Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Alaz Karahanlı

@zeyzeyokurr

Karahanlı Holding'in kapısından içeri girmeden önce derin bir nefes alıp cesaretini toplamaya çalıştım. Abimi benden alan yere girmek için tüm cesaretime ve sakinliğime ihtiyacım vardı. Sadece bir şirket sahibi olmayıp aynı zamanda yasa dışı işler yapan en azından benim şüphelendiğim- 24 yaşındaki Alaz Karahanlı.


O benim en nefret ettiğim insandı çünkü o benden tek ailem almıştı. 9 Haziran 2006 yılında yapılan bir suikast sırasında anne ve babamı kaybetmiştik. O süreçte abim 8, ben ise 3 yaşındaydım.


Sonrasında gerçek bir aptallık yaparak yurtta kalmak yerine sokakta kalmayı tercih etmiştik. Aslında bu birazcık benim hatamdı ben yetimhanede büyümek yerine sokakları seçmiştim. Abimle her gün gururumuzu ayaklar altına alıp dilenmiştik.


Çünkü karnımızı doyurmak için bunu yapmalıydık , abim bana bildiklerini anlatmıştı. O ise okulu bitirememişti buraya ilk gördüğümde 5 yaşındaydım.


"Bak Ekin burası çok iyi bir şirket bir gün burada çalışıp kocaman bir ev alacağım ve yemek almak için dilenmeyeceğiz." Dediğini hatırlıyorum. O gün başımı kaldırıp onun zümrüt yeşili gözlerine bakmıştım o gözlere bakınca umutlanırdım , keşke bu hayalini gerçekleştirebilseydi.


Holding'nin kapısından içeri girdim. İlk iş gününden gecikmiştim. Alaz Karahanlı'nın kişisel asistanı olarak işe girmiştim. Bu işimi kolaylaştırırdı, aslında bir işte çalışmak bana göre değil çünkü kuralları çiğnemeyi severdim.


Bildiğim kadarıyla Alaz Karahanlı fazla mükemmelci , inatçı ve normal bir patron gibi dediğim dedik. Alaz Karahanlı hakkında çok şey duymuştum.

Ama hiç kimse bana bu adamın bu kadar sinirli olduğunu söylemedi!


Kapalı alan fobim olduğu için 15 kat merdiven çıkmak zorunda kalmıştım. O merdivenden çıkarken söylenmeyi de unutmamıştım.


Alaskarahan'ın odasının kapısına geldiğinde durdum. Ve kalan cesaretimi toplayıp kapısını iki kez tıklattım.


- Gir


Komutunu duyunca kapıyı açıp içeri girdim. Kendime itiraf etmem gereken bir şey vardı adam gerçekten çok yakışıklıydı. Tamam adamın zaten yakışıklı olduğunu biliyordum ama bu adamın bu kadar yakışıklı olduğunu da söylememişlerdi! Harbi ya bana neden kimse hiçbir şey söylememişti!!! Ayrıca bu adama yakışıklı demek ne kadar doğru emin değilim. Adamın Dünya dışı bir yakışıklılığı vardı.


Geceyi kıskandıracak kadar siyah olan aileleri bana dönmüştü. Bir yerde okumuştum , siyah diye bir göz rengi yokmuş o renk çok koyu bir kahverengiymiş ama ben gözlerime kefilim. Bu gözler kesinlikle siyah. Benimkiler ise kahverengiydi. Alaz Karahanlı yüzüne sahte ve alaycı bir gülümseme ekledi.


- Ooo , Ekin hanım saat daha yedi . Bizi şaşırttınız . Biz sizi öğlen gelir sanıyorduk.


Konuşmama izin vermeden.


- Kovuldunuz!


Ağzın bir karış açık kalmıştı. Az önce sadece 15 dakika geciktim diye bu adam beni mi kovmuştu? Durdum yüzüne baktım sonra büyük bir kahkaha attım. Hatta o kadar büyük bir kahkaha atmıştım ki kafamı geriye doğru yatırmıştım.


Kahkaha atmayı bıraktığımda gözlerimi gözlerine sabitledim.


- Komik şaka


Ellerini göğsünde bağladı çok ciddi bir yüz ifadesiyle.


- Size bunun şaka olduğunu düşündüren nedir?


Onu yeterince araştırmıştım. Beni kovamazdı yani en azından yeni bir asistan bulana kadar. Yeni asistan olmak o kadar da kolay değildi çünkü ben bile yalandan bir CV hazırlayarak girebilmiştim. CV ' de 5 dil bildiğim yazıyordu. Tabii ki de yalandı. Benim bildiklerim okuma yazma ile sınırlıydı.


