YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" yayındaaa, HEPİNİZİ ORAYA BEKLİYORUM 💝
BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA DA HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM💝
Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın 🪻
💐💐💐
"Kız siz niye telefonlara bakmıyorsunuz? Hepinizi aradım bir Allah'ın kulu açmadı telefonumu."
İkişer ikişer herkes aşağıya inerken Laçin ve Pars abi içeri girdi.
"Aaa hoş geldiniz."
Melisa ve Damla yanımıza gelirken Laçin önce bana daha sonra onlara sarıldı.
"Dedim bunlar çift tatili yapıyor, haber aldık Ekin'den buradaymışsınız. Davet de alınca hemen geldik."
Evin ortamı anında değişti. Laçin ve Pars abi ile beraber salona geçtim.
"Burası cidden baya ıssızmış ama kafa dinlemek için bir numara."
Laçin'i onaylar gibi başımı salladım. Cidden en yakın mesafedeki market araba ile yarım saat olsa da kış bahçesi olsun, sakinliği olsun kesinlikle İstanbul'a dönünde özleyeceğim şeyler olacaktı.
Kısa bir hoş geldin faslından sonra kahvaltı için ayaklandığımda gözlerim hala ortada gözükemeyen Öykü'yü arıyordu. Elimdeki salatalığı tezgaha bırakıp menemeni karıştıran Melisa'nın yanına adımladım.
"Lan bu Öykü nerede hala?"
Omzunu silkti.
"İnmiyor ki aşağıya, tutturmuş ya konuşmaya çalışırsa benimle diye. Hümeyra konuşmaya gitti ama tık yok."
Başımı sallayıp hızlı adımlarla mutfaktan çıktım. Öykü'nün odası üst kattaydı. Salona gözükmeden yukarı çıkıp bir anda kapıyı açtım.
"Lan gelsene aşağıya."
Yüzünü yastığa gömüp anırmaya başladı.
"İma yapar o mal, ben bu odadan çıkmayacağım!"
Yastığı yüzünden çekip yatağın kenarına koydum. Etraf sümüklü peçete kaynıyor, açtığı delibal filmi hala devam ediyordu.
"Kızım niye sevgilinden ayrılmış gibi davranıyorsun? Bu halin ne? Kalk hadi."
Kolundan ne kadar çekersem çekeyim kalkmazken kollarımı hızla karnıma sardım. Olabildiğince gerçekçi bir şekilde acıyla bağırarak yere oturdum.
"Başak! Başak iyi misin?"
Ayağa kalktığı gibi kolunu tutup kapıya doğru çektim.
"Çabuk giyin yoksa seni böyle aşağıya atarım ha."
Yalandan bir ağlama ile bavulundan bir kaç şey alıp lavaboya girdi. On dakikanın ardından nihayet çıktığında koluna girip aşağıya indik.
"Merhabalaar. Öykü de uyuya kalmış, tanışmıştın zaten Laçin'le."
Öykü Okan'ın olduğu tarafa doğru asla dönmezken Hümeyra balkondan seslendi.
"Kahvaltı hazır."
Hepimiz balkona doğru ilerledik. Öykü kolumu bir panter edasıyla tuttuğundan yanıma oturup diğer yanına da Melisa'yı oturtmuştu.
"Nasıl gidiyor tatil, o karakol olayından sonra?"
"Yani Allah göstermesin dediğim her şeyi full HD izliyorum maşallah, daha ne olsun, eve doluştular bir anda, bizde anlamadık amaç neydi?"
Melisa imayla konuşurken Laçin Hümeyra'ya döndü.
"Sen doğurdun mu?"
"Yani içimde tutamadım daha fazla, üç aylık oldu teyzesi."
"Oy yerim ben onu."
Laçin içten bir gülümseme ile bize döndü.
"Eee kızlar sizden ne haber? Neler oldu görüşmeyeli?"
"Aynı sadece evlendim o kadar."
Damla gülerek konuştuğunda Laçin alayla başını salladı.
"Asla bilmiyorum."
Ahmet babanın üzüntüsünden çok coşkulu bir düğün yapmamışlardı ve biz kendi aramızda evde bekarlığa veda yapmıştık.
Gece deli gibi eglendiğimizden her ay buluşalım demiştik ama bir türlü fırsat olmadı.
Laçin bana dönerken elimi karnıma tuttum.
"Henüz üç aylık bir prensese hamileyim."
Elindeki çatalı bırakıp elime uzandı.
"Yaaa canım benim çok sevindim. Allah analı babalı büyütsün inşallah."
