Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Sebebi bilinmeyen sonuçlar

@zezene

"Bu sefer kesin bittim ben" diyerek söylenmeye devam ettim. Sanki yarım saatten beri söylenen ben değilmişim gibi.

"Hayır benim anlamadığım kısım şu neden son dakika bir bomba daha patlatıyorsun kızım sen ? Allah aşkına polise öyle laflar söylenir mi hiç ? Zaten adamın tipinde hayır yok dışarıda görsem kesin mafya derdim yani o derece tip bir adam ve sen bu adama kafa tutuyorsun. Tam bitti diyorum sen son dakika tüy dikiyorsun !" Diyerek tane tane arada bir yükselip inerek konuştum.
Son dakika tüy dikmese olmuyordu hanımefendi.

"Çıt sesini de ben çıkardım zaten değil mi?" dedi umursamazca oturduğu yerden lara. doğruyu söylemek gerekirse ucundan haklılık payı vardı ama ucundan ! ağzımdan bir anda çıktıysa ne yapabilirdim ki? ayrıca ben şaka amaçlı şey yapmıştım . yan çar şakadan anlamıyorsa suç bende değil yani.

"Ayrıca diğerlerinde de ben bir şey yapmadım ne yaptıysan sen kendi başına yaptın mucize "

"Ne ? ben mi yaptım psikopat mısın kızım sen ? adamda bir özür dileyecektim bitecekti sen karışmasan ben çokta güzel hallediyordum zaten be."

"Aynen ben karışmasam kesin hallediyor olurdun karşim aynen ." dedi kinayeyle

"Tabiki hallederdim neyse onu bunu boşgeçte kaç saat oldu neden tık yok hala ?" diye sordum buraya geleli kaç saat olmuştu bir fikrim yoktu ama hava kararmışa benziyordu. bu küf kokulu yerde ne kadar kalacağımız hakkında da hiç bir fikrim yoktu. polat alemdarın yan çarı resmen dediğini yapmış gibiydi. acaba ne dedi de babam ve aydın amca hala yanımıza gelmedi?

"Aman gelmesinler bir de iki saat onların nasihatlarını çekmemem !" demesiyle derin bir of çektim acayip derecede sıkılmıştım.

O pis yançar bir de kızları alıp odasına götürmüştü. biz ise burada buz gibi nezarethanede bekleyelim .

Where is the adalet ?

Olsun be karşim bizim Allahımız var !

Laranın kendi kendine gülmesiyle korkarak ona baktım. Delirdi sonunda

"Korkutma kızım beni niye kendi kendine gülüyorsun?"

"Kızın yüzüne yumruk atarken ki suratı geldi de aklıma komik geldi bir an " diyerek yüksek tonda kahkaha patlattı. değişik bir varlıkmış gibi ona bakarken kendimi tutamayıp onun gülüşüne gülmeye başlamıştım.

"Oh bakıyorum da keyifler yerinde " diyen aydın amca ile direkt olarak susmuştuk.

kapıdan tarafa baktığımızda sinirli bir adet babam ve gülerek bize bakan aydın amca vardı. birde polis memuru bulunuyordu.

"Bir de gülüyorsunuz ya ! görüyormusun aydın kızlarımızı nerelerden alıyoruz " diyerek yüksek sesiyle konşurken ben kafamı yere eğmiştim .

"Tamam sakin ol vedat normal bunlar sanki katil olmuşlar altı üstü minik bir kavga değil mi kızlar" demesiyle ben kafa sallayarak onay verirken lara gözlerini devirdi. bu kızın derdi neydi arkadaş .

"Sen ne dediğinin farkında mısın aydın nezarethanedeyiz . " dedi babam üstüne basa basa "bu yaptıkları sicillerine işlenebilirdi ! başlarına büyük bela alabilirlerdi . bu hafife alınınacak birşey değil !"

Adam haklı hakim bey

"Ama işlenmedi çokta kasmasan mı acaba ?" dedi aydın amca bunu duyunca derin bir nefes bıraktım.

Bu adam daha haklı hakim bey

Babam sinirle derin bir nefes alınca polis memuru konuşmanın son bulduğunu fark edince nezarethanenin kapısını açmaya başlamıştı. babam bana çok sinirli bakarken aslında açmayada bilirdik yani...

Kapı açılınca babam hızla bana doğru gelecekti ki aydın amca onu tutup kulağına birşeyler fısıldamış ve babam ise yumruklarını sıkarak dışarıya çıkmıştı. bu adamın siniride tam sinir be arkadaş ,ruhumun teslim ediyordum bir bakışıyla .

"Hadi gelin hadi buraya çıkalım buradan " dedi aydın amca babamda keşke aydın amca gibi olsaydı çok tatlı bir adam yahu.

Onun komutuyla ilk olarak ben kalkmıştım ardımdan ise keyifsiz adımlarla lara. dışarıya çıkmış kapıya doğru ilerlerken ileride birileriyle konuşan polat alemdarı gördüm . Pis mahlukat! sinirlerim gerilirken sanki ona baktığımı hissetmiş gibi direkt olarak bana bakmıştı. o bakınca sahtece gülümsemiştim. oda aynı şekilde sahte bir şekilde bana karşılık vermişti. bu adamdan hiç elektrik almamıştım. Bir insan nasıl bu kadar kendini beğenmiş olur anlamıyorum ki !

Önden aydın amcam ardından yan yana yürüyen ben ve lara ilerlerken tam o yançarın yanından geçiyorduk ki onun sesiyle duraksadım.

"Tekrar bekleriz "

Hafif bir duraksama yaşadıktan sonra tövbe esrtağfurullah çekip ona ters bir bakış atıp yanından gitmiştim. Aydın amca ile birlikte çıkış işlemlerini hallederken babam hiçbir şekilde yanımıza gelmemişti. Çok mu kırmıştım acaba onu daha önce hiç böyle birşey yaşamadığım için ne tepki vereceğini de kestiremiyordum. ben sırf babamı üzdüm diye gerilirken larada hiç gerilmenin 'g' si yoktu o kadar rahattı ki anlatamam .

İşlemlerimiz bittikten sonra dışarıya çıkmıştık kapının önünde hala siniri geçmemiş ellerini arkasında birleştirmiş kafasını yere eğmiş ve hızlı adımlarıyla bir ileri bir geri giden babamı görmüştüm. Yanına doğru giderken aydın amca da larayı yanına çağırmıştı. Onlar bir köşeye giderken bende en yavaş adımlarımla babamın yanına gidiyordum .

Akşama doğru yanına varırdım sağsalim İnşAllah !

Babamın yanına geldiğimizde babam karşımda durmuş dikkatlice yüzüme bakmaya başlamıştı. Acayip derecede gerilmiştim. Ağzımdan bir ses dahi çıkmıyordu. Normalde narin bir kız değilimdir yani birisi karşımda bana kızıp bağırınca ve diklenerek konuşunca bende sözlerimle karşılığını verirdim karşında ağlamayı bırak gülerdim bile ama bu babamın önünde pek bir mümkün olmuyordu bu adamın bakışıyla bile şuan ağlayabilirdim o derece şuan bağırmıyordu ya da kızmıyordu ama bakışları o kadar derindi ki gözlerine tam olarak bakmaktan dahi korkuyordum.

Dayanamayıp ona baktığımda kaşlarını çatmış sinirli bir halde arkasını dönüp gitmişti...

Galiba baya bir kırmıştık bey babayı !
Aydın amcamın koluma dokunduğunu hissettiğimde doldurduğum gözlerimi gökyüzüne bakıp gözyaşlarımı geri gönderdim.

Eve geldiğimizde bırak benimle konuşmayı yüzüme dahi bakmıyordu babam. Ben konuşmak istesemde ağzını açmayıp yanımdan çekip gidiyordu ve bu durum benim için dayanılmaz bir hale gelmişti resmen vicdan azabı çektiriyordu bana hadi beni bırakın kardeşlerimle dahi konuşmuyordu.

Onların ne suçu varsa artık ?

Tam olarak ne yapmamı istediğini gerçekten anlamıyordum. Özür dilemiştim hem de kaç sefer bir daha böyle birşey olmayacağını da dile getirmiştim ama inadından vazgeçmiyordu. En iyisi biraz rahat bırakmalıydım.

Aydın amca ve larada bizimle beraber evimize gelmişlerdi şimdi ise oturmuş hep birlikte akşam yemeği yemek için babamın yukarıdan gelmesini bekliyorduk.

"Gelmeyecek herhalde babam" dedi meyra sesi bir hayli bozuk geliyordu. Tam olarak olanları anlatmamıştık ama benim yüzümden babamın hepimize bozuk attığını anlıyabiliyorlardı.

"Git babanın yanına " dedi Aydın amca önündeki tabağa bakarak bana hitaben

Umursamadım gitsem ne diyecektim ki ?

Önümdeki tabakla oynamaya devam ettim.

"Mucize sana diyorum amcacım baban ile konuşsan halledersiniz " dedi tekrardan amcam

"Aile işlerine karışmak bize düşmez baba !" dedi lara sert mizacıyla

"Sana sormadım laracım !" dedi aydın amca hafif iğneleyici tebessümüyle

"Pekala ne yapıyorsanız yapın !"

"Senin derdin ne sabahtan beri ? o kadar şey yapıyorsunuz gıkımı çıkarmıyorum ama sabrımın da bir sınırı var zorlama beni lara yoks-..."

"Yoksa ne ! ne yaparsın baba ? yine her zaman ki gibi yü-..."

"Kes sesini ! " bağırarak masaya vurmuş ve ayağa kalkmıştı aydın amca. Şaşkınlıkla olanları izleyen ben ve kardeşlerim ne olduğunu bile kavrayamıyorduk şuan.

Lara her zaman böyle iğneleyici konuşurdu ona alışıktık ama aydın amcayı ilk defa böyle görüyorduk. O Laraya hiç bağırmazdı hep sakinlikle karşılardı.

Lara oturduğu yerde hiç kimseye bakmadan tabağını karıştıyordu. yüzünde ise sinirli bir gülümseme mevcuttu. Aydın amcaya kafasını kaldırıp bir kere bile bakmamıştı. Aydın amca bunu görünce sinirle laranın kolundan tutmuş "Kalk! " diyerek bağırmıştı.

Lara yerinden kalkmayınca ise kolundan zorla kaldırmış ve misafir odasına kadar kolundan sürükleyerek götürmüştü.
Şaşkındım hemde çok şaşkındım şaşkınlığım aydın amcanın laranın kolundan tutup götürmesi değil laranın gülüyor olmasıydı. Ben bile burada telaş yaparken o gülümsüyordu. bu kıza ne oluyordu cidden?

Yerimde duramayıp onların ardından gidecekken tolga kolumdan tuttu.
"Gitme abla karışma bence " dedi

Onu dinlemeyip kolumu elinden çekip onların bulunduğu odanın kapısının önüne sessiz adımalarla geldim. dinlemem çok ayıp birşeydi ama içimde garip bir tedirginlik vardı biliyordum aydın amca ona kötü birşey yapmazdı ama işte içimdeki o huzursuz his bu konuda beni rahatsız ediyordu.

Kapının önüne geldiğimde aralık kapıdan onları izlemeye başladım . sessiz olmalıydım.

Aydın amca sinirle ona bakarken lara ise tam karşısında camdan dışarıyı izliyordu.

"Bana bak lara " dedi aydın amca sakin sesiyle

Lara ona bakmayınca hiç beklemediğim birşeyi yaptı aydın amca ellerim ile ses çıkmaması için ağzımı kapatırken şok olan gözlerim ile onlara bakıyordum . Yanlış mı görüyordu gözlerim bilmiyorum ama aydın amca laraya ona bakmadığı için tokat atmıştı.

"Bak dedim mi bana bakacaksın lara lafımı ikiletmiyeceksin anladın mı beni ! o dik başlılığın bana sökmez "

Laranın kafası bana doğru dönmüşken yüzü sinirle kasılmıştı gözlerini kaldırdığında beni görmüştü. Ben ona şaşkınca bakarken o ise hiçbir tepki vermeden aydın amcaya dönmüştü.

"Sonunda ya " dedi alayla yüzünü eliyle okşamaya başlamıştı. resmen sızısını kendi yanağımda hissetmiştim.

"Bende diyorum nerede kaldı bu şiddet bağımlısı adam ? rol kesmek zor olmuştur şimdi sabahtan beri ! "

"Benimle düzgün konuş ! Sabah benden izinsiz gittiğin yere bırak görüşmeyi Anne dediğin o kadının sesini bile duyamazsın anladın mı ! sabrımın son demlerindeyim . "

"Karışamazsın " dedi lara alaylı halinden eser kalmamıştı Korkuyla yutkunduğunu gördüm.

"Öyle bir karışırım ki lara görüştürmem bir daha seni annenle, beni deneme bile şimdi özür dile " demesiyle daha ne kadar şaşırabilirdim onu tartıyorum ,bu konuşmalar benim hayal gücüme bile sığımıyordu. çünkü ben aydın amcayı böyle tanımamıştım ,benim bildiğim aydın amca bu değildi. Benim bildiğim aydın amca laraya bırak bağırmayı ,sesi yükselse hemen ondan özür dileyen ,kızını üzmek ne bilmeyen bir adamdı gerçekten bugün yaptığımız şey baya büyük birşeymiş ki babalarımız bu kadar büyük bir tepki veriyordu. gerçi benim babam bana bunları yapmamıştı... gözümden düşen bir damla yaşa engel olamazken. laranın sözleriyle terkar onlara dikkatimi vermiştim.

"özür dilerim b-..." duraksamış ve derin bir nefes koyuvermişti. "ö-özür dilerim b-baba " dedi zorlanarak.

"çıkabilirmiyim ?" diye sordu lara

"bir daha olmasın çık şimdi " demesiyle adımlarımı mutfağa doğru ilerlettim.

"Dur çıkmadan şu yüzündeki kızarıklığı kapat öyle çık !" demesiyle olduğum yerde bir kaç saniye duraksamıştım. bu benim tanıdığım adam değildi. kesinlikle değildi.

Hızlı adımlarla mutfağa geldiğimde direkt masaya oturdum . Çocuklar bana merakla bakarlarken onlara birşey yok anlamında kafamı sallamış ve kafamdaki düşüncelerle tabağıma odaklanmıştım.

Birkaç dakika sonra aydın amca yanımıza gelirken dikkatimi tamamiyle ona vermiştim.
"Özür dileriz çocuklar " dedi gülümseyerek öyle içten gülümsemişti ki daha demin olanlardan kendimden şüphe duymuştum. yanlış mı gördüm acaba diyerek çünkü bu adam hiçbirşey yaşanmamış gibi çok rahattı .

Gelip huzurla masanın baş köşesine oturduğunda bile gözlerimi ondan çekmiyordum. içimde büyük bir öfke vardı. belli etmemek için büyük bir çaba sarf etmem gerekiyordu ama ne yazıkki bunu pek becerebildiğimi zannetmiyordum.

Aydın amca gülümseyen bir ifadeyle bana baktı. bana baktığında gülümseyen ifadesi bir anda belirsiz bir hal almıştı.

"Mucize kızım iyimisin ? babanla mı konuştun ." diye sordu .

Bu umursamaz haliyle Midem ağzıma gelirken derin bir nefes aldım ve karnımı tutarak ayağa kalktım aniden "Kusura bakmayın midem bugün hassas lavaboya gitmeliyim. "

Adımlarım lavaboya giderken bir anda kolumdan tutlarak dışarıya sürüklenmeye başladım. Kimin beni çekiştirdiğine baktığımda laranın olduğunu gördüm.

