@yazarzeeyzey
|
Hoş geldiniiiiz. Bölüm Şarkısı: Shawn Mendes- There's Nothing Holdin'Me Back Keyifli okumalar dileriiiiim ❤⚽️ ⚽️⚽️⚽️ "Merhaba Dila hanım. Hastanede tam tanışamamıştık, ben Burak. Adı gösteriş için şişirilmiş altı boş kişi." Ne benden ne de karşımdaki ukaladan ses çıkmazken Burak'ın kolunun altından duran Mete başını yukarıya doğru kaldırdı. "Sen ablamı tanıyor musun Burak abi?" Mete şaşkın şaşkın bize bakıyordu. Canım kardeşim, şimdi böyle şeyler sormanın sence sırası mı? Ayrıca şu andan itibaren bana şanslı diyenle yollarımı sonsuza kadar ayırıyorum! "Evet Metecim, ablanın çalıştığı hastaneye uğradım dün. Nasıl tatlı dilli, nasıl güler yüzlü karşıladı beni. Dedim doktor dediğin böyle olmalı." Az önceki minik sitemimi göz ardı ederek biricik zeka küpü kardeşim Burak'ın kinaye dolu cümlesine inanmamış olacak ki çatık kaşlarla bana döndü. "Ablam hak edene hak ettiği gibi davranır genelde, demek ki iyi bir hasta olmayı başarmışsın Burak abi." Durum iki sıfır Uygur kardeşler önde! Kardeşim diye demiyorum hık demiş gözümden düşmüş. Aman yani burnumdan. Pis sırıtışı yüzünden sıyrılırken ayağındaki topu ileri sürdü. Babamlarda eliyle koymuş gibi ülkenin en ukala, en hovarda, en beceriksiz futbolcusunu bulmuştu. "Hadi bakalım sizi yerinize alalım hanımefendi, bizim bu küçük aslana öğretmemiz gereken şeyler var." Hafifçe başımı salladığım sırada tıpkı onun gibi bir adım attım. "Dikkat et de senin öğretmen gereken yerde, Mete sana futbolu öğretmesin." Mete topu almaya gittiği sırada kollarını bağladı ve bir adım daha attı. Gir gir çekinme, burnumun dibi evin zaten tapulu malın. "Önce sana karşındaki ile nasıl konuşman gerektiğini öğreteyim bence?" Haha komik şey seni! "Kıyamam, sen adını soyadını kullanarak konuşmaktan başka bir şey biliyor muydun ki?" Bu kaçıncı gol be usta? Bakışlarım gözlerindeydi. Hala ukalalığından gram ödün vermediği gibi bir de karşıma geçmiş hatalı olanın ben olduğumu düşündürmeye çalışıyordu. Ben yemem çakma aslan bunları, git adını duyunca farklı bir boyutta yaşadığını sanan hemcinslerime yap şovunu. "Hadi ama Burak abi, on dakikamız geçti bile!" Olduğu yeri değiştirmeden başını yana çevirdi. "Geliyorum küçük aslan." "Müsaadenizle." Sahte bir gülümseme ile sahanın içinden çıkıp seyirci koltuklarına ilerledim. Çantamdan telefonumu çıkardığımda alışık olduğum manzara ile arkama yaslanıp mesaj uygulamasına girdim. Bizimkiler yine formundaydı. Bir doktor Bir mühendis Bir Şef ve Bir işsiz grubundan 2000 mesaj* Leyla: Biriniz de benimle ilgilenin canım. Allah Allah Leyla: Zaten dünden beri doktorumuz ortada yok @doktorderdimebulçare neredesin lan sen? Leyla: Yoksa Alper denen mal sonunda sana evlenme teklifi mi etti? Leyla: Ya da ateşli bir kahga sonunda sevişiyor musunuz ? Nilay: Kız senin gibi işsiz mi Leyla? Rahat bırak da hastalarına baksın. Nilay: Ayrıca şu Alper denen tipsiz rakunun adının geçtiği mesajları can sağlığın adına Dila görmeden sil. Semiha: Hem hastalarına, hem de