YENİ KİTABIM "GÖNDERİLİYOR;HANIMELİ" yayındaaa, HEPİNİZİ ORAYA BEKLİYORUM 💝
BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA DA HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM💝
Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııııın 🪻
💐💐💐
5 ay sonra...
"Küçücüğüm, her şeyim
N'olur çok uzaklara gitme
Gidersen öleceğim
Karanlığa döneceğim, of"
"Alt tarafı tuvalete gidiyorum güzelim."
Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Hamileliğim sağ olsun şu son bir ayımız yapışık ikiz gibi geçmişti. Gerçi şu an da pek bir farkımız yoktu.
Midemin o mayhoş 'hadi git biraz daha ye ve kilo al' hissiyatı ile ayaklanıp seri adımlarla mutfağa ilerledim.
"Ayça, kızım anneye tekme yok demedik mi? Ben sadece senin için duba gibi oldum, yaptığına bak kızım. Çok ayıp annecim!"
Masada duran keki kemirirken bir yandan da hala karnımda olup da dışarı çıkmaya pek bir isteği olmayan kızımla konuşuyordum. Sekizinci ayımızın sonuna gelmiştik. Odası, kıyafetleri, akla gelecek her şeyi hazırdı.
"Tamamdır ben yarım saate orada olurum."
Telefonla konuşarak içeri giren yarı çıplak kocam bana göz kırparak kekimden yemeğe başladı.
"İyi günler."
"Sen nereye?"
Telefonu kapattığı gibi ayaklandım.
"Gençtürk holding ile anlaşmamız vardı bir tanem, oraya gideceğim."
Üzerindeki düğmeleri açık gömleğini ilikledikten sonra kol düğmelerini taktı.
"Sen baya süsleniyorsun ama! Ne bu?"
Burnuma buram buram gelen parfüm kokusu ile kaşlarım havalanırken başımı iki yana salladım.
Bu adam ise değil gece kulübüne gidiyordu!
Sabah sabah evet.
"Parfümle yıkanmışsın. Az olmuş, hibe etseydin vücuduna. Çok değil iki yüz metre ötedeki herkes alıyor kokunu merak etme!"
Sandalyeme oturup kollarımı birbine bağladım. Biz bebeği beraber yapmadık mı kardeşim? Ne bu her acısını, her şişkinliğini, kilosunu, bulantısını ben çekiyorum?
Adalet mi bu şimdi?
"Hayatım parfüm sıkmadım ki ben?"
"Zaten sıkmış değil yıkanmışsın dedim sana."
Kollarını bedenime dolayıp sanki çocuk kandırır gibi mırıldandı.
Ama bu parfüm başka bir erkeğin bile ilgisini çekecek kadar güzeldi!
"Sende istersen Damla ile takıl güzelim bugün. İşim uzun sürebilir."
Yani holding diye bana yalan attığı bara gidip akşama kadar o kadınla takılabilir!
"Ben evde kalacağım."
Nah!
Bak bakalım sana o kadınla rahat verecek göz var mı bende?
Başımın üzerine uzun bir öpücük kondurdu.
"Tamamdır güzelim, dikkat et ikinize."
Gözlerim kısıldı. Bunca aylık karısını göz göre göre aldatmaya gidiyordu.
Cevap vermeden hızlı adımlarla odama çıktım. Evet artık odam!
Adam akıllı giyecek bir şeyler bulup sanki hiçbir şey yokmuş gibi yatağa uzandım. Tam tahmin ettiğim gibi adım sesleri yanıma doğru geliyordu.
"Hayatım iyi misin sen?"
Yorganı kafama kadar çektim.
"Evet uyuyacağım, sen bar-aman holdinge git."
Komodinin üzerine bir şey bıraktı.
"Telefonunu buraya bırakıyorum aradığımda açarsın bir tanem."
"Tamam."
Duble nah!
Bir kaç dakika sonra odadan çıktığı gibi ayaklanıp kenara ayırdığım eşyalarımı üstüme geçirdim.
Kim der be sana hamile diye! Heheyt.
Topuklu ayakkabılarımı da giyip aşağıya indim. Telefonumdan holdingin adını aratıp konumumu işaretledim. Kırk beş dakika gösteriyordu.
Arabama bindim. Telefonu aparata astığımda Ekin hissetmiş gibi ararken meşgule atıp yola çıktım.
Bir kaç dakika geçmeden Damla aradığında çağrısını cevapladım.
"Ne yapıyorsun ahiretliğim?"
Görebilecekmiş gibi omuzlarımı silktim.
"Kocamı holding diye gittigi barda basmaya gidiyorum."
"Ne?"
"Ne?"
"Ne?"
Bütün kızlar konferanstan dolayı arka arkaya konuşurken hızımı biraz daha arttırdım.
"Bizde gelelim mi?"
Melisa'nın sesi yükseldiğinde ben cevap verecekken biricik kuzenim arkadan böğrünmeye başladı.
"Sen hiçbir yere gidemezsin!"
"Sana mı soracağım sen kimsin be?"
Melisa hedefini şaşırarak telefona doğru bağırdı.
"Kocanım kızım, kocan."
"Al bebeğini sen taşı o zaman."
Melisa biraz tehlikeli bir hamilelik geçirdiğinden değil bir yere gitmesi lavabo harici uzun süre ayakta kalması yasaktı.
"Çok bir işim yok, alt tarafı yüzüğü kafasında patlatıp, olabilecek her türlü sıcak sıvıyı bir tarafına dökmeyi düşünüyorum."
"Çok kolaymış ya, benim rutinim bu."
Öykü dalga geçer gibi konuştuğunda kıkırdadım. Öykü benim bir Alt versiyonumdu, beklenirdi anacım ondan da.
"Neyse kapatın artık navigasyonla gidiyorum, kaybolacağım."
Çağrıyı kapatıp navigasyonu dinlemeye devam ettim. Gösterdiği gibi yarım saatlik bir yolun ardından bahsedilen konuma ulaştığımda karşımda bir holding değil, inşaatın içinse küçük bir bina ve koca bir futbol sahası vardı.
"Bari sağlam atsaydın be!"
Arabadan inip binaya doğru düşmemek için büyük bir çaba sarf ederek ilerledim. Bir holdinge göre fazlasıyla küçüktü.
"Merhaba, kimse var mı?"
İçeriye doğru seslendim. Sessizlik beni karşıladığından binanın içinden girişi görülen futbol sahasına doğru adımladım. Burada da bir Allah'ın kulu yoktu.
Başımı çevirdiğimde sahanın en uç köşesinde küçük bir çocukla bir adamın futbol oynadığını gördüm.
"Bir bakar mısınız?"
Seslenmemle ikisi de bana dönerken adam yanıma gelmeye başladı.
"Buyrun?"
"Ben Başak Sezer, Ekin Sezer'in eşiyim. Burada toplantı var demişti ama?"
Yüzündeki ciddiyet asla bozulmazken bakışlarını kolundaki saatini indirdi. Az önce o çocukla futbol oynarkenki halinden eser yoktu.
"Toplantı holdingde olacak, burada de-"
"On iki dakika. Daha sonra istediğin kadınla istediğin şeyi yaparsın."
Yanımıza gelen manken gibi kadın beni görüyormuş gibi adama döndü.
"Hanımefendi holding ile ilgili bir şey sormak için gelmiş."
Alayla kaşları kalkarken bakışları nihayet bana döndü. Dönmesiyle havalanan kaşları çatıldı.
"Kadın bir de hamile mi Burak?"
"Saçmalama Dila."
İkisi de beni unutmuş gibi kavga etmeye başlarken telefonum tekrardan çalmaya başladı.
Arayan yine kocamdı. Bu sefer çağrıyı cevapladım.
"Efendim."
"Nerdesin sen? Evden çıkmışsın, arıyorum açmıyorsun toplantıdan çıkmak zorunda kaldım."
Nefes nefese konuşuyordu. Ulan ben bu numaraları yer miyim?
"Ne toplantısı? Hangi kadınla takılacağının toplantısı mı? Ben geldim bu meşhur Gençtürk holdinge ama bil bakalım kim burada yok? Sen! Binayı yıkmışlar! Sen hala toplantı diyorsun ya. Boşanıyoruz Ekin! Ne benim ne de kızımın yüzünü görmeyeceksin bir daha!"
"Yalnız hanımefendi burası ek bina, qsil holding burası değil. Ve evet Sezer holding ile bir toplantımız var, o da burada değil, yeni holdingde."
Burak denilen adam bana bakarak konuştuğunda Ekin'de duymuş gibi susuyordu.
Ne yani kocam gerçekten toplantıya mı gitmişti?
Hepsi senin yüzünden kızım. Hormonlarımla kolbastı oynarsan babanı böyle zan altında bırakırız işte.
"Konumunu yolla bana kocacım, kızımızla yanına geliyoruz."
🌾
Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?
Bahsi geçen Burak Gençtürk ve Dila Uygur "Önce Aşk Sonra Aşk" kitabımın karakterleri. Onlarla bu cumartesi buluşuyoruz 💕
Ay bir tane daha texting geliyor hazır mıyız?
Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.
Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💕🌾
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
40.72k Okunma |
3.22k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |