41. Bölüm

41. Bölüm

Zeynep
yazarzeeyzey

YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" yayındaaa, HEPİNİZİ ORAYA BEKLİYORUM 💝

Aynı zamanda Profilimdeki "Gastronot frambuaz" kitabıma da bekleniyorsunuuuz 🌼

Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın ❤️

💫💫💫

🌾

"E ama hani denize gidecektik?"

Başını boynuma gömmüş Ekin bana döndü.

"Ben ne zaman öyle bir şey dedim?"

Geri çekilip kollarımı birbirine bağladım.

"Dalmak istiyorum dedin ya."

Yüzüne yerleşen ahlaksız ifade ile kaşlarım çatılırken elleri tekrardan belimi buldu.

"Ben başka bir dalmaktan bahsediyordum."

"Çok terbiyesizsin."

Kahkaha atarak yatağa sırt üstü uzandı. Hala belimde duran elleriyle beni de kendi bedeninin üzerine konumlandırıp başımı göğsüne yasladı.

"Varlığın irademi bu kadar zorlamasın o zaman."

Başımı kaldırıp burnuna ufak bir öpücük kondurdum.

"Hadi kalk gezeceğiz bugün, o kadar geldik."

Hala değişmeyen ifadesi ile başını iki yana salladı.

"Biz balayına geldik yani bir nevi dinlenmeye, gezmek için değil karıcım."

Dirseklerimi göğsüne yaslayıp ellerimi çenemin altında birleştirdim.

"İyi o zaman sen burada tek başına balayını yaparak dinlen kocacım, ben kendime eşlik edecek bir centilmen elbet bulurum."

Yataktan doğrulacağım anda kafasının arkasındaki ellerini belime doladı.

"On beş dakikaya çıkarız karıcım."

Gülerek başımı salladım. Hızla yataktan doğrulup gardrobun karşına geçtim.

"Bilirsin ki kocacım son sözü hep erkekler söyler, o da..."

Seçtiğim elbisemi alıp kapağı kapatarak ona döndüm.

"Tabi ki karıcım."

🌾

Beyaz ip askılı elbisemin altına sandaletlerimi giydim.

İstanbul'da hava yağmurluyken burada hava resmen bizi pişiriyordu.

Biz nerede miydik?

MALDİVLERDE ANACIM!

"Yat kiraladım, onunla adaları denizden yüzerek ziyaret ederiz."

Başım sallayıp yanına adımladım. Benim beyaz elbise giydiğimi görünce o da elindeki mavi tişörtünü bırakıp beyaz olanını aldı.

İkimizde zor zar giyinip odadan çıktık. Otelimiz direk sahilin kıyısındaydı.

Kıyıda duran yata binip arkama yaslandım.

"Kaptan nerede?"

"Buradayım."

Denize bakan yüzüm hızla ona döndü.

"Oha sen mi kullanacaksın?"

Gülerek başını salladı.

"Evet karıcım ben kullanacağım. Hadi beni yalnız bırakma yukarı gel sende."

Seri adımlarla yanına gidip merdivenleri çıktım. Masmavi deniz o kadar güzel duruyordu ki bir saniye başka bir şeye bakasım gelmiyordu.

Tabi ki kocam hariç.

"Yarın ne yapacağız, malum son günümüz ya?"

Omzumu silkip kollarımı arkasından sırtına doladım.

"Bence balayının hakkını verip dinlenebiliriz bütün gün."

Vücudu hızla bana dönerken yüzündeki inanmayan ifadeye dayanamayıp kahkaha atmaya başladım.

"Valla mı?"

Başımı salladım.

"Valla."

Ellerini yukarı doğru kaldırıp diz çöktü.

"Allah'ım sana çok şükür yarabbim, çok şükür."

Kaptan koltuğunun yanındaki geniş yere uzanıp kollarımı başımın arkasına birleştirdim.

Tatilimizin onuncu günündeydik. Her anlamda dolu dolu geçen tatilin hayatımda yaşadığım en güzel tatil olduğu gerçeğine pis pis sırıttım.

Ama evli olmak hala garip geliyordu. Her gece her sabah yanımda o vardı, iyi ki de vardı.

Kıskançlıkları artmıştı ama bunu bana olan saygısını sarsmadan yaptığından hoşuma gidiyordu.

Kısa bir süre denizde ilerledikten sonra bana döndü.

"Burası Hulhumale adası."

Elbisemi çıkarıp bikinimin üstünü düzelttim. Yatın ön kısmına geçip Ekin'e döndüm.

"Denizde görüşürüz Kaptan!"

Gülerek başını salladı ve bir kaç tuşa basıp tişörtünü çıkardı.

"Geliyorum!"

