@demirhan_asel
|
Yazar Anlatımıyla, 6 Ay sonra, Zaman hızlı geçiyordu. O günün üstünden çok zaman geçmişti ancak ikiside hiç olamamış gibi davrandılar. Güneş doğdunda Kardelen her zamanki gibi sevdiği adamın kollarında gözlerini açmıştı. Huzur bulduğu adamın sevgi dolu öpüşleriyle. Evet sevdiği artık Barkından hoşlanmaktan fazla şeyler hissediyordu.
Barkın Yıldıray
Önceden Sevdiği, aşık olduğu, canını verebileceği kadar tutulduğu tek adam. Aşkı uğruna her şeye feda edebileceği tek insandı. Ancak şimdi oğlu, Barkın ve kendisinden bir parça Ömer Ali. Daha henüz her şeyi hatırlamasada bu sevgiyi kaybetmeyecekti. Önceden Ömer Ali'ye olan düşkünlüğünü anlatmıştı Barkın.
Ne kadar çok aşkı uğruna her şeyi göze alabilecek biri olsa da, oğlu her şeyden önce gelir.
Yakın zamanda oğlunun doğum günüydü 6 yaşına girecekti paşası. Aynı zamanda sevdiği adamla evlendiği gündü 7. yıllarıymış.
Zor evlenmişlerdi ailesi karşı çıkmıştı. Kardelen'in ancak her şeyin üstesinden geldikleri gibi bununda üstesinden gelmişlerdi. Barkın ona bilmesi gereken her şeyi bu sürede anlatmıştı.
"Sevgilim?"
Aşık olduğu adamın sesini duyduğunda gülümsedi Kardelen.
" Barkın" dedi
Barkın bir kez daha öptü sevdiği kadının dudağından.
Kardelen sevdiği adamın öpüşlerine kendini bırakmıştı.
" Hadi sevgilim kalkalım hem oğlumuzda acıkmıştır." dedi Barkın
Kardelen gülümseyerek " Tamam Barkın" dedi
Barkın sevdiği kadının kalkmaya çalışmasıyla yardımcı olup işlerini halletmesini sağladı.
Kardelen bir kez daha ne kadarda iyi bir seçim yaptığını anladı. Ona inanmak hayatında verdiği en iyi karardı.
Şimdi ise sevdiği adam üstünü giydirmeye çalışıyordu.
" Sevgilim hava bugün biraz soğuk gibi istersen pembe kazağını giydireyim" dedi Barkın
Kardelen " Olur Barkın" dedi aslında Kardelen pembe rengi sevmese de doğum gününde Barkın aldığını öğrendiği için giyiyordu. Ömer Ali ona neyi sevip sevmediğini anlatmıştı.
Barkın Kardelene yaklaştı ve üzerindeki pijamaları çıkartıp, pembe kazağı giydirmeye başladı.
Kardelen boğazını sıkan kazakla " Barkın sanırım yanlış giydirdin?" dedi gülerek.
Barkın daha yeni fark etmişti yanlış giydirdiğini. Hızlıca çıkarıp tekrar giydirdi. Kardelenin dudağından öpüp " üzgünüm sevgilim daha dikkatli olmalıydım" dedi mahcup bir sesle.
Kardelen sevdiği adamın yüzünü bulup, avuçlarının içine aldı kısa ve tutkulu bir öpücük bırakıp, " özür dilemene gerek yok Barkın olur böyle şeyler" dedi.
Barkın gülümsedi bir kez daha doğru bir seçim yaptığının farkındaydı.
Sonunda Kardelen'in ve kendi üzerini giydirdiğinde, "Hadi bakalım sevgilim aşağı inme zamanı eminim oğlumuz bizi bekliyordur" dedi.
Kardelen gülümsedi ve sevdiği adamın elini tutarak ayağa kaktı. Birlikte aşağı kata inip, mutfak bölümünden gelen sesler ile mutfağa girdiler.
