Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@yazarzeeyzey

Yeni yayınladığım "Önce Aşk Sonra Aşk" kitabıma bekliyorum 🪷

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııın 💕

🫶🏻🫶🏻🫶🏻

Açtığı kolu omzumu sararken başım göğsünde öylece uyumaya çalışıyordum. Doğan düzenli nefesleri ve odaya geçmeden aldığı ilacın etkisiyle dalmıştı ama baş parmağı hala kolumu okşuyordu.

Tamda tahmin ettiğim gibi uyuyamıyor ve yorgunluktan gebersem de asla kapanmayan gözlerimle öylece duruyordum.

Son bir kez daha gözlerimi kapatıp elimi karnına sararak uyumaya çalıştım.

Sonuç yine aynıydı!

Omzumdan belime inen elini yavaşça çekip kenara kaydım.

"Hira?"

Kapalı gözleri ile konuşurken biraz daha çekildim.

"İyiyim, uyu sen."

Aldığı iki ilaç da uykusunu ağırlaştığı için kafasını kaldıramazken tekrardan uykusuna devam etti. Yataktan kalkıp parmak ucunda odadan çıktım. En azından yemek yiyip biraz olsun vakit geçirebilirdim.

Mutfak yine asla bıraktığımız gibi durmazken her yer tertemizdi. Dolaptan çikolata namına ne varsa kucaklayıp tezgahın üzerine koydum. Bir kaç paketi açarken bir yandan da içecek ne yapacağıma karar vermeye çalışıyordum.

Bir kaç seçeneğin arasından kahveli olanları eleyip dolaptan vişne suyunu çıkardım. En nihayetinde tepsimi hazırlayıp salona geçtim. Televizyonun önünde duran bilgisayarı alıp koltuğa geçtiğimde mutlulukla sırıttım.

Bu dünyada en çok sevdiğim ilk şey Doğan ve ailemken ikincisi kesinlikle çikolataydı.

İnternetten Kısmetse Olur'un son bölümünü açıp izlemeye başladım. Bakmayalı ev yine dallasa dönmüştü be!

"Ulan kız afet gibi afet, insan bunu bırakır mı manda yavrusu kılıklı fare?"

Cipsimin de sonu tıpkı çikolatalarım gibi gelirken kollarımı birbirine doladım. Şimdi şuradan kalkıp iki adım yeri geçip de o dolabı açmak, içinden paketi çıkarıp geri yerime yürümek kadar zor gelen hiçbir şey yoktu.

Son on dakikadır tuttuğum tuvaletimi daha fazla içimde muhafaza edemezken koşar adımlarla odamdaki lavaboya çıktım.

Evet, dünya varmış arkadaşlar...

İşimi halledip ellerimi yıkadığım sırada kapı bir anda açılırken korkuyla geri çekildim.

"Tövbe bismillah!"

"Sen niye uyumuyorsun?"

Doğan uyku sersemi kapıya dayanmış öylece dururken içimdeki yanına gidip ağzını yüzünü öpme isteğini bir kenara atarak yavaşça yanına gittim.

Valla öpmedim.

"Uyku tutmadı."

Gözlerim değneğini arıyordu.

"Sen tutunarak mı kalktın?"

Yavaşça başını salladı.

"Aferin koca bebek, vurulan benim zaten. Neden sen kullanasın dimi o değneği?"

Kolunu omzuma alarak yavaşça bedenini yatağa doğru çevirdim.

"Ama o hiçbir işe yaramıyor ki? Ben buradan vurulmuşum..."

Eliyle kalbini işaret etti. O kadar uykusu vardı ki ne yaptığının büyük ihtimalle farkında bile değildi.

"O anca ayağa kaldırıyor beni, seni görünce dizlerimin bağı gidiyor ben yine düşüyorum ki."

Sırıtmam daha da büyürken bedenini yavaşça yatağa oturttum.

"Bak sen, o kadar mı seviyorsun sen beni?"

Dağılmış saçları ile başını sallarken iki elini bedeninin yanlarına kaldırdı.

"Ohooo o kadar çok ki, kalbim patlayacak yakında."

Eğilip yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Şu an o kadar tatlı duruyordu ki sırtındaki yarayı boş verip sıkıca sarılmak istiyordum.

"Aramızda kalsın, bende çok seviyorum."

Bir gözü kapalıyken başını kaldırdı.

"Valla mı?"

Yarasının havada kalmasını sağlayacak şekilde yatağa yastığını dizip yavaşça yatırdım.

"Valla."

Yorganı iyice üzerine örttüm. Kenardan dolanıp tekrardan aşağıya inmeyi düşünürken kolumu tutup beni yanına çekti. Kolumu sıkıca tutmamasına rağmen bedenim yatağa düşerken yorganı kaldırıp bu sefer o üzerimizi örttü.

"Sende uyu artık, bende kokunda uyuyayım. Ne zamandır hayalini kuruyordum bunun biliyor musun?"

Yavaşça ona döndüm.

"Ne zamandır?"

"Seninle fuara gittiğimiz o günden beri."

Gözleri kapalı konuşuyor, gitmemi sonuna kadar engellemek için belimde duran elini gram hareket ettirtmiyordu.