"Bende hamileyim ama cinsiyeti bilinmeyecek kadar küçük kendileri."
Şok olmuş gibi Melisa'ya döndü.
"Kız sen evlenip de düğününe beni çağırmadın mı?"
Ellerini kaldırıp gülerek başını iki yana salladı.
"Ben evlenmedim ki."
Pis pis sırıtan Laçin bu sefer Öykü'ye döndü.
"Eee Öykü sen hamile misin?"
Elindeki suyu öksürerek üstüne döken Okan ayağıyla sandalyesini geri çekip ayaklandı.
Bütün masanın odağı ona kayarken Melisa ve Hümeyra tıpkı benim gibi gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.
"Yok ne ha-hamilesi Laçin. Tövbe tövbe, ben böyle iyiyim."
Yüzünü masadan kaldırmayan tabağına yumulurken hala ayakta Öykü'ye bakan Okan boğazını temizledi.
"Ben bir üstümü değiştireyim."
Laçin kaş göz yaparak Okan ve Öykü'yü işaret ederken hafifçe başımı salladım.
"Eee ne yapacağız bugün?"
Bu sefer Pars abi ortaya atılırken Ekin ona doğru döndü.
"Hava çok güzel, şehire inip gezebiliriz, oradan et falan da alırız akşam mangal yaparız. Uyar mı size?"
Herkes onaylarken yemeğimize geri döndük. Bol kahkahalı ve huzurlu bir yemekten sonra hazırlanmak için odalarımıza dağıldık.
"Ekin tokamı gördün mü?"
"Evet hayatım burada."
Ekin lavabodan seslenirken üstümü düzeltip içeri girdim. O da saçlarını düzeltiyordu.
"Çok güzel olmuşsun bir tanem."
Yanağına ufak bir öpücük kondurdum.
"Sende öyle hayatım. Tokam nerede?"
Elindeki tokayi bana vermezken saçımın kenarını düzeltip oraya taktı.
"Tamamdır."
Yeşil ceket ve etek takimi giymiştim ve bu sanırım aşık olduğum bir diğer şey olmuştu.
Altına ten rengi o sihirli çoraplardan giydiğimden üşüme derdi de ortadan kalkmıştı.
Çantamı da alıp aşağıya indik. İstikametimiz Selmiye Arastarı'ydı.
Arabalara bölüşüp yola çıktık.
"Öykü torpidodan gözlüğümü verir misin?"
Bir tarafımızı yırtarak Öykü'yü Okan'ın yanına oturtmuştuk.
Eli titrerken zor zar gözlüğü uzatan haline gülmemek için kendimi sıkarken altıma edecektim.
Uzun süreli yolculuğumuz nihayet sona ererken arabalardan indik kapalı çarşıya benzer şekilde dizaynı olan yerde bir sürü şey alırken erkekler arkamızdan korumalar gibi geziyordu.
Öykü zümrüt renginde bir kolye denerken bende altın bir bilezik bakıyordum.
"Bence bu size çok yakıştı kesinlikle almamalısınız."
Kuyumcu Öykü'ye doğru konuşurken istemsizce ona doğru döndüm.
"Nasıl yani anlamadım?"
Yakışıklı olsa da kocam varken dönüp bakmayacağım tipte olan kuyumcu kolyeyi işaret etti.
"Bunu size, sizi seven bir adamın alıp boynunuzu süslemesi bence daha hoş olur."
Seni ataerkil amip!
İçeride kendi kendilerine konuşan bizimkilerden sıyrılıp burayı dinleyen Okan emin adımlarla yanıma geldi.
"Bir sorun mu var?"
Öykü başını iki yana salladı.
"Hayır yok."
"O zaman neden bu kadar sinirlendin sen?"
Okan bakışlarını Öykü'den ayırmazken Öykü onun suratı harici her yere bakıyordu.
"Ben beğendiği kolyeyi ona değer verecek, sevecek bir adamın hediyesi olmasını söyledim güzel hanıma."
Kuyumcu konuştuğu sırada çenesi kasılan Okan başını salladı.
"Kıskandı kıskandı."
Yanımda duran Hümeyra, Laçin ve Damla aynı anda konuşurken sırıtarak başımı salladım.
"Öyle mi? Peki."
Cebinden kartını çıkarıp kuyumcuya uzattı.
"Bu seti alıyoruz. Hediye paketi yapar mısınız?"
🌾
Bunlar da oldu oldu fjfjd
Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?
Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.
Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🍀🌾💕
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
40.7k Okunma |
3.21k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |