YARIN YENİ BİR KİTAP GELİYOR AŞKLARIM. SİZLERİ ORAYA DA BEKLİYORUM 🩵
🌸🌸🌸
Kıray'dan...
"Anneyi uyandırmıyoruz babacım, tamam mı? Erkek erkeğe takılalım biraz."
Kanguruyu zor zar kendime takıp ceketimi giydim. Kerim'i de kanguruya oturtup kapıya doğru ilerledim.
Bugün Melisa ile yıl dönümümüzdü. Her ne kadar o benim öküz olduğumu düşünüp kutlamayacağıma fazlasıyla emin olsa da ben son bir aydır sadece bunu düşünüyordum.
"Öncelikle ilk rotamız alışveriş merkezi."
Sanki anlıyor gibi güldüğünde yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
Rotamız yakın olduğundan yürüyerek ilerlemeye başladım.
Alışveriş merkezinin alt katında mücevher mağazası vardı. Her hafta gittiğimizde bakışlarını ayıramadığı seti alacaktım.
Mağazanın önüne indik. Zümrüt yeşili takımı vitrinde ne kadar arasam da bir türlü bulamamıştım.
"Oğlum dua edelim satılmamış olsun."
İçeri doğru adımladım. Magazada bir tane adam sabahtan beri aradigim takıma bakıyordu.
"Merhaba bende bu setten alacaktım."
Görevli ile müşteri bana dönerken mızmızlanmaya başlayan Kerim'i hafifçe salladım.
"Maalesef o setten elimizde sadece bir tane kaldı beyfendi. Yeni setin mağazaya gelmesi üç günü bulur."
Şans paçamızdan akıyor bugün yine maşallah.
"Siz üç gün sonra alsanız?"
Adam başını iki yana salladı.
"İki aydır bunu almak için bekliyorum."
"Ama bizim tanışma yıl dönümümüz."
Umursamaz bakışlarını tekrardan bana yöneltti.
"Bizim de evlilik yıl dönümümüz."
Resmen aklım duruştu ve üretecek bir bahane bulamıyordum. Ben ki koskoca yazılımcı Kıray Çelik.
Kerim tekrardan mıkırdandığında aklıma gelen fikirle başımı kaldırdım.
"Ama benim oğlum annesine ilk defa bir hediye alacaktı."
Yanında durduğu için görmediğim ikili bebek arabasını biraz arkaya doğru eğilerek işaret etti.
"İkizlerimin ilk hediyeleri olacak."
Oldu olacak adım Kıray karım Melisa de de gelecekteki halimi bulduğumdan emin olayım kardeşim.
Evet ikiz çocuk hayallerimden biri olabilirdi, ne var bunda?
"Ama benim karım hasta! ölüm döşeğinde ve son isteği bu!"
NE?
Bakışları yumuşarken hala ne dediğimi kavramaya çalışıyordum. Tövbe Allah'ım ağzımdan kaçtı, çok tövbe.
"O-o zaman siz alabilirsiniz beyefendi, benim karım sağlıklı çok şükür."
Benim karımda öyle, bin şükür.
Seti bana doğru hafifçe ittirdiğinde buruk olduğuna inandığım bir tebessümle cebimden cüzdanımı çıkardım.
Adam mağazadan asık bir suratla çıktığı sırada Kerim'e döndüm.
"Çak oğlum, bu operasyonu da başardık. Alalım bakalım annenin aylardır gözünün kaldığı seti. Hem eminim kimseye onun kadar yakışamazdı."
Setin gerekli ücretini ödeyip önce kutusuna sonra kutusu kadar şaşalı poşetine seti alıp mağazadan çıktık.
Boğazda güzel bir lokantada ailecek yiyeceğimiz ilk yemek için kalan küçük işleri halledip poşeti olabildiğince saklayarak eve geri döndük.
Kerim kucağımdaki başlattığı uykusunun kırk sekizinci dakikasında uyandığı an biz eve giriyorduk. Karım tam tahmin ettiğim gibi hala uyuyordu.
Birileri onu gece boyu uyutmamıştı.
Ne kadar fesatsınız ben değilim, oğlum. Kerem, Kerem.
Saat dörde geliyordu ve hazırlanmak için iki saatimiz vardı. Öncelikle Kerim'in sütünü içirip tekrardan uyuması için kucağıma yatırdım.
Tanıdığından mıdır, yoksa geldiği günden beri hayatıma sağladığı mucizelerden midir bilmiyorum ama ben veya Melisa harici kimsenin kucağında ya da ayağında uyumuyordu.
Kısa bir süre sonra uyuduğundan koltuğa yatırıp kenarlarına yastıkları dizdim.
Tamam henüz iki aylık bile olamayabilirdi ama benim yeni baba olmuş minnoş kalbim bunu kabul etmeyi reddediyordu.
Mutfağa gidip güzel bir makarna yaptım. Okurken yalnız yaşamanın en büyük avantajı kendi evinin şefi olmaktı.
Yemeğimi yiyip hazırlanmak için odama ilerledim. Amacım odanın içinden geçerek giyinme odasına girmekti fakat uyuyan karımın görüş açıma girmesi aklımdaki bütün ihtimalleri sollayıp onu izlememe sebep olmuştu.
Bu hummalı izleyişi bölen telefonum sessize aldığım için sadece titreyerek benim daldığım rüyayı kısa süreliğine bölmüştü.
Başak arıyordu. Odadan çıkıp çağrıyı cevapladım.
"Efendim kuzen?"
Fısıldayarak konuştuğumdan koridorun sonuna geçtim.
"Niye fısıldaşıyoruz kuzen?"
"Karımda oğlum da uyuyor kuzen, uyanmamaları lazım o yüzden."
Kıkırdadı.
"Tamam kuzen, ben dediklerini hallettim. Var mı başka bir şey?"
Görebilecekmiş gibi başımı iki yana salladım.
"Yok yok bitti her şey. Kerim'i giydireyim sonra hazırlanıp çıkacağız. Sen almışsın gibi yapacağım elbiseyi, çaktırma sakın."
"Ben çöpçatan kurulu başkanıyım canısı, bana mı öğretiyorsun bunu? Peh."
Bir kaç şeyi daha konuşup telefonu kapattık. Tekrardan odama gidip tekrardan büyülenmemek adına başını sağa doğru çevirerek odaya geçtim. Takım elbisemi giydikten sonra odadan çıkıp Kerim'in smokinini almak için onun odasına girdim.
Benim takımımın aynısıydı.
Aşağıya inip sakladığım poşeti ve Kerim'in yedek eşyalarını alarak salona geçtim. Evlenmiş dahi olsak bu ilk kutlamamız olacaktı ve bu beni olması gerekenden çok daha fazla heyecanlandırıyordu.
Kerim uyandığını belli eder gibi esnediğinde gülümseyerek yanına yaklaştım.
"Babasının prensi uyanmış mı?"
Karnını yavaşça ovdum.
"Uykunu iyice almışsındır umarım aslanım, çünkü bu akşam biraz kalabalığa karışacağız ve bana çektiğinden o seste uyumak konusunda biraz sıkıntı çekebilirsin."
Altını alıp takımını giydirdim. Benden çok daha yakışıklı olmuştu.
Eşyalarını çantasına koyup, pusetine koydum. Altıya tam yirmi dakika vardı ve Melisa'nın başında duran telefonuna kurduğum alarm iki dakikaya çalacaktı.
Hızla poşetleri, çantayı ve puseti alarak evden çıkarak garaja indim. Kerim'i mecbur kalarak ters bir şekilde ön koltuğa koyup pusetinin güvenlik kemerini ve emniyet kemerini taktım.
"Dünyanın en güzel kadınını, anneni tanıdığım ilk günü kutlamaya hazır mısın oğlum?"
🌾
Ayarladığımız gibi beni ve Kerim'i Ekin ile bilen karım buraya kızlarla sinir krizini bir miktar azaltmak için gidiyordu.
Unuttuğumu sandığından adım kadar emindim ki aldığım elbiseyi giyip fazlasıyla özenerek hazırlanacaktı.
Ah benim güzeller güzeli karım, konu beni delirtmek olunca elini su dökebilen yoktu.
Kerim pusetinde öylece duruyordu tıpkı benim gibi annesini bekliyordu.
En sonunda kapıdan içeri girdiğinde ayaklandım. O kadar güzel olmuştu ki yanımdaki sandalye olmasa tökezleyip düşecektim.
Bakışları bomboş mekanda kısa bir dolanmanın sonrasında bizi bulurken afallayarak yanımıza doğru gelmeye başladı.
"Sizin ne işiniz var burada? Ve niye burada kimse yok?"
Yavaşça omzumu silktim.
"Güzelliğini benden başka kimse görmesin istedim sevgilim. Yıl dönümümüz kutlu olsun."
Varlığını belli etmek ister gibi sesler çıkaran oğlumuzu kucağıma alıp annesinin yanına tekrardan geçtik.
"Siz baba oğul bana sürpriz mi yaptınız?"
Başımı salladım.
"Hayatımızın anlamına küçük de olsa, evet."
Dudağıma küçük bir öpücük kondurup oğlumuza döndü.
"İyi ki varsınız bir tanelerim."
Yanımıza gelen garson ile masaya oturup yemeklerimizi yemeğe başladık.
"Ben daha fazla dayanamayacağım."
Yanımda duran poşeti ona doğru uzattım.
"Oğlumuzdan sana ilk hediye."
Paketi gördüğü gibi gözleri büyürken hızla aldı. Kutuyu açtığı gibi bana dönen bakışları tekrardan kutuya düştü.
"Aşkım bu benim bayıldığım set!"
Gülerek başımı salladım.
"Evet."
Hızla ayaklanıp kollarını boynuma doladı.
"İyi ki varsın kocam benim."
Yanağına uzanıp uzun bir öpücük kondurdum.
"Sende iyi ki varsın güzelliğim."
🌾
Son bölüm bu çiftimiz için.... bitiyor be.
Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?
Kocaman öpücükler. Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.
Final bölümü için, yarın görüşmek üzere. Hoşça kalııın 💕🥲
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
40.73k Okunma |
3.23k Oy |
0 Takip |
65 Bölümlü Kitap |