YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" yayındaaa, HEPİNİZİ ORAYA BEKLİYORUM 💝
BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA DA HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM💝
Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın 🪻
💐💐💐
"Bu çocuk sana aşık değilse ben hiçbir şey bilmiyorum!"
Öykü beni duymamazlıktan gelirken koluna girdim.
"Kuzum ciddi ciddi iyi misin sen?"
Yüzünü bana döndüğünde dolu gözlerle başını iki yana salladı.
"Hayır değilim."
Yemek için mekana giren ahaliden sıyrılıp hızla restoranın balkon kısmına geçtik.
"Ne oldu?"
Banka oturduğunda ellerini yüzüne kapattı.
"Ben aşık olmak istemiyorum. Hele daha geçen hafta başka kızla dolanıp beni yara bandı olarak kullanacak bir adama asla aşık olmak istemiyorum!"
Sesi kendinden emin çıkıyordu fakat cümlenin sonlarına geldiğinde omuzları düştü.
"Ama kendi kalbime bile söz geçiremiyorum."
Ellerimi sıkıca omuzlarına sardım.
"Sen Okan'ı hangi kızla gördün?"
Yüzünü omzuma gömmüşken mırıldanır gibi konuştu.
"Ne bileyim, benden bin kat daha güzel, sarı saçlı bir kızdı."
Her yerde olduğu gibi burada da çip takmış gibi peşimizi bırakmayan Okan görmediğimi zannederek köşede bekliyordu.
Ben ki yüzyılların çöpçatanı bunun bu tavırlarını daha önce nasıl fark edemedim ona şaşırıyordum.
"Zaten dün pat diye öptü. Ne olduğumu şaşırdım. Kafam çok karışıyor Başak, ne olur ben döneyim buradan sonra İstanbul'a."
Yüzünde elle tutulur hüzün onay vermemi sağlarken ellerini tutup ikimizi de banttan kaldırdım. Tamam belki gerçekten Okan ona karşı bir şey hissediyor olabilirdi ama bu kardeşimi bu kadar üzeceğim anlamına gelmiyordu.
"O zaman hep beraber tatilimizin son anlarını ağlamak yerine gülerek geçirelim kuzum olur mu?"
Göz yaşlarını sildi. Sahte olduğu belli olmayan bir gülümse ile başını salladığında koluna girip restoranda doğru ilerlemeye başladık.
Okan hızla içeri girerken köşe kısımda kaldığı için bunu Öykü görmemişti.
Masamıza oturduk. Herkes siparişini verdikten sonra tıpkı kahvaltıda olduğu gibi bol kahkahalı bir sohbet başlamış oldu.
Bu kahkahalara katılmayan ise koca masada sadece Okan oluyordu.
"Eee sizinkiler ne yapıyor?"
Laçin ağzındaki lokmayı çiğneyip gülümsedi.
"Gurur ve Mert ortaokula geçti, Damla da iki yaşına basacak bir ay sonra. Küçük bir organizasyon yapacağız, sizde gelmek ister misiniz?"
Başımı salladım.
"Olur aslında. Şu cimcimeyi bir canlı canlı görmüş olurum."
Ekin elini sandalyemin arkasından omzuma koyduğunda gülerek öpücük attım.
"İsim olarak ne düşünüyorsunuz?"
Laçin bana doğru konuştuğunda omzumu silktim.
"Aslında daha dün akşam cinsiyetini öğrendiğim için herhangi bir isim bakamadım. Aklımda hep Ayça var ama bilmiyorum."
"E Ayça olsun o zaman güzelim?"
Ekin başını benden taraf çevirip konuştuğunda dudağımı büzdüm.
"Ama senin de sevdiğin ve istediğin bir isim olmalı, babasısın sen senin de karar vermen lazım."
Eli yüzüme uzandığında baş parmağımla yanağımı okşadı. Biri bu adama bu kadar güzel bakmanın yasak olduğunu söyleyebilir mi?