"Hem daha bir sürü hayalim daha var. Eve geri dönünce evlenicez, karım olacaksın benim. Hatta bebeğimiz olacak, sana benzeyen bir kız..."

Açık ağızla onu dinliyordum. Bunlar elbette benim de hayalimdi ama ondan duymak çok garip hissettiriyordu.

"Sağlıklı olsun da cinsiyeti önemli değil. Neyse, bayalına gideceğiz mesela... bütün gün nefes aldırmayacağım sana."

"Oldu paşam, tatil yapacağız orada."

Kaşları yavaşça havalandı.

"I-ıh, ben tatilimi seninle odamda yapacağım."

Sanırım evlenince Doğan'ın tek derdi ben ve ben olacaktı. Ne diyelim?

Allah sabır versin...

"Hadi çok konuştun, uyu artık."

"Susturmuyorsun ki."

Daha fazla dayanamayıp sesli bir kahkaha patlattım.

"Nasıl yapacakmışım onu?"

Belimdeki eli bedenimi bedenine yapıştırırken kapalı gözlerle bile dudaklarının istikameti olan dudaklarımı birleştirip uzun bir öpücük kondurdu.

Bu adam uyurken aynı anda kaç faaliyette bulunabiliyordu be?

"Çok güzel kokuyorsun be..."

Yüzünü boynuma gömüp öylece kaldı. Sanırım bu sefer gerçekten uyumuştu. Ses etmeden bende gözlerimi kapattığımda nihayet gelen uykum beni uzun olacağını umduğum bir uykuya sürüklemişti.

🖱🖱🖱

Önce yanağımda daha sonra alnımda ve boynumda dolaşan sinekle yan döndüm. Bu da etki etmezken sinek omzuma konmuştu.

"Allah senin belanı versin sinek! İçtiğin kanım zehir olsun üç gün tuvaletini yapama tamam mı!"

Büyük bir kahkaha uykumu daha çok açarken yavaşça gözlerimi araladım.

Tövbe bismillah! Ne zamandır sinekler böyle kahkaha atıyordu!

"Bir sinek olmadığımız kalmıştı, o da oldu be güzelim."

Belime dolanan eli beni kendine çevirirken pis pis sırıtan Doğan başını yastığına koymuş öylece duruyordu.

Anladık adam yakışıklısın da gözümüze sokma bir zahmet!

"Günaydın bir tanem."

Elimi ağzıma kapatarak kocaman esnedim. Bebek gibi uyumuştum.

"Günaydııın."

Yastığımı düzeltip yatağın başlığına yaslandım. Doğan başını saniyesinde dizlerime koyarken yüzüne düşen saçlarını geriye yatırdım.

"İyi uyudun mu?"

Gözlerini kırpıştırdı.

"Evet, fazlasıyla dinç hissediyorum kendimi."

Saçlarıyla oynamaya başladıkça gözleri kapandığından dudaklarım iki yana kıvrıldı.

"Doğan."

Başını bana doğru kaldırdı.

"Efendim güzelim?"

"Dün dediklerini hatırlıyor musun?"

Kaşları çatıldı.

"Hayır, bir şey mi dedim ben?"

Gülerek başımı salladım. Yüzündeki o Şapşal ifade o kadar tatlıydı ki!

Bugün bu adamı yemezsem iyiydi.

"Bana neler dedin, neler itiraf ettin bir bilsen..."

Kahkaha atmaya başlarken yattığı yerden doğruldu.

"Merak ettim ne demişim?"

Parmaklarımla saymaya başladım.

"Hayallerin varmış onları anlattın."

Kolumdan tutup beni yatar pozisyona çektiğinde bedeni bedenimin hafifçe üzerine konumlandırdı.

"Bir böyle anlatsana yukarıdan duymuyorum sesini."

Bakışları dudaklarımdan bir saniye yukarı çıkmıyordu.

"B-bebek dedin o kadar."

Parmakları yüzümde dolanırken derin bir iç çekti.

"Başka şeylerde demişimdir. O bebek pat diye olmuyor sonuçta."

Gene eviriyor çeviriyor konuyu istediği yere bağlıyor!

"Yok de-demedin."

"Demediysem, göstereyim..."

Dudakları önce yanağımı, burnumu daha sonra dudaklarımı bulurken yutkundum. Bu sefer kaçacak bir değilim yoktu.

"Beni sarhoş ediyorsun, biliyorsun dimi?"

Sessizce durdum.

"Kokunda değil uyumak, yaşamak istiyorum."

Burnunu boynuma sürterek öptü. İradem ellerimin arasından adeta kayıp gidiyordu ve ben öylece durmaktan başka bir şey yapamıyordum.

"Bir saniye çıkmıyorsun aklımdan Aslım. Bir saniye..."

Fısıltısı yattığım yerde beni esiri ederken gözlerim kapanmıştı.

"Seni sevsem, bana kızar mısın?"

🖱🖱🖱

ŞİMDİ BURADA SİZE BIR SORUM VAR.

Daha önce bir kitabımda +18 sahne yazdım ve istek çoktu. Burada da size bırakıyorum.

Yazayım mı?

Yazmayayım mı?

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Artık bir kaç kaos harici güzel bölümlerimiz kaldı önümüzde. Heyecan var mı heyecan?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 💕😏🎠

 

 

Loading...
0%