YENİ KİTABIM "MUM IŞIĞI KÜLLERİ" NE DE HEPİNİZİ BEKLİYORUM 🩵
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın canikomlar🫶🏻
Sınırımız 30 oy ve yorum 🩵
17.Piyon"Demir" kitabıma da beklerim aşklarım 🌸
💗💗💗
“Ben bunu da yemek istiyorum. Baksana aşkım leziz görünüyor.”
Sayfayı kaydırıp bir diğer yemeğe geçtim.
“Of of bu fena çok fena.”
Şey biri içimdeki minik canavarın karnının nasıl doyacağına ait bana birkaç ip ucu verebilir mi? Yoksa ben bu gidişle bütün mutfağı yiyeceğim de.
“İstediklerini söyle güzelim, biraz biraz hepsinin tadına bakarsın.”
Kocam olacak yakışıklı elindeki konsoldan oyunlar oynuyordu ve ben yarım saattir elimdeki telefondan yemek söylemeye çalışıyordum. Daha doğrusu söyleyeceğim yemeğin ne olacağına karar vermeye çalışıyordum.
“Ama sen bana hiç yardımcı olmuyorsun ki!”
Bakışları yavaşça bana döndüğünde elindeki konsolu bırakıp kollarıma uzanarak beni kendi kucağına yan şekilde oturttu. Önce saçlarımı sevdi, omuzlarıma masaj yaptı ve en son bebeğimizle oynamaya başladı.
Ama hala yemek için zerre bir fikir sunmadı!
“Hayırdır koçum yemek niyetine beni mi yiyeceğiz de sen beni kurbanlık koyun gibi hazırlıyorsun?”
Sinirlerim bozulmuştu. Resmen ben adama yemek için fikir ver derken adam bana masaj yapıp bebeğimle oynamaya başlamıştı.
Ne yani, senin ne yediğin umrumda değil, bebeğim için gevşe ve onu korkutma mı demeye çalıştı o bana şimdi?
“Böyle güzel bir ortamı bozmak istediğimize emin miyiz?”
Alnımı alnına yasladım.
“Kocam, ben açım. Bebeğin aç, karın aç farkındasın dimi?”
Başını ritmik hareketlerle sallarken bir yandan da gülmeye devam ediyordu. Gerçekten bu adam beni zerre kaale almıyordu.
Demek ki geçerken evlendikten sonra böyle oluyordu.
“O zaman önce benim bebekleri doyuralım. Seç bakalım şimdi, bir mi iki mi?”
İlk akla gelen her zaman en doğrusu olurdu.
“Bir.”
Telefonuma uzanıp bana söylemeden ve göstermeden yemeği sipariş ederek tekrardan bize döndü.
Elin Rusya’sına balayına gelince bildiğin tek yemek menüde gösterilen sahtekar resimlerden ibaret oluyordu. Sonuçta ben Doğan’dan önce yurt dışına çıkmamıştım. Eeee erkek adam karısının istediği her şeyi yapacak.
Ya da dememişler, tam olarak şu an ben dedim.
“Sence kız mı erkek mi?”
Sanki elleri yarım saattir karnımda dolanmıyor gibi bir daha sevmeye başladı karnımı. Onun içimde olduğunu hissetmek çok garip bir duyguydu. O hep orada ve benim bedenimde büyüyordu.
Ve sonra zamanı geldiğinde karnımdan çıkacak bizim kollarıma müracaat edecekti.
Şaka gibiydi.
“Ben aklımdaki fikri söylersem beni döversin gibi bir histeyim.”
Kaşlarım çatıldı. Cinsiyet için adam dövecek kadar psikopat mı olmuştum ben?
“Yok artık.”
İşaret ve orta parmağını yüzüme doğru sallarken aslında bir sayıyı işaret eden elleri ile gözlerim dışarıya çıkmak ister gibi büyüdü. Hadi canım sende! Adam resmen ikizler diyordu.
İki tane bebek!
“Saçmalama sülalende ikiz mi va-“
Yine ve yine kaşları alayla oynadı. Hassiktir, Dağhan ile Doğan ikizdi!
Ve baba gibi birinci etkenlerden bu genlerin geçmesi çok olası bir durumdu. Ve şansıma ki babamın da ikizi vardı.
“Doğan şaka yapıyorsun dimi? Ben nasıl bakacağım ikisine birden? Hem yok, olsaydı doktor söylerdi dimi?”