Teşekkürler.
"Benim sevdiğim şey sensin, fikirlerin, düşüncelerin bunların hepsi. O yüzden sen bir şeyi severek aklından geçiriyorsan bil ki ben onu çoktan sevip onaylamışımdır."
Aklıma gelen sinsi fikirle gözlerimi kıstım.
"Gece kızlarla tek başımıza eğlenmeye gitmek gibi mi?"
Yüzümdeki sırıtış onun yüzüne bulaşırken alayla kaşlarını aldırdı.
Neymiş efendim genelleme yapmamak gerekiyormuş, hayat böyle seni tongaya getirirmiş.
"Bak bu bir istisnaymış işte."
🌾
Yemekten sonra Öykü'yü otogara bıraktığımız andan beri değil gülmeyi tek kelime etmeyen Okan, eve geldiğimiz anda uykusu olduğunu söyleyip yukarı çıkmıştı.
Bu gençlik ne anlar aşktan be anacım.
Kahveyi karıştırıp makinasına koydum. Erkekler maç izlemeye başlamış, bizde kızlarla kış bahçesinde dedikodu yapacağımız ahlak masasını kurmuştuk.
Bir de hamile halimle bana yaptırıyorlardı kahveyi.
Ayıp be.
"Yenge."
Okan'ın sesi ile arkama döndüm. Elindeki bardakla öylece bekliyordu.
"Efendim yengem?"
Anında omuzları düşerken titrek bir nefes aldı.
Bardağı tezgahın üzerine bıraktı.
"Öykü niye gitti biliyor musun?"
Kahvenin olduğunu belli eden ses ile makineyi fişten çekip fincanları doldurdum.
"Evet biliyorum."
Arkam ona dönük olduğundan nasıl bir tepki veriyor bilmiyorum ama meraktan çatladığı fazlasıyla belliydi.
Umursamaz bir tavırla ona döndüm.
"Neden peki?"
Kahveleri tepsiye koyduğum sırada bir cevap arar gibi sağ tarafıma geçti.
"Bunu neden sen sorup öğrenmiyorsun?"
"Açmıyor ki, aradım da, mesaj da attım. Bakmıyor hiçbirine."
Ellerimi tezgahın iki yanına yaslayıp başımı ondan taraf çevirdim.
"Benden sana bir yenge tavsiyesi, daha başlamadan ilişkinizin bir sonu varsa kafanda, Öykü'ye yaklaşma."
Tepsiyi alıp mutfaktan çıkacağım sırada tekrardan karşıma geçti.
"O ne demek yenge?"
Derin bir nefes aldım.
"Okan sen Öykü'yü seviyor musun yengem?"
Hızla başını salladı.
"Evet."
"Peki bundan emin misin yengem?"
"Eminim yenge."
Kenardan geçip salona doğru ilerlediğim sırada Okan peşimden geliyordu.
"O zaman daha geçen hafta sarışın kızlarla ne işin vardı senin yengem?"
Adımları anında durdu.
"Ne kızı?"
Tepsiyi salonun girişinde duran sehpanın üzerinde bıraktım.
"Öykü görmüş sizi, sarışın benden çok daha güzel bir kızla geziyordu şimdi de beni de yara bandı olarak kullanacak diyip duruyor."
"Yenge yalvarırım bana telefonunu ver, ona açıklamam lazım. O benim takıldığım biri değil, olamaz da. Abimin karısı o, abime sürpriz yapacaktık diye beraberdik biz."
Cebimden telefonumu çıkarıp ona uzattım.
"Benim kardeşimi üzersen seni öldürürüm Orkun."
Yüzündeki kocaman tebessümle başını iki yana sallayıp hızla telefonu elimden aldı.
"Kendi canımı yakmak istediğimden pek emin değilim yenge."
🌾
Öykü'den...
"Ne vardı o kadına gidecek sanki? Allah belanı versin Deniz!"
Kumandayı yere fırlatıp yüzümü yastığa gömdüm.
Kafamı dağıtmak için film izleyeyim dedim, kafamı dağıtmak zorunda bırakan kişinin aynısı dizide çıktı iyi mi?
Masanın üzerinde duran jelibonu kucağıma alıp avuçla ağzıma attım.
Şu hayatta seveceksiniz yemekleri sevin, bir onlar sizi başkalarına tercih etmiyor.
Telefonumu alıp arkama yaslandım. Müzik uygulamasını açtığımda kendiliğinden başlayan müzik ile üzerime yorganı çekip gözlerimi kapattım.
Şarkı yaklaşık on saniye sonra kendiliğinden kapanırken telefonumu yorganın altından çıkardım.
Beni düşünen tek arkadaşım, Başak arıyordu. Çağrıyı cevapladım.
"Başak bak görüyor musun bir senin aklına geliyorum, kimse aramıyor beni. Öldüm ben burada, kalbim ağrıyor, içinde bir öküz tepişiyor çünkü! Neyse. Ağlamaktan göz yaşlarım kurudu biliyor musun?"
Hala yanağımda duran yaşı elimin tersiyle silerken başımı iki yana salladım.
"Yok lan kurumamış. Senden bir şey isteyeceğim ama kızmak yok, çaktırmadan baksana Okan ne yapıyor? Hala o sarışın ile mi konuşuyor? Gerçi konuşsa sarışın olduğunu nereden anlayacaksın dimi? Neyse nerede şu an? Ne yapıyor?"
"Seninle konuşuyor."
Gelen tanıdık sesle telefonu hızla kulağımdan çektim.
Allah'ım ne olur şu an rüya olsun. Yemin ederim bir daha sevmediğim insanların yemeklerine limon tuzu atmayacağım.
"Alo?"
Okan'ın sesi telefondan buraya kadar gelirken hızla kulağıma tuttum.
"Efendim?"
Derin bir nefes aldı.
"Müsait misin?"
Etrafıma bakındım.
"Hayır."
Böyle bir cevap beklemiyor gibi durdu.
"Peki ne zaman müsait olursun?"
"Hiçbir zaman."
Telefondan bir mühlet ses gelmezken çağrıyı sonlandırmak için telefonu kulağımdan çektim.
"Yengemdi."
Duyduğum şeyle hızla telefonu tuttum.
"A-anlamadım?"
"O sarışın, benden güzel dediğin ama tıpkı diğer kadınlar gibi asla senden güzel olmayan kadın, abimin karısıydı. O gün seninle karşılaştığımızda abimin doğum günü olduğu için ona hediye bakıyorduk. Senin zannettiğin gibi bir şey değildi."
"Kim sana söyledi bunu?"
"Biraz önce sen söyledin."
Elimle yüzümü kapattım.
BİRİNİZ ALLAH RIZASI İÇİN BENİ BURADAN ALSIN.
"Sen neden aradın?"
Derin bir iç çektiği sırada gözlerimi kapattım.
"Engelimi geri çekmen için."
"Müsait bir zamanım olursa çekerim. Kapatıyorum?"
"Kendine dikkat et, görüşürüz."
Telefonu hızla kapatıp mesaj sekmesinden Başak'ın numarasına tuşladım.
Siz: Okan beni aradı!
Siz: O sarışın yengesiymiş, bekle hemen arıyorum seni.
Siz: Anlatmam lazım.
Mesaj uygulamasından çıkıp arama kısmına girdim. Son aranan numarada Başak'ın ismini görmemle binbir köşeli jetonum düştü.
Okan beni zaten Başak'ın Telefonundan aramıştı!
Mesaj sesi gelirken tek gözümü kapatıp mesaja tıkladım.
Altınbaşak: Telefon henüz sahibinde değil güzelim, ulaştırdığımda seni aramasını söylerim.
🌾
Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?
Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.
Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🌾🍀💕
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
40.71k Okunma |
3.22k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |