Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Başa bela

@zezene

ŞİMDİKİ ZAMAN 03.02.2023

MUCİZE DAĞHAN

Yağmur hafif hafif yağmaya başlayınca montumun kapşonunu kafama geçirip ,yürümeye devam ettim. Adımlarımı biraz yavaşlatıp, yağmurun tadını çıkartabilmek amacıyla daha yavaş yürümeye başladım. Yağmurlu havaları seviyordum.

Adımlarımın ardı arkası kesilmezken , bacaklarımdaki hafif sızılar biraz olsun durup dinlenmem için bana uyarıda bulunuyorlardı. Durmadım hiçbir şeye aldırış etmeden yoluma devam ettim.

Yürüdüm yürüdüm ve en sonunda istediğim yere ulaştım.

Hisar mezarlığı ...

Kalbimin ritmi yavaş yavaş düzensizleşirken, derin bir nefes almak için kendimi zorladım. Buraya kadar her şey çok normaldi ama bundan sonrası ne yazık ki cesaret istiyordu... Ayaklarım geri gitmek için benimle savaşırken onlara itaat etmeyerek derin bir nefes eşliğinde içeriye giriş yaptım.

Gözyaşlarım hafif yağan yağmura eşlik etmek istercesine kendini belli etse de buna zor da olsa engel oldum.

Yorgun bedenimle çimenlerin üzerinden yürürken gözüme kestirdiğim mezarlağın yanına doğru yavaş adımlarım ile ilerliyordum. buraya uzun zamandan beri gelmemiştim. içimdeki kasvet her bir adımımda daha da belirginleşiyordu.

İstediğim yere ulaştığımda , gözyaşlarıma ne kadar engel olmak için uğraşsamda, okuduğum mezar taşı ile birlikte bir kaç damla benden izinsiz gözlerimden firar etmişlerdi.

Sevgi Dağhan...

Ellerim ile gözlerimden akan yaşları yavaşça sildim ama gözyaşlarım durmadı, ardı arkası kesilmeden durmak bilmeksizin bir şekilde akmaya devam ettiler ve ben buna engel olamadım. Yorgun ve halsiz bedenimi daha fazla ayakta tutamayacağımı fark ettiğimde ,bedenimi annemin mezar taşının yanına bıraktım.

Bugün annemin ölüm yıl dönümüydü. Tam tamına annem öleli 4 sene oluyordu o günden bu zamana kadar özlemim biraz olsun azalır diye düşünürken hiç de öyle olmamıştı . Aksine özlemim şu son günlerde kendini daha çok belli etmeye başlamıştı . Her geçen gün buna nasıl dayanacağımı düşünüyordum.

Günleri, Ayları hatta Yılları geride bırakmıştık, zaman su gibi akıp gitmişti ama benim özlemimim bir türlü dinmek bilmemişti.

Benim annem ağlamama hiç dayanamazdı, her ağladığımda benim yanımda olurdu.

Ağladım, hem çok ağladım ama gelmedi...

Bugün benim için anlamı olmayan bir gün .

Bugün Benim doğduğum ve annemin öldüğü gün.

Ellerimi annemin toprağının üzerinde gezdirdim. derin derin kokladım toprak kokusunu ,sanki o koku onun kokusuymuş gibi ... Sanki beni hissedecekmiş gibi sevdim toprağını , gözlerimi kapattım ve hayal ettim , sanki o mezar taşı onun saçlarıymış gibi titreyen ellerim ile okşadım. Bırakmazcasına avuçlarımın içindeki toprağını sıktım. Özlemimin azalmasını umarcasına sarıldım, bağrıma bastım. Gözyaşlarım ile suladım onun güzel toprağını ... Bir döngüye girmiş gibi tekrarladım durdum bu yaptıklarımı, ve bir süre sonra kendimi huzura ulaşmış gibi hissettim. Sanki omuzlarımdaki o ağır yükü indirmiiş gibi rahatladım. Gözyaşlarım yavaş yavaş durmuş, titreyen ve üşüyüyen bedenim ısınmış , içimdeki kasvet azalmıştı ve kendimi güvende hissettmiştim. Zaten Sebebini bilmediğim bir şekilde her zaman kendimi burada güvende hissediyordum.

...

Buraya geldiğimden beri ne kadar zaman geçti hiç bir fikrim dahi yoktu. Belki yarım saat belki bir saat zaman kavramı benim için burada yok olmuştu. Özlemim fazlaydı ama burada çok huzurluydum. Gözlerim ile baştan başa mezarlığı inceleyip "Seni çok özledim annecim" dedim ağlamaktan iyice kısılmış sesimle.

"Bende çok özledim."
Arkamdan gelen durgun ses ile direkt gözlerimin odağını o tarafa çevirdim. Babamı görmem ile şaşkınlıkla kaldım. Elinde rengarenk çicekler ile birlikte bana doğru bakıyordu.

"Baba ?" Sesim kendimle bağımlı olarak şaşkın çıkmıştı. Papyon mu takmıştı o yoksa ben mi yanlış görüyordum.

Buraya kadar beni takip mi etmişti. Eğer öyleyse gerçekten diyecek söz bulamıyorum.

"Beni mi takip ettin cidden" dedim bıkmışlıkla

"Takip etmedim tahmin ettim mucize hanım hemen yükselme " sert sesiyle bana cevap verirken aynı zamanda elindeki çicekleri yanımdan ilerleyerek annemin mezar taşının yanına koydu. Gözlerim ile onu takip ederken aynı zamanda cevap vermiştim

"Kesin öyledir"

"İnanmıyor musun ?" Diye sordu. Mezar taşının yanına diz çökmüş ve yan yan bana bakıyordu

"Pek inandırıcı değilsin şahsen baba" dedim bende onun gibi bakarak

"İnanmazsan inanma" dedi umursamazca ve kafasını önüne çevirdi . Elini mezar taşının üstünde yavaşça gezdiriyordu aynı benim yaptığım gibi . Umursamazca davranıyordu ama içi yanıyordu bunu hissedebiliyordum.

"İnanmadım zaten baba" dedim boşvermişlikle

"Neyse inanmazsan inanma Sen ne yapmaya geldin beni annene şikayet etmeye mi geldin ? "

"Evet yaptığın herşeyi tek tek anneme anlatmaya geldim "

Babam sahte bir sinirle bana bakıp kafasını çevirdi ve konuşmaya başladı "Senin bu kızın var ya bu kızın günden güne çığır açıyor resmen ne anlatıyorsa dinleme sen onu sevgim inanma ona
Aramıza kara kedi gibi girmeye çalışıyor"

"hakkında iyi şeyler söylemiştim ama sen bilirsin baba "

"o zaman dinleyebilirsin sevgim " deyince gülmeden yapamamıştım .

babam yüzündeki hafif tebessüm ile cebinden arabanın anahtarını çıkarıp bana uzattı.

"sen annen ile hasret giderdiğine göre sıra bende, arabada beni bekle en fazla 15 dakikaya gelirim olur mu ?" dedi

sadece kafa sallamakla yetinmiştim zaten vedalaşmış ve duamıda etmiştim yani buradaki işim bitmişti benim . Elindeki anahtarı alıp mezarın dışına park etmiş olduğu arabanın yanına doğru gitmiştim . Arabanın yanına geldiğimde arabaya binmek yerine sırtımı arabaya yaslayıp babamı beklemeye başladım. Bu mesafede onu görebiliyordum ama duyamıyordum. Ne konuştuklarını merak etsemde yapacak birşeyim yoktu...

15 dakikanın sonunda babam mezar taşını öpmüş ve bana doğru gelmeye başlamıştı.

"Niye beni arabada beklemedin beni mucize ?"

"Canım istemedi ."

"İyi bakalım arabanın anahtarı?" elimdeki arabanın anahtarını ona uzattım ve arabaya bindik ve yola çıktık .

"Bugün akşam aydın amcanlar gelecek akşam yemeğine " konuşmak canım istemediği için sadece kafa sallamak ile yetindim .

Kafamı cama yaslayıp yol boyunca uyumaya karar vermiştim.

"Uyuyacak mısın ?" tekrardan kafamı sallayınca

"Dilini mi yuttun yine mucize cevap versene ? " dedi babam yakınarak. kapalı gözlerim ile göz devirmek istesemde bunun pek mümkün olmadığını bildiğim için babamı umursamadım.

Her ne zaman buraya gelsem üzerimdeki yükler alınıyordu sanki ama bir hüzün ve sessizlik çöküyordu içime ne konuşmak istiyordum ne de başka birşey sadece uyumak istiyordum. Bugün doğum günüm olmasına rağmen içimde hiç bir heyecan bulunmuyordu içimde. Aklıma gelen şeyle gözlerimi açıp babama baktım.

"Doğum günü şaçmalığı falan yapmamışsınızdır inşallah baba öyle birşey olursa evde durmam haberin olsun "

"Tamam" demesiyle sinirle yüzümü sıvazladım

"Baba hoşlanmıyorum bunu yapmadım de lütfen her sene aynı tantanayı yaşamaktan bıktım."

"Bende bıktım mucize anlıyormusun bende bıktım " diye yükselince yerimde irkilmiştim

"Aynı konuşmaları her sene seninle yapmaktan yoruldum. Annenin ölmesi ne senin ne benim ne de başkasının suçu anlıyormusun beni ve sen bu yüzden sırf bugün öldü diye kendini bu şekilde cezalandıram-"

"İstemiyorum baba sen niye anlamıyorsun beni ! herkes bugün doğum günü kutlayınca hakkımızda ne düşünüyor hiç düşündün mü ? zorunda mısın ya zorunda mısın ? kutlamayın işte"

"Ne düşünürlerse düşünsünler bu benim umrumda mı zannediyorsun sen mucize ?"

"İstemiyorum" dedim inat ederek

"Ama ben istiyorum o yüzden sus "deyince sinirle yerimde tepinmek istedim ama yapamayınca ise sakin olmaya çalışarak kafamı dışarıya çevirdim

Anlamıyordu babam beni gerçekten anlamıyordu. arkadaşlarım veya akrabalarımızın arkamdan söylemedikleri kalmıyordu kaç defa şahit olmuştum .hatta arkamdan değil direkt olarak yüzüme söyleyenler bile oluyordu. Bu yüzden annemi asla affetmeyecektim özlemim ağır bassa da onu asla affedemezdim.

"Annenin ölümüne bile saygın yok senin mucize "

"Bugün bunu organize etmek ne kadar doğru mucize yazık annene gerçekten çok yazık"

Bu ve bunun gibi bir sürü can acıtan sözler söylüyorlardı.
Ve ben bundan artık gerçekten çok yorulmuştum .

...

Yol boyunca başka hiçbirşey konuşmayıp sonunda evimize gelmiştik. Arabadan babamın yüzüne bakmayarak inmiş ve kapıyı sertçe kapatmıştım.

'Bir de kır istersen ' diye mırıldanmasını duymuştum ama onu hiç umursamamış ve evin girişine doğru yürümüştüm. Babam ile belli bir süre konuşmamamaya karar vermiştim konuşsam kalbini kıracağımı çok iyi biliyordum çünkü .

Kapıya gelince birisinin açmasını beklemeden çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açmıştım. Açmam ile bir şeyin patlaması aynı anda olmuştu. Korkarak tam açılmamış kapıyı kendime siper ederken arkamdan ne ara geldiğini fark etmediğim babama çarpmıştım. Kafamı çevirip babama baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu. Beni iterek içeri girmeye çalışınca bende onu zorlamadan ayak uydurdum.

Kalbim ağzımda atıyordu resmen. İçeriye girdiğimiz an bir anda hep bir ağızdan "İyiki doğdun Mucize" sesleri çıkmaya başlamıştı. Şaşkınlıkla olanları izlerken bir anda babam beni kendine çevirmişti. Yüz yüze geldiğimizde boy farkı yüzünden yukarıya doğru ona bakarken hala şaşkınlığımı üzerimden atamamıştım. Hiç böyle bir şey beklemiyordum çünkü.

"Biliyorum bugün doğum gününün kutlanmasını istemiyorsun belki de sırf bu yüzden bana içten içe sinir bile duyuyor olabilirsin ama sen ne söylersen söyle bunu yapmak benim görevim sizi mutlu etmek yüzünüzde bir tebessüm oluşturmak benim görevim " demesiyle içimdeki kıpırtıya engel olamamıştım ama bu yaptığım şey hemen beni vicdan azabına sürükledi .

Etraftaki insanlardan dolayı yüz ifademi düz tutmaya çalışarak teşekkür etmiş ve arkamı dönmüştüm.

"Hayırlı olsun ablaların bir tanesi "
"Hayırlı olsun ablacığım " ikizlerin aynı anda faklı cümleler kurmasıyla gülümsemeden edememiştim.

Hiç bir zaman normal ikizler gibi aynı cümleyi kurmayı beceremezlerdi. Kaç yaşından beri bunun için baya bir çaba gösteriyorlardı şimdi 15 yaşında olmalarına rağmen hala becerebilmiş değillerdi.

"Yine aynı şeyi söyleyemedik Tolga ya niye uzun cümle kuruyorsun kısa ve öz kursana " dedi Meyra sinirle onun bu tatlı haline gülmeden edemedim. Her zamanki gibi pantolon ve tişört giymişti sarı upuzun saçlarınıda tepesinden sıkı bir at kuyruğu ile toplamıştı. Mavi gözlerini ortaya çıkaracak şekilde bir makyaj yapmış ve dahada güzel olmuştu.

"Ya Meyra boşgeç bak uğraşmayalım bazı şeyler zirvede bırakılmalı diye düşünüyorum ben çok da zorlamasak mı acaba ?" dedi Tolga ikizine asla kıyamıyordu onu kırmamak için aynı kıyafetleri giydiğine yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım. Çünkü ona göre bir şey yaptıysa içinde kalmalıydı başkası onu yüzüne söylerse hemen kendini kabuğuna çekiyordu. Mavi gözleri ile masum masum Meyra'ya bakarak onu ikna etmeye çalışıyordu. Onların bu haline daha fazla takılmadan teşekkür edip ikisinede sarılarak onları yollamıştım.

Sıra Babamın en yakın dostu engin amcam'a gelmiş o ve onun çocukları Eda ve Murat da benim doğum günümü kutlamıştı .

Herkes doğum günümü kutlamış ve hepsi ayrı bir köşelere dağılmıştı. İşte herşey bu kadardı.

Şimdi herkes kendi eğlencesindeydi, ben ise doğruyu söylemek gerekirse hiç de eğlenmiyordum. Mutlu da değildim. Kendimi tutmasam düşünmekten belki de ağlardım bile . Kendimi insanlardan uzak bir köşeye atmıştım. Aslında burada durmak hiç istemiyordum ama gidemiyordum çıkmayı denemiştim ama babama yakalanmıştım. Bu yüzden bu sıkıcı yere katlanmak zorundaydım. Bahçenin en uzak yerine sandalyemi sürüyerek getirmiş oraya oturmuştum. Telefonumu cebimden çıkarmış ve onunla ilgilenmeye başlamıştım. Bir süre sonra yanıma bir sandalyenin çekilmesiyle dikkatim oraya kaymıştı. O kişi buradaki tek ve çocukluk arkadaşım Laraydı. Bir süre yanıma sessizce oturmuş ve hiç bir şey dememişti galiba sırf bu yüzden onunla bu kadar uzun süre arkadaşlık yapabiliyordum sessizliğime arkadaş olan tek insan oydu ve ben bunu çok seviyordum. Belki 10 belki 15 dakika susmuş ve etraftaki müzik sesini dinlemiştik. en sonunda ilk konuşmayı o başlatmıştı.

"Sıkılmışa benziyorsun." dedi kafa salladım.

Biraz durmuş ve sıkkın bir ses tonuyla "Başın sağolsun" dedi.

Bir anda kafamı direkt ona çevirmiştim. Doğum günümü kutlamamış Başın sağolsun demişti . Gözlerimin dolduğunu hissedince kafamı önüme çevirip kendimin bile zor duyduğum emin olamadığım bir ses tonun ile "sağol" demiştim.

Şuan fark etmiştim ki benim buna ihtiyacım varmış.

"Seni daha önce hiç bu kadar sessiz görmemiştim. Telaşlanmamam için galiba iyi olduğunu söylemene ihtiyacım var " Herkes alışmıştı tabi güler yüzlülüğüme çok konuşmazdım ama hep gülerdim. bu da annemden gelen bir huydu galiba bana .

"İyiyim merak etme "dedim zorla gülümseyerek

Larayla çok zıttık mesela o siyahsa ben beyazdım. O sinirli ben sakindim, O kavgacı ben ortayı bulandım ama bir süre sonra fark ettim ki bende ona benzemeye başlamıştım ve bu halimden gayet memnundum aslında.

"Hadi kalk " diyerek bir anda benim kolumdan tutmuş ve ayağa kalkmıştı ne olduğunu anlamamış bir şekilde ona bakarken o yüzüme içten bir gülümseme ile bakıyordu.

"Ne oldu nereye ?" soru sormaktan kendimi alamazken

"Burada sıkıldığını ve zorunlu olarak burada kaldığını biliyorum kaçalım " demesiyle ona şaşkınca bakıyordum.

"Niye saf saf yüzüme bakıyorsun mucize kalmak mı istiyorsun burada ?" diye sorunca kendime gelmiştim. Biraz duraksayıp düşünsemde burada kalmak için bir sebep bulamayınca hemen laranın teklifini kabul etmiştim.

Yüzüme öyle mutlu bakıyordu ki bende ona bakarak sonunda bende gülmeye başlamıştım birbirimize bakarak gülerken arkamızdan babamın sesi gelmesiyle ikimizde oraya dönmüştük.

"Bakıyorum da neşeniz yerine gelmiş mucize hanım " gözlerini bir süre üzerimde gezdirmiş ve fazla durmadan gözlerinin odağını laraya çevirmişti.

"Hoşgeldin güzel kızım uzun zaman oldu gel bir sarılayım sana " demesiyle lara hızlıca yanına varıp babama sıkıca sarılmıştı. Onların bu halde görünce yüzümde istemsizce bir gülümseme var olmuştu. babamın bu çocuk sevgisi beni bitiriyordu.

"Hoşbuldum vedat amca " diye cevap verdi lara

Lara babamı küçüklüğünden beri çok seviyordu . aynı sevgiyi babamda ona duyuyordu buna emindim.

"Aydın niye gelmedi kızım " demesiyle laranın gülen yüzünde hafif bir kasılma meydana gelmişti. aydın laranın babasıydı.

"Şey onun çok selamı vardı beni bıraktı ve o gitti işleri çokmuş o daha sonra uğrayacakmış vedat amca "

"Tamam güzel kızım ben konuşurum onunla siz eğlenmenize bakın " deyip bana sarılmış ve gitmişti. laraya baktığımda gülümseyerek hala babamın arkasından bakıyordu.

"Lara daha ne kadar bakacaksın babamın arkasından ?" gülerek söylemiştim ama lara kızarmış yanakları ve suçluymuş gibi bana doğru dönüp özür dileyince ne hata yaptığımı sorgulamıştım. şaka amaçlı söylemiştim bunda özürlük bir kelime yoktu.

"Şaka yaptım kızım niye özür diliyorsun neyin var senin ?"

"Y-yok birşeyim neyse onu bunu boşverelimde kaçacak mıyız?" Üzgün halimden eser kalmamışken hin bir şekilde gülümsemiş ve kafa sallamıştım. buradan gidip kafa dinlemek bana çok iyi gelcekti. bundan emindim.

...

Kimseye belli etmeden hızlıca arka bahçeden kaçmıştık. Bunu o kadar insanın içinde nasıl yaptık hala aklım almıyordu ama yapmıştık.
Şu an ise yavaş yavaş bilmediğimiz bir mahallenin sanki bizimmiş gibi işgal ettiğimiz yolunun ortasında yürürken laranın hala beni nereye götürdüğünden haberim yoktu.

"Allah aşkına kızım bizim burada ne işimiz var ya bizi burada yerler niye geldik buraya " korkarak söylediğim sözler laranın hoşuna gitmiş olmalı ki ağzından bir kıkırtı kaçmıştı.

"Korkma korkma yiyemezler ben varım " diyince çok sağol diyerek homurdandım kendi kendime

Aslında mahalle sessiz sakin bir yer değildi etrafta oyun oynayan çocuklar işçi esnaflarla doluydu heryer ama ilk defa geldiğim için kendimi huzursuz hissediyordum.

"Nereye gidiyoruz bari onu söyle ya" dedim sitemle harbi tırsıyordum. ben çok gerilirdim böyle yerlerde.

"Tamam az kaldı ama söyliyeceğim ama fazla soru sormak yok tamam mı ?"

"Tamam tamam söyle hadi"

"Annemin yanına" demesiyle şaşkınca olduğum yerde durdum.

"Ne annenin yanı mı ?"

Laranın annesi hakkında hiçbirşey bilmiyordum ismi dışında çünkü lara doğduktan sonra aydın amcanın anlattığına göre annesi larayı terk etmişti. Bildiklerim bundan ibaretken şimdide görüştüklerini öğrenmiştim.

Lara oflayarak bana döndü " bak mucize beni söylediğime pişman etme kimse bilmiyor tamammı . kafa dağıtmak istediğim zaman buraya geliyorum sanada iyi gelecek ama tek bir şey babamın burada olduğumdan asla haberi olmaması lazım başka soru sorma benide pişman etme !" dedi biraz sert çıkan sesiyle . Üstüne fazla birşey söyleyememiş "tamam " demekle yetinmiştim. hala şaşkındım.

Biraz yürüdükten sonra minik tatlı bir lokantanın önüne gelmiştik. annesi ile burada mı buluşacaktık. acayip gerilmiştim . içerisi çok fazla kalabalıktı. lokanta değil sanki kahvehane gibi bir yerdi. İçimdeki ses b*k yolu orası geri dön diye haykırıyordu resmen. Lara duraksadığımı görünce yanıma gelmiş kendi kendine homurdanmış ve beni sırtımdan ittirmişti.

Sevmiyordum abi ben kalabalık yerleri kendimi yabani gibi hissediyordum.
Laranın arkasından onu takip ederken sağımdan yüksek ses ile dikkatim oraya kaymıştı.

"İşte böyle yenerler aslanım kaldır kolunu kaldırr. gördünüz mü lan nasıl yendim ." yüksek sesiyle etraftakilere bağırarak konuşmasıyla garipçe ona bakıyordum. Ben hariç hiç kimse onu yargılamamış hatta gülerek ona eşlik ediyorlardı.
Gözlerim ile larayı aradığımda ileride birine sarılıyordu. onu görünce hızlıca onun yanına gittim.

Kadın ağlayarak laraya sarılıyordu bu ebru teyze olmalıydı. çok yaşlı bir kadındı. bunu görünce kalbimde hafif bir burkulma hissettim. acaba annem yaşasaydı nasıl olurdu...

Kendimi toplayıp onları izlemeye başladım. lara düz yüz ifadesi ile annesi diye tahmin ettiğim kadından ayrılmıştı.
Kadın gözyaşlarını silmiş ve "İyiki geldin güzel kızım çok özledim seni. " dedi sildiği gözyaşlarını tekrar teker teker akmaya başlayınca lara elleriyle onun gözyaşlarını silmişti.
"Tamam artık ağlama geldim bak hem bak sana kim getirdim. "

"Kimi getirdin ?" diye merakla sormuştu annesi yanında duran beni fark etmiyormuydu cidden ?

"Bak işte sana anlattığım mucize " laranın beni göstermesiyle kadın bütün vücudunu bana çevirmiş ve bana bakmaya başlamıştı.
"Mucize ?" şaşkınca bana bakıyordu. açıkcası beni nereden tanıdığını ve bu kadar şaşırdığını hiç bilmiyordum.

"Sevgi hanımın kızı mucize mi?" kafa salladım ne cevap vereceğimi açıkcası hiç bilmiyordum.

"Evet anne sevgi teyzenin kızı " dedi lara gülümseyerek

Hiç anlamadığım bir şekilde kadın bana gelmiş ve sıkıca sarılmıştı. Karşımda kalan laraya şaşkınca bakınca o ise gülmekle yetinmişti . Fazla duraksamayarak kadının sarılışına bende karşılık verdim. Uzun zaman sonra bir kadın bana böyle bana sarılıyordu.

Kendimi huzurlu hissetmem ne kadar doğruydu.

Kendimi fazla kaptırmamalıydım yavaş olacak şekilde kadından ayrılmıştım.
kadının ağlaması beni bir hayli şaşırtıyordu.

"Neden ağlıyorsunuz ?" diye sormaktan kendimi alakoyamamıştım.

"Gelin şöyle geçelim oturalım konuşuruz sohbet eşliğinde karnınız aç mı ?"
ikimizde "hayır " diyerek ebru teyzenin gösterdiği yere oturmuştuk. O bize dayanamayıp birşeyler getirmiş ve bütün masayı donatmıştı. Bu sürede ise bende etrafı incelemekle geçirmiştim zamanı lara'nın da dediği gibi burası bana gerçekten iyi gelmişti.

Ebru teyze yanımıza geldiğinde ,beraber koyu bir sohbete dalmıştık. Çok konuşan bir kadındı. her sorduğum soruya cevap verdiğinden bir cesaretle aklımdaki kafamın içinde beynimi kemiren soruyu sordum.

"Şey yanlış anlamazsanız bir şey sorabilirmiyim?"

"Tabi kızım benim sor ."

"Annemi nereden tanıyorsunuz ?"

Güldü "Tabi merak etmen normal aydın ile baban ortaklardı hala ortaklarmış sanırım öyle bir duyum almıştım." dedi

"Evet babam ve Aydın amca hala ortaklar." diyerek cevap verdim. Şimdi babamla aydın amca çok yakınlar ama önceden ezeli düşmanlarmış resmen .

"Ben aydının sekreteriydim kızım , annen babanın yanına gelip giderken tanışmıştık çok güzel çok tatlı dilli bir kadındı. Orada arkadaş olduk annen ile Uzun bir süre arkadaşlığımız devam etti . Ben hamile kaldığımda bile tek sevgi yanımda olmuştu."

"Aydın amca neden yardımcı olmadı ?" dedim kendimi tutamayarak ebru teyze kafasını laradan tarafa çevirip bir süre gözlerine bakmış ve tekrardan bana bakmıştı ve konuşmaya başlamıştı . Sanki lara ile gözleriyle anlaşmıştı.

Aman Allah'ım Telepati gücüü

"Onlar uzun mesele kızım boşgeç sen onları ." dedi kısaca gerçekten bananeydi ki niye karışıyorsam şu çenemi tutabilsem birazcık baya işler kat edecektik beraber ama olmuyordu ne yazıkki. Benim düşmana ihtiyacım yoktu he benim çenem sağolsun kendi kendime düşman elde edebiliyordum çok şükür.

Çenemi tutmaya çalışarak bir daha bu konu hakkında soru sormamış ve bir süre daha normal konulardan sohbet etmiştik.
Biraz oturduktan sonra ise onları yanlız bırakmak için dışarıya çıkmıştım. sonuçta yanlız konuşacakları olabilirdi. dışarı çıktığımda ilerideki bankı boş bulunca oraya gitmiştim direkt.

Elimdeki telefonu elime alıp aramaları görmezden gelerek şavaş oyunu açıp oynamaya başladım.

...

Bir süre oyuna dalmış oyun oynarken sıkılınca onu da bırakmış ve etrafı incelemeye başlamıştım. Bir sürede böyle geçince bileğimdeki saate baktığımda ben dışarı çıkalı neredeyse yarım saat olacaktı. Daha fazla duramazdık babam telaşlana bilirdi. Kalkıp tekrardan geldiğim yolu geri dönerken bir yandanda elimdeki telefonu cebime koymaya çalışıyordum .

Aniden bir yere çarpmam ile olduğum yerde sendelemiş ve yere düşmekten son anda kurtulmuştum . Çarptığım yere baktığımda kalas gibi kapıdan çıkmak için bana bakan iri yarı bir adamla karşılaştım. Sessizce pardon demiş ve geçecekken kolumdan tutup 'özür dile' demesiyle şaşkınlık ve sinir dolu bir bakış attım.

"Öz-..."

Uğraşmak istemediğim için tam özür dileyecektim ki Laranın içeriden bağırmasıyla sözüm kesilmişti.

"Özür dilemeyeceksin buraya gel mucize önüne baksaymış kalas " demesiyle ağzım açılmıştı. Kalbim hızlanmaya başlamıştı ne yapıyordu bu kız allah aşkına dövülecektik burada .

" Sen ne diyorsun lan oradan "

Lara hafifçe dudağı kıvrılmış ve yerinden yavaşça kalkmıştı. Kalbim kavga çıkacak olmasından dolayı gümbür gümbür atarken bir yandan da laranın susması için Allah'a yalvarıyordum.
Bize doğru yavaş adımlarla gelmişti ciddi ifadesinden asla ödün vermiyordu ve bu beni daha çok geriyordu. Allah'ım bir günüm normal geçsin ya yalvarırım .

"Tamam lara ben Özür dilerim ne olacak hadi biz gidelim " dedim ortayı bulmak amaçlı ama lara bana öyle bir baktı ki söylediğimden anında pişman olmuştum . Siyah çizmeleri ve siyah tişörtü ve bol siyah kargo pantolonuyla tam bir Asi kızı andırıyordu. Uzun olan boyu kalın tabanlı çizmleriyle dahada uzamış neredeyse adamla aynı boya geliyordu.

"Aferin minik kız çok akıllısın sen nasılda söz dinliyor " diyip gülmesiyle sinirlensemde birşey demedim. Zaten etraftaki bütün bakışlar üzerimizdeydi yanlış bir hareket yapmak istemiyordum.

"Aynen aynen Dayı hadi Lara bak aramızdaki sorunda halloldu hadi gidelim nolur " dedim kolundan tutarak. Benim yüzümden bir olay çıkmasını istemiyordum.

"Ne oluyor burada ?" diyerek gür sesiyle konuya dahil olan Ebru teyze ile sabır çektim. Bir çıksak şuradan sağ salim Allah'ım.

Daha deminden beri nerede olduğunu bilmediğim Ebru teyze önündeki önlüğüne ellerini silerek aynı Laranın kopyası olduğu sinirli hali ile yanımıza gelmişti. Şuan fark ediyorum ama acayip benziyorlar birbirlerine.

"Ne oluyor dedim duymadınız mı ?" dedi dahada yükselerek

"Yok birşey ebru teyze hallettik biz aramızda değil mi dayı " Dedim genç olan adama yani benimde bir yerden sinirimi atmam lazımdı ben kavgaya başvurmaz genellikle laf sokardım ama onu bile şuan bir tarafım yemiyordu. Çünkü bu adam bizi evire çevire dinlene dinlene döverdi.

"Aynen dayısı hallettik sevdim seni ha " demesiyle ağzım bir karış açılmıştı .

"Ben seveceğim şimdi ama he s*kt*r git lan "diyerek tüm gücüyle bağıran lara ile daha ne kadar ağzım açılır onu deniyordum resmen.

Arkadaşlığımızı tekrardan düşünmeliyiz acilen !

Dövülmek için çok narinim ben tabi kendisi karetelere ,tekvandolara gittiği için kendine güveni tamdı ama benim kendime güvenim sıfırdı adam bana bir vursa yeri öper birdahada kalkamazdım, dört kulplu kayığa biner giderdim, tabiki bu adamın iyiliğine kalmış birşeydi . belkide yavaş yavaş tadını çıkara çıkara döverdi beni...

Allahım bana akıl fikir ver yarabbim ben ne düşünüyorum ya ?

" Sen kime küfür ediyorsun lan yer cücesi ?" diyerek yanımdan geçmiş lara'nın üzerine birkaç adım atmasıyla telaşlanmış ve adama çelme takmıştım. Adam takılıp yere düşmesiyle elimi ağzıma götürmüş ve öylece adama bakmaya başlamıştım. Allah'ım bittim ben .

Etraftaki herkes gülmeye başlayınca dahada telaş yapmıştım , yardım dilenerek karşıya baktığımda lara ve annesi onlarda dahil diğerlerine katılmış gülüyorlardı .yerdeki adama şok inmişti galiba hareket dahi etmeden beton ile bakışıyordu adam kafasını arkaya çevireceğini fark ettiğim an en yakındaki kişinin kolundan çekmiş ve hızlıca benim durduğum yerde durdurmuş ve ben başka tarafa kaçmıştım. Benim olduğum yerde duran sarışın çocuk şakınca bana bakınca bende omuz silkmiştim.

Korkudan kalbim duracaktı şimdi. Adam hızlı ve seri hareketle yerinden kalkmış ve sarışın çocuğa bakmıştı. Sonra onun yapmadığını fark etmiş gibi direkt bana dönmüştü.
Nasıl anladın benim yaptığımı bu zekayla dayı sen !?

İçimden bütün bildiğim duaları okurken adamın dik bakışlarından dolayı okuduğum bütün dualar birbirine girmişti.

"Dayı o kadar sinirli bakmasan mı ya vallahi yanlışıkla oldu ayağım öne çıkıvermiş anlamadım bende birden oldu herşey. Hem bu kadar sinir senin bünyene fazla değilmi yaşlısın ya ona dedim " dememle anlındaki damarlar bir olmuş ve adamın resmen anlı kızarmaya başlamıştı hay ben çenemin yayını... Etraftaki herkes gülerken adam dahada sinirleniyordu hepsi onlar yüzünden oluyordu.

Kızım bu adam bizi yer geriye tak geriye U , R veya elimizde ne varsa acilen onu yap kızım.

"Dayı yani şey a-abi öyle demek istemedim çok gençsin maşallah şey demek istedim. Şimdi sen beni yanlış anladın ben senin iyiliğini düşündüğüm için diyorum bunu, Bir yerde okumuştum sinir bünyeye çok zararmış öyle diyorlar . Eğer istersen psikolog masraflarını karşılamaya tali-..." diyemeden adam üzerime doğru gelmiş ve kolumu sıkıca tutmuştu.

"Sen kavga mı etmek istiyorsun ?" diyince anında cevap vermiştim

"Yok yok abi Estağfirullah ne kavgası ben seninle kavga falan etmek istemiyorum. "

"Tamam edelim " demesiyle neredeyse bayılacaktım

"Tamam seyfi uzatmayın artık bırak kızları gitsinler " Masalardan Yaşı baya ilerlemiş birisi konuşmasıyla adamın adının seyfi olduğunu öğrenmiş oldum.

Seyfi dayı bey abi bana dik dik daha bakmaya devam etmiş ve "Bu burada bitmedi "gibi sözler geveleyip dışarı çıkıp gitmişti. Demekki bunu söyleyen amcanın sözü geçiyordu bu adama .

O bu değilde adamın karızmayı acayip çizmiştim inşallah adam bugün hafıza kaybı geçririr ve beni unuturdu yoksa halim bitmişişko.

"Aferin mucize bun senden beklemezdim ha " diyerek keyifle yanıma gelen lara ile sinirle omzuna vurdum Ben burada gerilmekten kas felçi geçirecektim az daha bu keyifle bir de gurur duyuyor benimle .

"Yavaş be !"

"İşin bittiyse yürü gidelim artık lara bugünlük bu kadar aksiiyon bana yeter de artar bile ." babam duysa benim burnumdan getirirdi.

"Bu aksiyon mu sen benimle bir gün tam anlamıyla takılsan aksiyonun alasını yaşarsında işte sen bu korkaklıkla o biraz zor "

"He he tamam aynen hadi gidelim yine fazla boş yapıyorsun " diyerek onu es geçtim. Acaba daha nasıl büyük bir aksiyon istiyordu anlamış değildim?

...

Laranın annesi ebru teyze ile vedalaştıktan sonra dışarı çıkmış ve yürümeye başlamıştık. Saat beş gibiydi babam delirmemiştir umarım .

Geldiğimiz yolu yürürken sağ tarafta kaldırım üzerine oturmuş Seyfi dayıyı pardon abiyi görünce olduğum yerde durmuş ve larayıda durdurmuştum.

Lara ne olduğunu anlamamış ve bana bakmıştı. Ona ileride oturanları gösterdiğimde gülmüş ve kolumdan tutmuş ve onların önünden gitmek için beni yürütmeye başlamıştı.

"Kızım bu sefer önüne çıkarsak beni kesin döver daha fazla adamın damarına basmayalım bak birde 3 kişiler "
Dedim ama beni dinleyen kim ?

Direkt onların önüne gelmiştik bizi gören seyfi abi kaşlarını çatmış öyle bir bakıyordu ki biraz daha zorlarsa bana gözlerinden füze atacaktı galiba.

"Seyfi abi çok canın acımadı ya iyisin değil mi ?" dedi lara dalga geçercesine

İyi kızdı ama cennete gitmek için erken davrandı.

