@yazarzeeyzey
|
Yeni yayınlamaya başladığım "Gönderiliyor;Hanımeli" kitabıma hepinizi bekliyoruuum 🪷💫 BUGÜN YAYINLADIĞIM "ÖNCE AŞK SONRA AŞK" KİTABIMA DA HEPİNİZİ BEKLİYORUUUM 💗 Oy ve yorumlar sizde 🫶🏻 "İyiyim baba, gerçekten bir sıkıntım yok." Gözlerimi kapatıp başımı koltuğa yasladım. Babamla yaklaşık on dakikadır iyi olduğumu konuşuyorduk ve o sanki süper korunaklı bir yerde olan ben değilmişim gibi bir daha soruyordu. "Benden önce kendini düşün baba, ben sayende burada çok ama çok iyiyim. Daha da iyi olmamı istiyorsan kendine dikkat et. Bu bana yeter tamam mı?" Derin iç çekişinin ardından vedalaştığımızda gözlerimi araladım. Doğan banyo yapacağı için görevlilerle beraber odada yarasına bandaj çekiliyordu. "Hira hanım, Doğan bey sizi çağırıyor." Yukarıdan seslendiklerinde yavaş adımlarla odaya doğru ilerledim. Doğan yatakta oturmuş bekliyordu ve üzerinde sadece mayo gibi duran kısa bir şort vardı. "Bana sen yardım eder misin?" Sırtını işaret ettiğinde odadakiler kapıyı kapatıp bizi baş başa bırakmıştı. "Başka biri dokunsun istemiyorum." Avuç içlerim adeta bir anda terlemeye başlarken bedenime delice korlar atılmaya başlamıştı. Ben onu daha yarı çıplak görürken dahi kalp krizi geçirken bir de yıkayacak mıydım? "Ya-yapabileceğimden emin misin?" Değneğine tutunup yanıma geldi. Başımı kaldırdığımda bile yüzümün hizası omzu olurken başını eğdi. "Döndüğümüzde evleneceğiz ya biz, kocana başka bir kadının elinin değmesi seni rahatsız eder diye düşünmüştüm. Yanlış mıyım?" Tek kaşım kalkarken odada duran banyoya ilerledim. "Tabi de istemem, dokunamaz da. Yürü içeri." Allah kahretmesinki işini çok iyi biliyor, kıskanınca gözümün hiçbir şeyi görmediğini bildiğinden beni bir piyon gibi kullanıyordu. İçeri girdiğinde kollarını bana sarıp duş kabininin içine oturdu. Kenarından bende içeriye girip kapısını yavaşça kapattım. "Hadi bakalım Doğan bey, yıkayalım seni." Yavaşça başını sallarken şampuanların olduğu kısma döndüm. Erkek şampuanlardan iki tanesini seçip koklamaya başladım. "Rastgele birini kullansak olmaz mı?" Başımı hızla iki yana salladım. "Senin kokunu bastırmayacak bir şey olması lazım." Dudakları iki yana kıvrılırken seçtiğim şampuanı saçlarına dökmek için karşısına geçtim. "Sen kokluyorsun tabi beni, en az benim kadar söz sahibisin bu konuda." Suyu açıp hafifçe ılıdığından başından aşağıya yavaşça döktüm. "Şapşal." Bana yardım etmek yerine öylece yerinde beklerken asıl sıkıntı olan kısma, göğsünü yıkamaya gelmişti. Dizimin üzerine çöktüğümde lifi köpürtüp boyuna sürtmeye başladım. Elim göğsüne doğru geldiğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Allah'ım sen yardım et! Başını hafifçe bana doğru eğdi. "Güzelim, nefes al nefes." Lifi omzuna vurup ayağa kalktım. Resmen utanıp bozarmamdan zevk alıyordu öküz! "Elin yok mu senin? Al sen yap ben niye uğraşıyorum ki?" Duş kabininin kapaklarını açıp dışarıya çıktım. Ondan taraf döndüğümde gayet rahatça omuzlarını lifliyordu. "Rengi çok güzelmiş." "Ha?" Gözleri tişörtümü işaret ederken başımı eğip üzerime baktım. Beyaz tişörtümün su ile bedenime yapışıp bordo sütyenimi iyice belli etmesi dışında hiçbir sıkıntı yoktu. Hızla kollarımı bedenime sarıp arkama döndüm. "Öküz! İnsan önceden söyler!" Kahkaha atmaya devam ettiğinde koşar adımlarla banyodan ve odasından çıktım. Kendi odama girdiğim gibi dolabın karşısına geçtim. Ciddi manada tişört saydama dönmüştü. "Sapık işte, bende diyorum bakışları dudaklarımdan inmeyen adam niye suratıma bakmıyor. Rezillik rezillik!" Üzerimdekini çıkartıp simsiyah bir kazağı üzerime geçirdim. Üzerimden çıkmadan içimi belli edemezdi. Yani inşallah. Odamdan geri çıkıp kapının önünden Doğan'a doğru seslendim. Giyindiğimden beridir sesi soluğu çıkmıyordu. "Giyindin mi?" Ses gelmezken yavaşça kapıyı aralayıp içeri girdim. Doğan bornozuna sarılmış öylece yatakta oturuyordu. "Niye giyinmiyorsun, hasta olacaksın." Adımlarım benden habersiz yanını bulurken başının üzerinde öylece duran havlu ile saçlarını kurulamaya başladım. "Kolumu kaldırdığımda sırtım geriliyordu bende seni bekledim." Saçları iyice kuruyunca yatağın oturduğu için kuru kalan tek kısmında duran kıyafetlerinden atletini aldım. Kolunu kaldırmadan yandan yavaşça giydirip kalın fermuarlı kazağını üzerine geçirdim. "Bundan sonrası sende, dışarıda bekliyorum." Kapıyı kapatıp cebimden telefonumu çıkardım. Hava bugün diğer günlere göre daha sıcaktı ama ben ilk gece uyuduğum her yerde yabancılık çekeceğim için burada da aynı sorunu yaşamaktan korkuyordum. "Giyindim güzelim gelebilirsin." İçeri girdiğimiz gibi pantolonun düğmesini ilikleyen Doğan bana döndü. "Ne yapmak istersin bugün?" Kapıyı açıp asansörün önüne doğru yürümeye başladık. "Film izleyelim, oyun oynarız sonra. Ama önce bir şeyler yiyelim çok acıktım." Başını sallayıp asansöre bindi. Yüzünden belli yorgunluğu ile omzunu duvara yasladı. Alt kata indiğimizde mutfağa girip tezgahın önüne geçtim. Fazlasıyla acıkmıştım. "Ne yemek istersin?" Ellerini yüzünün altında birleştirdi. "Seni desem olur mu?" Gözlerimi kısıp alay eder gibi güldüm. Bunun da aklı fikri aşna fişnede be! "Burada havuz varmış öyle de görevli. Doktorun izin verir mi girmene? Yaran için ne diyor?" Dolaptaki aperatifleri masaya çıkarırken kolumu tutup bedenimi kucağına çekti. "Ben giremem ama sen istersen gir güzelim." Başımı iki yana salladım. "Yok olmaz. Ben sinir olurum öyle. Hem senin de canın çeker. Olmaz yani." Eli belimi kavrarken derin bir iç çekti. "Canım zaten çekiyor." Bakışları bedenimi süzüp dudağımda asılı kaldı. "Sudan bahsediyorum Doğan, yüzmekten hani, dalmaktan." Pis pis sırıtmaya başlarken kucağından kalkmak için yeltensem de asla müsaade etmedi. "Bende dalmaktan bahsediyorum aslında..." "Ya pisleşmesene!" Kahkaha attığı sırada kucağından kalkıp dolaptaki yemekleri ısıttım. Her ne kadar film izleyeceğiz diye konuşsak da Doğan'ın uykusuzluktan gözleri kapanıyordu. "Bence filmi yarın izleyelim. Senin çok uykun geldi." Başını iki yana sallasa da televizyonu kapatıp karşısına geçtim. "Hadi aşkım, hadi. Uyuman lazım." Ağlanarak kalksa da değneğini tutup kolunu omzuma aldım. Asansöre binip onun odasına geçtiğimizde sırılsıklam hali ile yattığı için kuru yeri kalmayan yatağa tiksinerek baktı. "Ben burada yatamam." Ellerimi belime koydum. "Ya nerede yatacaksın başka? Gölet gibi yapmasaydın yatağı?" Omzunu silkip beni geride bırakarak odadan çıktı. İstikameti tabi ki benim odamdı. "Yemin ederim havası bile daha güzel buranın." Değneğini bırakıp yavaşça yatağa oturdu ve üzerindeki kazağı ve atleti bir çırpıda kenara fırlattı. "Şimdi uyuyabiliriz güzelim." Kolunu açıp suratını ev belleyen pis sırıtışını yüzüne yaydı. "Hayatımın en güzel gecesine hoş geldin." 🖱🖱🖱 Doğan kudurdu dostlar Hira'ya acil yardım dhdjdh Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum. Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🤍🖱🌾
|
0% |