Hızla yanıma atlayıp dibe daldı.

Sırt üstü yatıp ellerimi başımın arkasında birleştirdim.

"Başak!"

Ekin bir anda bağırıp deli danalar gibi çırpınmaya başladığında doğruldum.

"Ne yapıyorsun Ekin?"

Cevap vermeden hala suda batıp çıktığından korkuyla yanına yüzdüm.

Boğuluyordu.

Kolumu beline sarıp olabildiğince yüzünün suyun hizasından yukarı çektim.

Bir anda kolları belime dolanırken dudaklarımı dudaklarına yasladı.

"Aman da aman kocası için de korkarmış."

Suyun altından sertçe bacağına vurdum.

"Pisliksin, ödüm koptu burada!"

Dudağıma uzanıp öpücük kondurdu.

"Diğer adaların suyu bu adanın ki kadar güvenli değil. Onlarda giremeyebiliriz."

Başımı sallayıp suya daldım. Yaklaşık yarım saat daha oyalandıktan sonra yata geri çıktık.

Günün geri kalanında bahsettiği diğer adaları gezip sahil kıyısında güzel bir restoranda yemeğimizi yedik.

Otele geri geldiğimizde pertimiz çıkmış olsa da buna sonuna kadar değmişti.

Bornozuma sarılıp yatağa uzandım. Ekin hala duştaydı.

Komodinin üzerindeki telefonum çaldığından uzanıp aldım.

Damla arıyordu.

"Efendim ahiretliğim?"

"Hadi lan, evlendin hemen sattın beni! Bir kere aramadın ne biçim ahiretliksin sen?"

Gülerek sırtıma yastığa yasladım.

"Ama Ekin bırakmıyor ki, düşün yani on gündür dün gezdik ilk defa. Ya deniz ya sev- aman işte."

Kıkırdadı.

"Aboo eniştemin barut bir türlü sönmedi yani, anladım anladım. Sen nasılsın? Güzel mi evlilik?"

Tıpkı onun gibi kıkırdayarak başımı salladım.

"Güzeeeel. Kocam var, sürekli yiyorum yine kocam var, geziyorum. E zaten kocam var çok mutluyum. İyi ki koca-"

"Bir daha kocam var dersen seni ahiretlikten reddederim."

"Sonunda balayı zamanımız geldi karıcım."

Ekin havlusuyla karşıma geçerken Damla telefondan kahkaha atmaya başladı.

"Ben kapatıyorum kulaklarım bu ahlaksızlığı kaldıramaz."

"Deli."

Telefonu kapatıp Ekin'e döndüm.

"Başım ağrıyor, uyuyacağım ben."

Yanıma adımlayıp bornozumun açıkta bıraktığı bacağıma dokundu. Parmakları yukarı doğru tırmanırken hafifçe doğruldum.

"Baş ağrısının en güzel çözümü ne biliyor musun?"

Bornozun kuşağını aralarken memnun bir ifadeyle kıkırdadım.

"Neymiş?"

Üzerime çıkıp bornozun açtığı omzuma ufak ufak öpücükler kondurdu.

"Birazdan anlarsın."

🌾

"Ekin hazırlanmamız lazım."

"I-ıh on dakika daha."

Okumaktan sıkıldığım kitabi kenara bırakıp hafifçe doğruldum.

Saat ikiye geliyordu ve biz uzun ve hızlı bir geceden sonra yeni yeni kendimize geliyorduk.

Ayaklanıp kısa bir duşa girdim. Saçlarımı kurutup İstanbul'daki havayı göz önünde bulundurarak yaptığım kombini giydim.

 


"Ya Ekin Hadi ya."

Gözlerini açıp bana doğru döndü.

"Böyle gidemeyiz, olmaz. Çok güzel olmuşsun. Olmaz."

Kendi eksenim etrafında dönüp elimi çenemin altına koydum.

"Teşekkür ederim canım."

Tam cevap verecekken telefonu çalınca diğer tarafa döndü.

"Efendim sultanım."

Yüzündeki Tebessüm bir anda solarken hızla yattığı yerden doğruldu.

"İ-iyi mi? Anne ne olur iyi de."

Yanına gidip karşısına geçtim. Telefonu kapatıp yere çökerken hızla eğildim.

"Ekin ne oldu?"

Öylece boşluğa bakarken ellerimi yanaklarına koydum.

"Ekin ne olur korkutma beni."

"Ba-babam. Hastanedelermiş. Doktor kendinizi her şeye hazırlayın demiş Başak."

🌾

Geldiler. Geldiler ağzımıza edecek bölümler. Hoş mu geldi bilemem Kdkdkdkd

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀❤

 

Bölüm : 13.10.2024 15:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...