Beni dışarıya bahçemize kadar sürükleyip kolumu bıraktı. Gözlerimin içine bakmaya başlamıştı. Ona baktıkça ne kadar güçlü durduğunu fark edince gözlerim hafiften dolmaya başlamıştı.

Bunu gören lara kaşlarını çatmış ve çenesini kıracak derecede dişlerini birbirine bastırmıştı.

"Sakın bana acımaya kalkma mucize ! O gördüklerini unutacaksın anladın mı beni ağzından bu konu hakkında tek bir kelime dahi duymayacağım." gerçekten bugün ne kadar şaşıracaktım daha fazla merak ediyordum daha doğrusu?

Ayrıca ben ona acımamıştım bu acımak değildi ama ona kendimi açıklamaya çalışmadım. Farkında mı bilmiyorum ama resmen babası gibi konuşmaya başlamıştı . Ona kendimi açıklamaya çalışsam da beni anlamak istemeyecekti bunu gözlerinden görüyordum.

"Duydun mu mucize beni " dedi tekrardan gülüp gülmemek arasında gidip geliyrodum resmen beni tanımıyormuydu bu kız ne oldu da gözleri bu kadar karardı . Benim çocukluk arkadaşım beni tanımıyormuş gibi tehdit ediyordu. Hayat daha fazla bana ne gösterecek diye merakla beklerken hergün daha ağırını yaşatıyordu bana ...

Ben onun için endişelenirken onun böyle bir tepki vermesi açıkcası beni kırmıştı. Onun bu halini yaşadığı daha deminki olaya verirken üstüne gitmemek adına arkamı dömüş ve içeriye doğru yürümeye başlamıştım. düşünüp aklını başına toplaması gerekiyordu. ben onun kötülüğünü isteyecek biri değildim .

İçeri geçtiğimizde herkes bu sefer yemek masasına oturmuştu. babamda dahil kim konuştu onunla bilmiyorum ama küslüğünü bırakmış olmalı ki gelip her zamanki yerine yani baş köşeye oturmuştu.

Aydın amca ve babam bir uçta otururken lara ve ben yan yana karşımda ise tolga ve meyra oturuyordu. hiç kimse konuşmadan yemeğini yemeğe başladığında ilk defa bu kadar soğuk hissediyordum. normalde şen şakrak geçen bu yemek faslı belki de ilk defa bu durumdaydı .

"Vedat ortaklık işini kabul etmeyi ne zaman düşünüyorsun ?" dedi aydın amca

"Sırası mı şimdi bu konunun. başka zaman konuşuruz ." diyerek karşılık verdi babam.

Ne ortaklığı bu ? anlamış değildim doğrusu .

"10 gün oldu farkındaysan ne zaman açsam konuyu kapatıyorsun. ne kadar bekleyeceğim ben ? biliyorsun ki sabırlı bir adam değilimdir ben ." dedi aydın amca sesini biraz daha gürleştirerek.

"Pekala çok bekletmeyelim o zaman seni istemiyorum ortak falan git sadece kendin yönettiğin şirketlerde ortak bul" dedi babam çatalını masaya çarparak

Biz masada susmuş maç izler gibi kafamız bir oradan bir oraya dönerken aydın amcanın sinirle gülümsediğini gördüğümde yavaş yavaş gerilmeye başlamıştım. O da çatalını ve bıçağını yavaşça masaya bırakıp yanındaki peçeteyle yavaş hareketlerle ağzını silip masaya düzenli bir şekilde koymuştu.

"İstemiyorsun demek ? "

Babam onu umursamayarak "İstemiyorum " dedi

İlk defa babamla birbirlerine zıt düşmüyorlardı ama ben ilk defa bu kadar gergindim . belki de bu gerginliğimin sebebi aydın amcanın laraya yaptıklarını görmekti.

"Bende bazı şeyleri yapmak istemiyorum be vedat !" dedi aydın amca

Babam o anda kafasını kaldırmış ve onunla göz göze gelmişti. "Ne demek istiyorsun açık konuşsana sen !"

Aydın amca kahkaha atıp "Açık konuşursam olan sana olur vedat inanki bunu istemezsin " dedi neşeli haliyle gerçekten şuan babamı laraya yaptığı gibi açık açık bizim yanımızda tehdit ediyordu.

Dayanamayıp" Sen babamı tehdit mi ediyorsun aydın amca hayırdır !" diyerek diklendim. İçimde durmayan bir öfke kabarmıştı. babamı neyle tehdit ediyordu?

Masanın altından bacağıma dokunan laranın elini hissettiğimde onu umursamadım. Elini tutup bacağımdan ittirdim. Bu yaptığıyla şaşırsam da belli etmedim beni babasından mı korumaya çalışıyordu ?

"Sen karışma kızım" diye uyardı babam beni

Aydın amcanın bana olan bakışları çok farklıydı sanki gurur duyar gibi bakıyordu. O kadar lafıma rağmen bu normal değildi ben yanlış hissediyor olmalıydım.

"Babanı çok seviyorsun mucize " dedi aydın amca ah çeker gibi alayla

"Ama bir bilsen babanın senden sakladı-..." derken babam bağırarak yerinden kalkmış ve aniden aydın amcanın üstüne doğru yürümüştü.

"Kes sesini lan kes !" diyerek yakasına yapışıp onu masadan kaldırmıştı.

"Noluyor oğlum sana noluyor sırf ortaklığı kabul etmediğim için mi bana böyle karşılık veriyorsun lan ? nerede dostluğumuz nerede kardeşliğimiz !" diye bağırırak konuşuyordu babam kendini kaybetmiş gibi.

Ne oluyordu şuan burada gerçekten anlamlandırmakta zorlanmaya başlamıştım ama bildiğim tek şey babamın benden kesinlikle birşey sakladığıydı. çünkü bu kadar ağır bir tepki vermenin başka bir sebebi olmazdı .

Babam yenilmişlikle "Tamam lan kabul ediyorum ama unutma bu günü aydın sana bunu misliyle ödeteceğim " demiş ve sarsarak aydın amcayı kendine yaklaştırarak kulağına birkaç bir şey daha söylediğinde ne dediğini hiçbir şekilde anlamamıştım ama aydın amcanın gözlerindeki korkuyu fark ettiğimde hiç de iyi şeyler söylemediğini anlamıştım .

Birbirlerinden ayrıldıklarında karşı karşıya kalmışlardı tekrardan. bir süre sonra aydın amca yanıma gelmiş ve bize bakarak " kusura bakmayın çocuklar yaptığım telafi edilemez bir hataydı . tekrarı olmayacak tekrardan kusura bakmayın. lara kalk gidiyoruz . " dediğinde babamın ne dediğini cidden merak etmeye başlamıştım.

Onlar oyalanmadan gittiğinde direk babama bakmıştım. " Baba aydın amca neden bahsediyor sen bizden bir şey mi saklıyorsun öyle birşeyler dedi " diye sordum.

"Bir şey saklamıyorum " dedi ama yalan söylediğinden o kadar emindim ki !
"Siz böyle şeyleri takmayın o aydın amcanla bizim aramızda " demişti . açıkçası bir şey diyemedim.

Öylece ayakta dururken Bir anda "mucize " diyerek babamın bana seslenmesiyle ona baktığımda gözleri dolmuş ve kollarını açmış beni sarılmak için yanına çağırıyordu.

Bu haline gülmeden edememiştim. Hızlıca yerimden kalkmış ve koşarak ona sarılmıştım. Kırgınlığımız bu kadarmış demekki ! Kafamda o kadar soru olmasına rağmen babama sarılınca resmen hepsi kafamdan uçup gitmişti.
O an dedim ki içimden 'Babam benim kötülüğümü istemez.' ona güvenmeyi şeçtim ve o bana anlatmadan ona bu konu hakkında soru sormamayı tercih etmiştim.

Babam ile sıkı sıkı birbirimize sarılışken ikizler bizi kıskanmış olmalılar ki hemen yanımıza gelip bizim sarılmamıza eşlik etmişlerdi...

Loading...
0%