Gülüşü kahkahaya dönüştü.
Sabır!
“Ya ne gülüyorsun be adam! Kalk doktora gidiyoruz! Baktıracağız, kalk!”
Kucağından kalkıp yatak odasına doğru adeta koşmaya başladım. Tamam sakin olmam gerekiyordu. Sonuçta o da bebekti ama ben iki tane olma fikri aklımdan asla geçmemişti.
“Sevgilim, sakin mi olsun acaba?”
Pantolonumu ve üzerimi çıkarıp dolabın önüne geçtim. Elbise giyersem karnımı açmam zor olacağından kalın bir pantolon ve kazağı yatağa attığım gibi masanın önüne geçtim.
“Doğan içimde o kuşku düştü bir kere. Bakmam lazım, hem zaten eve dönünce gitmeyecek miydik? Yapalım işte.”
Pantolonumu giyip kazağıma uzandığım sırada benden önce alıp üzerime giydirdi. Saçlarımı kazağın içinden çıkarırken bir yandan da gülmeye devam ediyordu.
Ulan burada bebeklerimiz söz konusu adam hala gülüyordu!
“Şöyle yapalım, iddiaya girelim. Döndüğümüzde kontrole gidersek sen benden, şimdi kontrole gidersek ben senden bir şey isteyeyim. Hangimiz kendimizi tutabilirsek. Var mısın?”
Omzumu silktim. Gözüm saate takılıyordu gece olmak üzereydi ve bu saatte anca acilden giriş yapabilirdik.
Ama bu da can hani.
“İkizler olursa eğer mutlu olur musun?”
Dudaklarını birbirine bastırdı.
“Manyak olurum.”
“Nasıl bir manyak? İyi manyak mı kötü manyak mı?”
Sanki az önce giydirmemiş gibi kazağımı ve pantolonumu çıkarırken ben bir yandan onun cevabını bekliyordum. Evet iddiayı kendi ortaya koymuş ve kendi bana kazandırmaya çalışıyordu.
Ah benim kocam, sen karını tanımıyor musun?
Karnıma yalandan giren ağrı ile eğildiğimde yüzüme yerleştirdiğim sahte acı gülüşünü yerinden etmişti.
Heheyt be, ben ki Hira Kılıç, kim benimle boy ölçebilir?
“Doğan.”
İlk hamle, adıyla seslen.
“Bir şey oluyor Doğan.”
İkinci hamle ağrılar içinde kıvranıyormuş gibi yaparken yere doğru eğil.”
“Doğan bir şeyler acıyor içimde.”
Üçüncü ve son hamle, timsah göz yaşları.
“Tamam tamam bir saniye dur, iyi misin sen?”
Telaşı kahkaha atmama neden olacaktı ve ben oyunumu bozmamak için kendimi sıkarken çocukları içimden fırlatacaktım.
Çocuklar dedim.
Ben.
“Doğan bir şey yap, çok acıyor!”
“Dur hareket etme!”
Koşarak içeri girip çantamı ve kendi cüzdanını alarak tekrardan yanıma geldi. Big boyum tek hareketle beni kucağına alırken bir yandan da gözlerime bakıyordu.
Acı çekiyor gibi bak kızım, canın acıyor.
“Nefes al güzelim, derin derin tamam mı? Hiçbirine bir şey olmayacak.”
Kapıyı kapatıp çıktığımızda arabaya önce beni oturup hamile kemerimi takarak kendine sürücü koltuğuna geçti.
“Bir şey olmayacak tamam mı? Sakin ol.”
Aşkım zaten olmayacak da sen bu karına inandığın sürece sana bir şeyler olacak.
Derin derin nefesler aldırken bir yandan da etrafı izliyordum. Havası yetmezmiş gibi insanları da çok soğuktu buranın.
Sabah gitmek istediğimiz yerin kapalı olduğunu söylemek için az kalsın küfürlere kalacaktık. Neden mi? Doğan adama el uzatıp tokalaştı diye.
Ah ah, yurdumun insanı gibi yoktu.
Sanırım on dakika gibi kısa bir süre içerinden hastanenin aciline girdiğimizde ben tekrardan role bürünüp ağlayama başladım. Sonuçta ağrım olup olmadığını o doktorlar bilemezdi.