hastalarına ldfkjvlf Siz: Ne çok konuştunuz be, alt tarafı Mete'yi kursuna getirdim o kadar. Siz: Seni gebertirim Leyla, ben o Alper ile aynı hastanede bile zor nefes alıyorum ne evlenme teklifi ne sevişmesi! Semiha: Salla Alperi şimdi. Hocası nasıl, yakışıklı mı bari? Siz: Ne demezsin, adı olmadan bir halta yaramayan biri işte. Leyla: Ne alaka kız? Siz: Dün dedim ya size hastaneye bir ukala geldi diye. Leyla: SEN ŞAKA YAPIYORSUN Leyla: O MU? Leyla: BAK YEMİNLE SİZDEN DÖRT SEZON DİZİ ÇIKAR Nilay: Dedi az önce Alper ile bizimkini seviştiren yarım akıllı. Leyla: O başka bahara. Siz: Leyla saçma saçma konuşma. Benden bahsediyoruz, o yarım akıllı ile heba edemeyecek kadar vaktim değersiz değil. Nilay: Sen bakma şu aşk hastalarına, nasılsın onu de bakayım. Semiha: 14 Aralık yazdım bu tarihi. Nikahınızda herkesin içinde enişteme yarım akıllı dediğini söyleyeceğim. "Abla gol attım, gol!" Mete'nin sevinç nidalarıyla başımı kaldırdım. Tekrardan başlayan ikili mücadeleleri ile onları izlerken sahanın dışına çıkacak topu yerde sürüklenip sahaya geri yollayan Burak ile dudaklarımı birbirine bastırdım. Tamam saydıklarım arasından beceriksiz olduğunu çıkarabiliriz. Ama sadece futbol konusunda. İki saatlik antrenmanlarını ter içinde kalarak bitirdiklerinde Mete seri adımlarla giyinme odasına ilerledi. Ben olsam o kadar koşmaya ayakta duramayacak olsam da bir manken edasıyla yürüyen Burak, havlusunu omzuna asıp önümde sandalyeye bacağını uzatarak bana döndü. "Yarın ki konumu yine akşama doğru yollarım." Bak şimdi yolladın, aynen. Burak havlu ile boynunu kurularken bende montumu üzerime geçirdim. Allah'tan babaannem iyiydi de babamlar gün içinde dönüp beni bu ukala ile görüşmekten kurtaracaklardı. "Bana değil, babama yollarsın. Bundan sonra gelecek kişi o." Asla yakışmasa da devam ettirdiği sırıtışı ile başını salladı. "Tüh, seni görmek için hastaneye mi gelmem gerekiyor yani?" Çantamı omzuma astım. "Emin ol sen hastaneye girdiğin ilk dakika ben çoktan istifamı verip başka bir hastaneye geçmiş olurum." Koşar adımlarla Mete yanımıza geldiğinden konuşmamız her ne kadar bunun için çok üzülsem de son bulmuştu. "Burak abi işin yoksa beraber yemek yiyelim mi? Ablamın bana sözü var, buradan oraya geçeceğiz." Sussana ablacım, yemeğin boğazımda kalmasını ben şahsen pek onaylamıyorum. Bakışları her zaman olduğu gibi şimdi de bana dönen Burak'ın dudağı sola doğru kıvrıldı. Biri gerçekten bu kadar gülmenin ona yakışmadığını söyleyebilir mi? "Aslında seni..." Başını kaldırıp bana döndü. "Sizi kırmayı hiç istemezdim ama buradan toplantıya yetişmem gerekiyor." Üzüntüden ölüyorum Burak, aynen. "Bir dahakine o zaman." İkisinin vedasının ardından tesislerden çıktık. Her ne kadar dışarıda yiyeceğiz diye söz vermiş olsam da terli olması ve etrafta gezinen bu kadar hastalık korkmama sebep oluyordu. Koltuğa geçip kemerimi bağladım. "Ablacım film kiralayıp evde yiyelim mi yemeğimizi? Hem banyo yaparsın hem de aklım kalmaz sende." "Olur abla, ben hamburger yerim." Ona dönüp öpücük atarak önüme döndüm. Annemler gelene kadar tatilimin annecilik kısmı devam edecek gibi duruyordu. ⚽️⚽️⚽️ "Evet kızlar film izleyeceğiz." Hamburgerleri mikrodalgadan çıkartıp tabaklara koydum. Mete filmi seçmiş beni beklerken annemlerle konuşuyordu. "Nasıl geçti aşk seansınız?" Semiha her zamanki gibi saçma sapan konuştuğundan Nilay benden önce davranıp gözlerini devirdi. "Semo çocuk ukalanın teki, anlama kıtlığın mı var kızım?" "Ben aşk hayatımı kariyer hayatımla lisede değiştirdiğim semo, evlenip koca parası yiyerek -ki özellikle bu kişi Burak'sa- hayatımı mahvedecek kadar aptal değilim." "Yaşa be Dila başkan, parti kur oy verelim!" "Abla hadi." İçecekleri de karton bardaklarından çıkartıp şişelerimize boşalttığımda işim bitmişti. Kalan şeyleri de tepsiye koyup salona doğru ilerledim. "Bu akşamın filmi buz devri altı." Tepsiden hala konuşan kızları alıp kendi yüzüne tuttu. "Merhaba ablamın güzeller güzeli arkadaşları artık bizim abla kardeş günümüz başlıyor, sizinle biraz görüşemeyeceğiz, bunun için özürler diler iyi geceler dilerim." Telefonu kapatıp koltuğa bıraktığında bende koltuk masasına yiyeceklerimizi koyup arkama yaslandım. Mete ile vakit geçirmeyi seviyordum. Hem zihnim boşalıyor hem de onun mutlu olması beni de mutlu ediyordu. Film başlarken bizde bir yandan yemeklerimizi yiyorduk. Annemler yarım saat kadar sonra geleceklerinden bende uyumamak için kendimi tutmaya çalışıyordum. Nöbetin üzerine iki saat uyumak pek yetmemişti. Filmin sonlarına geldiğimizde Mete tıpkı dünkü gibi uyuduğundan televizyonu kapatıp üzerine örtüsünü örttüm. Mutfağa kendime kahve yapmak için girdiğim sırada cebimdeki telefonum mesaj geldiğini belli ederek titremişti. Mesajı açmak için telefonuma uzandığımda kapı çaldığından elimdeki bardağı bırakıp salona geçtim. Tam tahmin ettiğim gibi annemler gelmişti. "Uyuyor mu?" Elindeki valizi alıp portmantonun önüne bıraktım. İkisi de yorgunluktan resmen çökmüştü. "Yarın halanlar gelecekmiş kızım." Ağlanır gibi elimi yüzüme kapattım. Beni bir günlüğüne öldürün ne olur. "Anne ben evde yokum o zaman, baştan anlaşalım." Kollarını bedenime sarıp yanağıma uzun bir öpücük kondurdu. "Sen Mete'yi kursuna bırakırsın sonra da annesine yardımcı bir abla olarak geri alırsın kızım, hem de halanların evlilik gazabından kurtulursun." "Duyuyorum." Babamın koridordan seslenmesi ile gülerek başımı salladım. Halamlar mı Burak mı diye sorsalar üçüncü bir şıkkı seçmek için her şeyi göze alabilirdim ama bu durumda tek seçeneğim kalıyordu. "Tamam ölmek yerine bayılmayı seçiyorum komutanım." Annem de peşi sıra babamın yanına giderken bende tekrardan titreyen telefonumu açtım. Ama hayır ya bu kadar hızlı olamaz ya! Burak Hoca: Yarın yine buluşuyor muşuz, hastaneye gelmeme gerek kalmadı. Görüşürüz ukala doktor:) ⚽️⚽️⚽️ Ay ay ay bunlar daha şimdiden aşk kuşu mu oldu yoksa? (bunu Dila duymazsa sevinirim) Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşça kalııııın ❤⚽️
|
0% |