Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. Bölüm

@yazarzeeyzey

Yeni yayınladığım "Önce Aşk Sonra Aşk" kitabıma bekliyorum 🪷

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayııın 💕

17.Piyon"Demir" kitabıma da bekliyorum 💖
🖱️🖱️🖱️

Nişanlım Bey: Bakıyorum da hemen başlanmış nişan alışverişine?

Nişanlım bey: Kıyafetini özellikle önceden görmek isterim.

Siz: Avcunu aç hayatım, tersini çevir, avcun sana baksın.

Siz: Sonra onu yala tamam mı?

Nişanlım Bey: Ama ben seni özledim.

Siz: Bir gün olmadı bile Doğan

Siz: Beni bu kadar sevdiğini bilmiyordum.

Nişanlım Bey: gel söyle o zaman, bir saati bir sene gibi hissetmesin bedenim.

Nişanlım Bey: Hem ayrıca seni ne kadar sevdiğimi hala gösteremedim mi ben sana?

Siz: Bence bana bir fotoğraf yollarsan her şey çözülür gibi.

Mesaj görüldü olarak kalırken nişan için seçtiğim elbiseyi alarak kasaya doğru adımlamaya başladım.

Doğan dediği gibi yurt dışına çıkmış, geldiği günün ertesi nişan yapacağımızdan bana da bütün organizasyonu üstlenmek kalmıştı.

"Bence pastayı Asya Şahin'e yaptıralım."

Elindeki telefonu bana doğru uzattı. Bir sürü çeşit çeşit tasarım pastalar vardı.

"Çok güzel görünüyor hepsi."

Onaylar gibi başımı salladım. Cidden güzel görünüyorlardı.

"Babamla konuştum, arkadaşlarından gelecek hepi topu otuz kişi var dedi, Doğan yirmi kişi yazdırdı. Sonra sen, Dağhan, Sahra, korumalar falan derken yüz kişilik bir pasta sipariş edebiliriz."

Telefonundan bir kaç tuşa basıp bana doğru uzattı.

"Asya Şahin'in çalıştığı pastane."

Çağrı cevaplanırken hızla kulağıma doğru tuttum.

"Merhaha, üç gün sonrası için pasta siparişi alıyor musunuz?"

"Asya şefim size soruyorlar, gelebilir misiniz?"

Telefondan sesler gelirken en sonunda bir kadının konuşması duyuldu.

"Merhaba, ben Asya. Nasıl yardımcı olabilirim?"

Derin bir nefes aldım.

"Üç gün sonrası için yüz kişilik kadar bir pasta hazırlayabilir misiniz?"

Bir kaç yaprak hışırtısının ardından cevap verdi.

"Tabi ki, tasarım için bir şey düşündünüz mü?"

Gözlerim tekrardan Rümeysa'ya kaydı. Başını iki yana sallıyordu.

"Henüz hayır, nişan pastası olacağı hepsinde bir şekilde aklım kaldı, karar veremedim."

"O zaman yarın sizi bütün modelleri incelemek için buraya bekliyorum. İç malzemelerini de burada karar veririz. Uyar mı size?"

"Olur olur."

Bir eksiğimiz daha hallolurken kalan şeyleri kısaca aklımdan geçirdim.

Davetiye, masa süsleri ve karnımdaki ufaklığı babasına haber vermek için yapacağım oyunda Dağhan'a alacağım rüşvet.

Aslında Sahra ile küçük bir zorunlu buluşma da gayet güzel rüşvet sayılırdı.

Arabaya binip Dağhan'dan zorla aldığım numarayı tuşladım. İlk çalışta açıldı.

"Alo?"

"Merhaba Sahra, benim Hira."

Bir kaç saniye ses gelmedi.

"Numaran kayıtlı Hira, biliyorum. Bir sıkıntı yok değil mi?"

Görebilecekmiş gibi başımı iki yana salladım.

"Ben aslında hep beraber bir yemek yiyelim diye aramıştım seni. Aramızda kalsın ama Dağhan'ın sana söylemesi gereken çok önemli bir şey varmış. Bende bu şekilde bir buluşma ayarlamış olayım hepimize dedim. Yenge yenge diye dolanıp duruyor."

Allah'ım ben yuva yapıyorum ya rabbim, sen bana günah yazma.

"Akşam müsait misin?"

"Aslında şey."

"Dağhan seni gelir alır el- ay aman Sahra'cım."

Ses tekrardan kesilirken gülerek ellerimi çırptım.

"Akşam görüşürüz canım."

Telefonu kapattığımda Doğan'dan bildirim geldi. Fotoğraf göndermişti.

Nişanlım Bey:

(Burada oğluşumun kaslı bir ayna fotosu vardı)

Nişanlım Bey: Fotograf istenmişti.

Siz: Ben odayı kastettim.

Nişanlım Bey: Bende odanın bir kısmını attım.

Siz: Buna hile derler farkındasın değil mi?

Nişanlım Bey: Oyunu kuralına göre oynamak bana göre değil, senden de bir hile bekliyorum.

Siz: Bakarız beyefendi.

Nişanlım Bey: Bu beyefendi seni yemesin de dikkat et.

Siz: Allah Allah belki yesin istiyorum sana ne?

Nişanlım Bey: İlk uçağa bilet aldırma bana

Siz: Ben bir hilemi yapayım da sen ondan sonra ilk uçağa mı alırsın, direk koşarak mı gelirsin bilemem.

Nişanlım Bey: sadece iki gün kaldı.

Nişanlım Bey: Sadece iki.

Nişanlım Bey: Gelince seni elimden alabilenin alnını öpeceğim.

🖱🖱🖱

Hep beraber yemek için sözleştiğimiz, daha doğrusu benim planladığım buluşma için hazırlanıyordum.

Kısa bir duş için küveti doldurup içine girdim.

Hile sırası bana gelmişti. Kamerayı açıp arkama yaslandım.

Siz:

(Burada küvette bir fotoğraf vardı...)


Siz: Biri hile mi demişti?

Anında mesajım görüldüğünde kahkaha attım. Ne atacağımı az çok tahmin ediyordu.

Siz: Bir cevap göremiyorum.

Nişanlım Bey: Hira

Siz: Efendim hayatım?

Nişanlım Bey: O duşa bir daha girdiğinde tek olmayacaksın.

Siz: Çok uzaktasın sesin gelmiyor.

Nişanlım Bey: Öyle mi?

Nişanlım Bey: Oysaki senin sesin adımı haykırışların hala kulaklarımda.

Siz: Neyse konuyu çarpıtmayalım.

Siz; Ben, Sahra ve Dağhan yemeğe gidiyoruz.

Siz: O ikisini bu akşam bir yola sokmazsam gözüme uyku girmez.

Siz: O kız benim eltim olmalı Doğan.

Siz: Anlıyor musun beni?

Nişanlım Bey: Anlıyorum güzelim.

Nişanlım Bey: Ben toplantıya geri dönmeliyim.

Nişanlım Bey: Sonra görüşürüz olur mu?

Siz: Sen toplantıdan mı çıktın?

Nişanlım Bey: Evet, mesaj attığın gibi çıktım.

Nişanlım Bey: Seni biliyorum güzelim, rövanşın hararetli olacaktı ve onca insan arasında öyle bir şeye henüz hazır değildim.

Siz: İyi bari, git.

Siz: Benim de işim var.

Siz: Ve senin de öğrenince deliye döneceğin.

Siz: Neyse daha fazla spoi vermeyeyim. Heyecanı kaçmasın.

Nişanlım Bey: Sen iyiysen, herhangi bir şeyin yoksa kötü manada, haberi sonra da alabilirim, pek bir önemi yok.

Siz: Sana bu lafını yedirdiğimde görüşürüz müstakbel kocacım.

🖱🖱🖱

Dağhan'dan...

Dikiz aynasından kendime baktım. Herhangi rahatsız edici görünecek bir şeye sahip değildim.

Gözlüklerimi taktım. Bugün fazlasıyla ağrıyan gözlerim biraz daha ihmalim ile körlük noktasına gelebilirdi.

"Sakin ol koçum, yok bir sey. Alt tarafı yemek, alt tarafı yemek."

Derin bir nefes aldım.

Sikeyim! Alt tarafı falanı yoktu işte bunun!

Sahra apartmandan çıktığında üzerindeki kabana sıkıca sarıldı. Hava soğuktu.

Klimaya dönüp ayarını arttırdım. Hasta olmasına gerek yoktu, istemezdim.

Beni gördüğü gibi başını eğip adımlarını hızlandırdı.

Günün birinde dayak yediğim bir kadından bu denli hoşlanacağımı biri bana söylese kahkahalarla gülerdim sanırım.

Kapıyı açıp ön koltuğa bindi. Bakışları yavaşça bana dönerken elindeki küçük kutuyu uzattı.

Kalbimin sesi umarım dışarıdan duyulmuyordu.

"Bu bir nevi özür olsun. Her şey için."

Elim enseme uzandı. Dudaklarıma serpilen tebessüm, sebebine bakarken cama doğru döndü.

Parmaklarım hediyemin üzerindeki ipi çözüp kapağı kaldırdı. Siyah bir zippoydu ama benim dikkatimi çeken kenarıda duran küçük bir S harfiydi.

"B-bu ne?"

Yüzü bana döndüğünde hızla başını iki yana salladı.

"Markasıdır o, ben yaptırmadım. Valla billa öyle bir sey demedim ben, siyah olsun dedim en sevdiğin renk diye ama baş harfimi yazın demedim. Yemin ederim demedim."

Elim istemsizce eline uzandı.

"Sahra sakin ol tamam, markadır."

Derin bir nefes aldığında gülümsedim.

"Sanırım bundan sonra en sevdiğim marka olacak."

🖱🖱🖱

Ay ay ay bunlar da olduuuu

Nasılsıniz, nasıl geçiyor hayat?

Böyle gelip bir yüzünüze tebessüm çalasım geliyor. Umarım başarıyorumdur.

Nasıldı bölüm, beğendiniz mi?

Sizce Hira, Doğan'a bebeği nasıl haber verecek?

Oy ve yorumlarınızı, kitabın gidişatı hakkındaki düşüncelerinizi buraya bekliyorum.

Kocaman öpücükler, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Hoşça kalııııın 🌼💕🥲

 

Loading...
0%