Bildiğim kadarıyla Alaz Karahanlı'nın en sinir olduğu şeylerden biri sorularına cevap verilmemesiydi. Ben de cevap vermeyecektim.


Umursamaz bir ifade takılıp onu silktim.


- Tamam


Evet, tek söylediğim buydu. Sanki daha yaratıcı bir şey bulabilirdim ama neyse.

Tam kapıdan çıkacakken;


- Bu kadar oyun yeter küçük köstebek.


Dediğinde durdum. Ne demişti o az önce bana küçük köstebek mi? Hadi ama daha hiçbir şey belli etmemiştim. Arkamı dönemedim , sanırım korkuyordum. Hayır ondan korkmuyordum , abimin intikamını almamaktan korkuyordum. Eğer bir köstebek olduğumu anladıysa beni öldürecek demektir. Ve ölüm benim en son korkacağım şey bile değildi. Bugün çok fazla mı cesaret harcamıştım ben?


Evet cesaretimi toplayamadım çünkü toplayacak cesaretim kalmamıştı! Ölmek zorunda mıydım , yoksa arkamı dönüp kaçma gibi bir şansım var mıydı? Keşke olsaydı!


- Yaptığım yasa dışı işleri biliyorsun, ki bu durumda sessiz kalman için yapabileceğim tek şey...


Bu cümleyi ben tamamlayayım. Cümlenin tamamlanmış hali "sessiz kalmamız için yapabileceğim tek şey seni öldürmek" olacak.


- ... Seni öldürmek.


Nasıl da bildim ama! İnsan sarrafı falanım ben herhalde. Ekin saçmama konumuz bu değil ! Evet iç sesime hak veriyordum, konumuz kesinlikle bu değildi. Adam beni öldürecek ben neyin kafasını yaşıyorum?


Korkularımı bir kenara bırakıp arkamı döndüm. Yüzüne baktım, ifadesiz bakıyordu. Sadece yüzüne bakıp konuşmasını bekledim.


- Ama ölmek dışında bir seçeneğin daha var.


Belli etmemeye çalışsam da buna şaşırmıştım. Çünkü ölürsem abimin intikamını kim alıcaktı yada anne ve babamın?


- Köstebek değilim ben!


Aynen Ekin adamda o kadar maldı zaten . E olsaymış kurtarırdım bu işten. Ulan Ekin sıçtın madem sıvamayı becereydin.


Tek kaşını kaldırıp " gerçekten mi? " bakışı atmayı da ihmal etmemişti.


- Saçmalamayı bırakıp ikinci seçeneğin ne olduğunu sormayacak mısın?


İstesem 2 saat boyunca bunun kavgasını yapardım ama şu an bununla vakit kaybetmek istemiyorum.


- Off, ikinci seçenek ne?


Şeytani bir sırtışla yüzüme bakmaya başladı. Şu an ondan korkmaya başlamıştım.


- Sadece 2 aylığına benim sahte nişanlım olman.


Gözlerim fal taşı gibi açıldı, bu sözleri duymayı beklemiyordum. Şaka yapıyordu değil mi? Ama fazla ciddi duruyor. Hangi insan şaka yaparken bu kadar ciddi olabilirdi?


- Anlamadım?!


Tamam anlamıştım. Ama anlamak istemiyordum. Söylediği şeyin saçmalık seviyesi Everest dağı'nın tepesi yaa!


- Nesini anlamadın tam olarak gayet açık değil mi?


- Benim tek anladığım sizin saçmaladığınız!


Gerçekten sinirlerimi bozmuştu. Terbiyesizliğinin haddi hesabı yoktu!


- Seçim senin ama hızlı ol çünkü çok zamanım yok.


Bunları bu kadar sakin söylemesi sinirlerim daha çok bozuyordu. Seçimler, seçimler, seçimler...


Hayatım sürekli seçimler yüzünden mahvolmuştu. En büyük hatam sokakları seçmekti. Daha büyük bir hata yapmayacaktım. Hatta bir daha hata yapmayacaktım. Aileme yapılanların intikamını alacaktım.


- İkinci seçeneği seçtim.


Yavaşça başını salladı. Bu sefer bu seçimde ben hatalı olmayacaktım.


Sevgili okuyucular;

Bu kitaptaki bölümlerin kısa kısa olacağını bildirmek isterim. Benim normalde internete uzun süre bakmak gözlerimi ağrıtır ve bu yüzden internetten kitap okuyamam. Ama internetten kitap yazmak hoşuma gidiyor ve bu yüzden yazıyorum. Farkındayım yazdığım hikayeler pek güzel değil ama bu daha başlangıç. Asıl bombalar ilerleyen bölümlerde gelecek. Sizi seviyorum okuduğunuz için teşekkürler.


Loading...
0%