Seyfi abi elindeki tesbihi hızlı hızlı çevirmeye başlayınca sinirlendiğini anlamamak imkansız hale gelmişti. Ağzını geveleyerek birşeyle söylemişti ama sadece fesuphanallah dediğini net anlamıştım gerisi yoktu.

"İşine bak bücür uğraşma uğraşırım" dedi seyfi emmi

Bir karar versem bende Dayı mı ? Abi mi ? yoksa Emmi mi ?

Kafalar nasıl güzel ama durdurun dünyayı inecek varr

"Uğraşmaszan hatrım kalır seyficiğim " demesiyle bir adım geriye gittim vallahi allah affetsin lara kendi aranıyordu benim yapacak birşeyim yoktu. Ben uyarmıştım kendimi okların önüne atamazdım. Ne diyeyim laraya kolay gelsin .

Seyfi dayı elindeki tesbihi öyle çekiştirdi ki elindeki tesbihten tesbih namına bir şey kalmadı boncuklar etrafa dağılırken bir adım daha geriye gittim. Seyfi dayı ayağa kalkınca yanındaki iki adam da onunla eş zamanlı olarak ayağa kalktı bir adım daha geri gittim. Allah seni bildiği gibi yapsın lara adamlar bizi asfaltta dümdüz yapıştıracaklar bizi spatula ile kazımak zorunda kalacaklar haberi yok ! Gerizekalı !

Çok iyi arkadaşımdır oysaki ben . Mesela hiçbir arkadaşımı satmam ben ! Her zaman onların arkalarında dururum !
Şimdi olduğu gibi . İyi arkadaşlar bu günler için vardır.

"Bücür seni yontarım hemde öyle bir yontarım ki yanımda başını bile kaldıramayacak duruma gelirsin bu asi hallerini mumla ararsın yaptırma bana bunu ." Bencede abi ben dedim dinlemiyor ki hiç beni . Bak mesela bana kafamı eğiceğim şimdi hiç kaldırmayacağım.

"Yapma ya öyle mi yaparsın ?" dedi adamı hiç takmadan lara .
Nereden geldim ben buraya Allah'ım etrafa bakmaya başladım nereden gelmiştik biz oradan kaçacağım çünkü .

"Eh yeter lan!" dedi seyfi dayı'nın yanında bulunan cılız saçlarını kazıtmış çocuk ,bir anda laranın üstüne yürümüş ve saçlarını tutmaya kalkmıştı. Tabi lara bunu fark edince direkt olarak ona yaklaşamadan karnına tekmeyi geçirmişti.

Lara şaçlarının dokunulmasından asla hoşlanmazdı. Onun en kıymetlilerinden biriydi saçları babasına bile sevdirdiğini görmedim daha önce.

Çocuk yere kapaklanınca gülmemek için kendimi tuttum. Ne demişler gülme komşuna gelir başına . bu sözü neden bulmuşlar ki sırf buna inandığım için doğru düzgün kimseye gülemiyordum.

Ayağıma arkadan birşey deyince kafamı arkama çevirdim ileriden çocuklar el sallayıp ayağımın altındaki basketbol topunu atmamı istiyorlardı. Acaba topu alıp çocuklarla oynasam lara burayı halledebilirmiydi ki?

Elime topu almış tam ilerideki çocuklara atacakken diğer adamın laraya yaklaştığını fark edince yemin ederim ki istemsiz olarak adamın kafaya fırlattım.
Adamın kafaya denk gelen basketbol topu ile adam yere boylu boyunca uzanınca herkes şaşkınca bana bakmaya başlamıştı.

Allah'ım ben ne tür bir belaydım böyle ya elime attığım kuruyor yeminle bahtsız bedevi miyim neyim ben ya ?

Telaşla herkesten önce boylu boyunca yerde uzanan adamın yanına gittim .
"Abii sen öl diye yapmadım yeminle" dedim etrafa baktığımda birkaç kişi doluşmuştu etrafa dahada telaşlanınca adamın yüzüne sertçe bir tokat geçirdim. Uyanmayınca dahada telaş yapmıştım.

"Abi abartmasan mı acaba bak herkes bize bakıyor altı üstü bir top ya " adam bence beni kekliyor vicdan azabı çekmem için aynen aynen yoksa o kadar sert atmadım ben o topu.

"Lan ne yaptın olum sen " diyerek seyfi dayı yanıma gelmişti şaşkınlığı ilk o atabilmişti herhalde diğer laranın tekme atarak düşürdüğü şaçları kazıtık olan adam hala şaşkınca olduğu yerden , yerdeki yani şey benim hafifçe! top attığım arkadaşına bakıyordu .

Hafif attım abartıyor ilgi istiyor abisi ilgi dememek için kendimi zor tutuyordum.

"Elinin ayarını s-... " diyeceği sözü kesmiş ve derin bir nefes koyuvermişti seyfi dayı

"Abi aslında hafi-..." hafif atmıştım dememe izin vermeden yüksek sesle seyfi dayının bağırmasıyla susmuştum

"Ne hafifi lan adamın anlında topun izi çıkmış az daha hafif atsan markasını adamın anlında çıkarırmışsın sen ayarsız ! bir de hafif diyor allahım delireceğim."

Dayı sen fark etmiyorsun ama benim yavaştan kalbim kırılıyor .

"Kalkın gidin lan buradan elimden kaza çıkacak şimdi !" diyerek yüksek sesle bağırmasıyla yavaşça yerimden kalkmıştım. çokta şey yapmamak lazımdı bence

"Aslında hafi-..." seyfi dayının öfkeli gözleri bana döününce hemen kendimi durdurmuş lafımı toplamıştım. " Şey özür dileyecektim ben aynen özür dilerim adama iletirsiniz artık " dedim mahcubiyetle .

Kalabalığın arasında tam çıkmak üzereydim ki "rızaaa abii " diyerek böğüre böğüre dört tane kız bize doğru gelince olduğum yerde kalmıştım. düşündüğüm şey olmasın Allah'ım nolur .

Kızlar koşmuş ve kalabalığın arasından dalmış direkt olarak yerdeki bir topla, numaradan bayılan adamın yanına gitmişlerdi. Bence adam hala bizi kekliyordu.

Kızlardan uzun boylu olan " Seyfi abi kim yaptı bunu kardeşime !" diyerek sorunca buradan ayrılma vaktimin gelipte geçtiğini fark etmiştim. Oldu o zaman güzel misafirperverliğiniz için hepinize teşekkür ediyor ve buradan yavaşça uzaklaşıyoruz.

İlerideki keyifle kollarını bağlamış şekilde olayı izleyen larayı görünce direkt onun yanına doğru ilerlemiştim . Salak yemin ederim salak bu çocuk .

Onun yüzünden bugün yaşamadığım her şeyi hakkıyla yaşamıştım çok şükür hamd olsun .

Hızlı hızlı yanına gidip kolundan tutmuş ve çaktırmadan onu ardımdan ilerletmeye başlamıştım. arkamızdaki sesler artmaya başlayınca adımlarımı hızlandırdım. Arkamdan çekiştirdiğim benim canım biricik dostum lara ise gülerek uyuşuk uyuşuk geliyordu. Neden bu kadar güçsüzdüm Allah'ım şöyle bir çeksem kolundan bir fırlatsam eve ışınlansa falan güzel olmaz mıydı ? bence mükemmel olurdu.

Ah şu fantastik filmler ...

Bir anda şaçımdan çekilmem ile ne olduğunu anlamamış olmakla birlikte geriye doğru popomun üstüne yapışmıştım. Ne oluyor yarabbilalemin

"Nereye kaçıyorsun lan aşüfte" diye bağırarak konuşan kız , numaracı rıza abinin kardeşlerinden biriydi

aşşüfte ? dinime küfreden müsliman olsa !

benim nerem aşüfte be ! alındım gücendim.

"Kime dedin sen onu "dedi lara ellerini arkada birleştirmiş ve dik dik kıza bakıyordu.

"Kardeşine dedim zoruna mı gitti ?!" ben kardeşi değilim ama olsun .

" Evet gitti şimdi ne yapsam seni şıllık ? abin gibi senide asfalta mı yapıştıralım istersin tercihini söyle lütfen ?" karışmayacağım hayır nolamaz nasla oturduğum yerden seyir bakacağım kesinlikle öyle yapacağım.

yapamadım...

Lara hepsini bir güzel dövdü ama geç oldu biraz, iki kişi laraya iki kişi bana saldırmıştı. vallahi ben uslu uslu yerimde oturuyordum bir anda bana saldırdılar .

Lara o iki kızı evire çevire dövdü. Diğer iki kız kardeş ise beni evire çevire dövdüler tabi bende arada vurdum onlara ama bir güzel benzettiler beni sonra mahalledekiler falan ayırdı hepimizi lara benim o halimi görünce kimse tutamadı onu bu seferde beni dövenleri dövdü.

Sonra ise hiç anlamadığım bir şekilde kendimizi bir anda karakolda bulduk. Ben macera arayan laranın şom ağzını seveyim.

Bizi sorgulayan polisin yanına gittiğim gibi 'benim bir suçum yok hakim bey' diye bağırdım, çağırdım ama kimse beni dinlemedi, lara ile ikimizi bir nezarethaneye diğer dört kızı başka nezarethaneye attılar ve gittiler.

Biz bu süre içerisinde birbirimizle baya laf dalaşına girdik . İçeriye polis memuru girince hepimiz demirliklere yapışmış bir ağızdan 'çıkarın bizi bizim suçumuz yok' diyerek bağırmaya başlamıştık. Tabiki Lara hariç

İçeriye giren polis hepimizi teker teker inceleyip konuşmaya başlamıştı.

"Susun susun hepinizin babalarını çağırdım. O zamana kadar sessizce burada duracaksınız anlaşıldımı ? çıt sesi dahi duymayacağım !" dediği an sessizce çıt dedim .

Bunu yapmamalıydım. sessiz yapmıştım ben .

Adam bana doğru adım atınca ben demirliklerden hızlıca uzaklaştım. Kara kaş ,kara göz bu adam polat alemdarın yan çarıydı resmen . Bugün niye mafya tipliler hep beni buluyordu ya .

"Bir daha çıkar bakayım o sesi !" dedi sessiz ama bir o kadarda korkunç sesiyle

"Neyi komiserim ben yapmadım o dediğiniz şeyi " salağa yatmak en iyisiydi. hiç belli etmedim bence .

"Komiserim değil Başkomiserim diyeceksin " he ondan

"Tabi başkomiserim haklısınız nasıl böyle bir hata yapabilirim ben hay allah !"

burada ne var anlamadım ki çok mu sigara içiyorlar beyinlerine oksije mi gitmiyor acaba ? yazık.

"Aferin !" demesiyle gözlerimi devirip ağzımın içinden Tövbe Estağfirullah dedim

"Küfür etmiyorsun değil mi içinden " demesiyle anında "ohooo" demiştim ki dediğimi fark edince ise hemen toparlamaya çalıştım.

"Öyle demek istemedim komiserim ne alaka olurmu öyle şey siz beni hep yanlış an-..." dememe kalmadan sözümü kesmişti.

"Başkomiserim diyeceksin dedim değil mi sana ?" demesiyle derin bir nefes verdim

"Uzatmayın babalarımızı çağırdığınızı söylediniz bitti başka söyleyecek birşeyiniz yoksa çıkın lütfen " dedi lara


Evet bir de Başkomiser ile uğraşmadığımız kalmıştı laracım çok teşekkür ediyorum. Artık senin adın lara değil Ergen veled-i zina laracım.

polis Laraya dikdik bakınca lara omuz silkmiş ve önüne dönmüştü.

İçeriden birisi 'Başkomiserim acil bakmanız lazım ' diye bağırınca karşılık olarak 'Geliyorum' diyerek bağırmıştı polat alemdarın yan çarı. Yanındaki polis'e dönüp "Şu dört kızı çıkar ve benim odama götür bu ikisi burada kalsın ve akılları başlarına gelsin uzun dillerini yontmayı öğrensinler !"

Bugünde ne yontulduk arkadaş !

Yançar bıcır bıcır konuşmuş arkasını dönmüş gidiyordu ki bir şey unutmuş olmalı ki tekrardan polis'e dönmüştü. " Babaları gelince görüşme izinleri yok direkt benim yanıma getir anlaşıldı mı?"
Bize bakmış ve gülümseyerek "Babalarını misafir edelim bakalım " dedi ve gitti.

Bu adam kendini ne zannediyordu ?

Babam beni çok fena yapacaktı .

Ben bu sefer bitmişişko...

 

Loading...
0%