Kocam rusça bir şeyler diyip benimle beraber bir odaya girdiğinde kadın bir doktor elindeki karın ultrasonuna o soğuk jeli sürdü.
Bense sadece ekrana bakıp anlamaya çalışıyordum.
“Ne dedi, normal mi bu?”
Doğan elini alnıma yaslayıp saçlarımı geriye doğru ittirirken bir yandan da elini tutuyordu. Doktorla artık hararetli hararetli ne konuşuyorsa ikisi de çatık kaşlarla birbirine bakıyordu.
“Normalmiş güzelim normalmiş.”
Tuttuğu elimden destek alıp dirseklerimin üzerine çıktım.
“Tamam kaç tane bebek var içimde?”
“Ne?“
Kadın aleti elinden bıraktığında bende bir yandan karnımı siliyordum.
“Kadın diyorum dedi mi kaç tane doğuracağımızı?”
Kaşları daha da çatıldı.
“Sen beni bunun için mi getirdin buraya? Hem de ağlayarak?”
Dudaklarımı birbirine bastırdım. Bir bahane bulmam gerekiyordu.
“Hayır aşkım gerçekten karnım ağrıdı.”
Ama açlıktan.
Yüzümü kesen bakışları sözlerimin doğrulunu tartmaya çalışsa da benim istediğim herhangi bir şeyin sonra olma ihtimali ben tarafından engellendiğinden yalan söyleyeceğimi çok iyi biliyordu.
Ama ne yapayım, söz konusu benim de çocuğum sonuçta.
Bana bakmadan doktorla bir şeyler konuşup bedenimi kucakladığı gibi odadan ikimizi de çıkardı. Yüzüme bakmadan koridoru geçip hastaneden çıktığımızda arabanın önüne kadar sert adımlarla yürüdü.
Bende kucağında tabi ki.
“Kocam.”
Herhangi bir tepki vermeden arabaya bindirdi ve kemerimi bağladı. Tek sıkıntı hala ve hala yüzüme bakmayışıydı.
İyi halt ettin Hira, mutlu musun?
Kendi de arabaya binip evimize doğru tekrardan sürdüğünde ben parmaklarımla oynayıp ona ne demem gerektiğini düşünüyordum çünkü gerçekten sert ve kırılmış bir şekilde bakıyordu.
“Aşkım, bakacak mısın bana bi?”
“Hayır.”
Herhangi bir şey demeden vücuduma basan ateşle kendimi yellerken o da klimayı açtı.
“Hala beni düşünüyorsun niye yüzüme bakmıyorsun?”
Bana doğru bakıp tekrardan önüne döndü.
“Sen benim bu hayatta sahip olduğum tek şeysin, seni düşünmemek gibi bir durum benim için olası değil.”
“Ama yüzüme bakmamak olası.”
Yine cevap vermedi.
Dışarı doğru bakınırken yolu bitirdiğimizden eve gelmiştik ve o yine arabayı durdurup kendi inerek beni kucağına aldı ve az önce telaş içinde çıktığımız eve beş karış suratla girdi.
“Ama yapma böyle, valla üzülüyorum.”
Odamıza girip beni yatağımıza bıraktı ve hiçbir şey demeden odadan çıktı.
Bana ciddi ciddi trip atıyordu. Ya da daha doğrusu ağır kırılmıştı.
İki dakika kadar sonra evin kapısı çaldığında Doğan’ın sesi tekrardan duyulmuştu ve hemen sonrasında merdivenlerde buraya gelen adım sesleri gelmeye başlamıştı.
Elinde bir kutu ile odaya girdiğinde bakışları nihayet beni bulmuştu.
“Madem bebeğimiz ya da bebeklerimiz benim senin can sağlığını düşünmemden daha önemli. O zaman onları öğren de bana bir daha böyle bir şey yaşatma. Ben aşağıdayım.”
Şey, aranızda daha önce kocası küsen var mı?
Acil yardımınıza ihtiyacım var.
🖱️🖱️🖱️
MAALESEF ARTIK SINIRIMIZ VAR 30 OY 30 YORUM, YAPARSINIZ DİMİİ 🥲🤍
AY HİRA’YA YARDIM EDECEK OLAN VAR MI?
BEN EDEMİCEM FJDKDJDKD
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI, BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIIIIN 🩵
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
27.92k Okunma |
2.53k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |