ben."

"Dikkat edin, aradığımda aç."

Ayakkabılarımı giyip seri adımlarla merdivenleri indim. Biricik nişanlım arabasından inmiş kapının önünde bekliyordu.

"Hoş geldin güzelim."

"Hoş bulduk hayatım."

Arabaya binip kemerimi taktığımda kucağıma kocaman bir poşet bıraktı. Ve içi resmen ağzına kadar hamburger ve patates doluydu!

"Bu ne?"

Omzunu silkti.

"Sen demedin mi sabahtan beri bir şey yemedim diye?. Bende bir şeyler aldım. Yeni evimizde ilk yemeğimizi yemiş oluruz bir yandan da."

Poşetin aralayıp içinden bir kaç tane kendi ağzıma biraz da onun ağzına patates sıkıştırdım.

"Nasıl geçti günün?"

Ona doğru döndüm.

"Sıkıcıydı, bütün gün oturdum. Ne Damla, ne Hümeyra kimse gelmedi. Annemle beraber Müge Anlı izledim ve şu an herkes gözümde potansiyel katil."

Tebessüm ederek başını iki yana salladı.

"Sen iyi misin Ekin?"

Derin bir nefes alıp arabayı sağa çekti. Ne olduğunu anlayamadan kemerini çözüp kollarını bedenime sardı.

"Babam."

Bedenim kaskatı kesildi.

"Bir şey olmadı de Ekin."

Başını iki yana salladı.

"Doktoru aradı, verilen test sonuçları temiz çıkmamış. 5 ay diyorlar Başak, bana baban ölecek hazır ol diyorlar."

Kısık kısık iç çekiyor bir yandan da kollarını bedenime daha sıkı sarıyordu.

"Kimseye söyleyemiyorum, annem de fenalaşır diye korkuyorum. Zaten en ufak bir stres babam için en büyük tehlike. Kafayı yiyeceğim artık."

Kollarını ayırıp biraz geriledi.

"Son gününüz gibi yaşayın diyorlar. Ben babama sarılırken bir daha yapamayacağım diye ödüm kopuyor. Nasıl hayatımda olmayacağına kendimi inandırayım?"

Yanağına süzülen yaşı parmaklarımla silip derin bir nefes aldım. İçim acıyordu.

Hem Ekin'i böyle gördüğümden hem de Ahmet babayı kaybedeceğimizden kalbime dikenler batıyordu. Ama en acısı elimden hiçbir şey gelmiyor ne yapmam gerektiğini de kestiremiyordum.

"Bak zaten iki gün sonra gideceksiniz diğer doktora. O belki başka bir yol bulacak? Bütün doktorlar demedi mi oradaki imkanlar daha fazla diye? Ne olur başka çaremiz yokmuş gibi düşünme Ekin. Babamı kaybetmeyeceğiz anladın mı? O uzun seneler yaşayacak bizimle. Bak evleniyoruz, çocuğumuz olacak Allah'ın izniyle. Daha onlarla geçireceği çok zaman, biriktireceği bir sürü anı var. Son günümüz gibi değil, sonsuz günümüz var gibi yaşayacağız."

Elimi yanağına koyup yeni çıkmış sakallarını baş parmağımla hafifçe okşadım.

"Ama sende söz ver bana, ağlamayacaksın."

Daha fazla kendimi tutamazken yanağımdan süzülen yaşı hızla sildim.

"Çünkü sen üzüldüğünde bende buna çare hiçbir şey yapamayınca mahvoluyorum."

Bir anda aramızdaki mesafeyi kapatırken kollarını belime doladı. Dudaklarımız birbirine dolaşırken nefeslerimiz karışıyordu.

Öpüşünün ardından dudaklarımda öylece beklerken konuştu.

"İyi ki varsın Başak."

Ufak bir tebessüm ettim.

"Hep böyle var ol olur mu? Seninde eksikliğini bedenim kaldırmaz artık."

🌾

Ah bu çocuk yurt dışına çıkacak çok şükür iki texting okuyacağız dediğinizi duyar gibiyim fjfjjddj

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın ❤🌾

 

Loading...
0%