Ömer ali annesi için erkenden kalkarak güzel bir kahvaltı hazırlamak istemişti. Kahvaltılıkları sofraya dizerken, mutfağa gelen adım sesleriyle kapıya doğru bakmıştı. Ancak tahmin etmediği şey babasının da evde olmasıydı. Genelde babası erkenden işe gider, gece geç saatlerde eve gelirdi. Ancak şimdi görüyordu ki o da evdeydi. Son altı aydır olduğu gibi.
Gülümsemesini silmeden annesine yaklaşarak, sarıldı. Kardelen ani gelen sarılmayla afallasa da, oğlunun kendisine sarılmasıyla kocaman gülümseyerek, o da sarılmasına karşılık verip, saçlarından öptü.
Ömer Ali "Günaydın annecim" dedi annesinin gözlerinin içine bakarak kocaman gülümsemeyle.
Kardelen "Günaydın Ali’m" dedi
Ömer Ali "Anne bak sana kahvaltı hazırladım hem sevdiğin krepten de yaptım" dedi
Kardelen tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki, Barkın " Ben sana kaç defa mutfağa girip, oyun oynama dedim Ali! Bir yerini yaka bilirdin!" diye kızdı çocuğun kolunu tutarak.
Ömer Ali acıyan kolunu umursamadan hızlıca çekerek kurtardı. Babasının gözlerinin içine bakarak "Ömer!" dedi
Kardelen oğlunun ve kocasının ufak çaplı kavgasına son vererek, sevdiği adama dönüp "Tamam, Barkın yeter bu kadar." sonra oğlunun önüne diz çökerek, iki kolunu yumuşak bir şekilde tutu "Ayrıca, Ali’m sende lütfen bir daha mutfağa tek başına girme bebeğim tamam mı?" dedi yumuşak bir sesle. " Bir yerine bir şey olabilir ve böyle olurda ben engelleyemezsem çok üzülürüm" dedi Kardelen hüzünle.
Ömer Ali hızlıca annesinin boynuna iki kolunu sararak " Hayır sen üzülme! Tamam bir daha yapmam. Yeter ki sen üzülme anne" dedi ağlamaklı bir sesle.
Hiç şüphesiz Kardelen'in zaafı Ömer Ali iken, Ömer Ali'nin tek zaafı adı gibi Kardelen çiçeği kokulu annesiydi.
Kardelen oğlunun akan göz yaşlarını silerek, yanaklarına öpücük kondurdu. "Hadi bakalım sofraya o halde" dedi ayağa kalkarak. Barkına dönüp, "oğlumuz kahvaltı hazırlamış Barkın güzelce yiyelim değil mi?" dedi
Barkın gülümseyerek sevdiği kadını öptü " Elbette sevgilim, gel oturalım biricik oğlumuzun hazırladığı kahvaltıyı yemek için sabırsızlanıyorum." dedi
Sakince kahvaltılarını ettiklerinde Barkın’ın artık işe gitmesi gerekiyordu. Ancak hala evdeki çalışanlar gelmemişti. Bu durum onun sinirini bozarken kardelene belli etmemeye çalışıyordu.
Sonunda kapı çaldığında hızlı ve sert adımlarla kapıyı açtı. Karşısında yılardır çalışan Meliha hanımı görünce sinirle "Nerde kaldın sen? Yarım saat önce burada olmalıydın. Ben sana geç kalman için para vermiyorum!" dedi Barkın
Meliha Hanım endişeli ve titrek sesiyle " Ben çok özür dilerim efendim otobüs geç kalınca-" derken Barkın sözünü kesip. "Umurumda bile değil! Sana hangi saatte geleceğini söylediysem, o zaman geleceksin. Bir kez daha tekrarlanırsa affı olmaz!" dedi ve sinirle üst kattaki odasına çıkmaya başladı.
Meliha Hanım usulca kafasını sallayıp içeriye girmişti patronun arkasından.
Ömer Ali babasının Meliha Teyzesine kızmasıyla küçük kaşları çatıldı. Yavaş ve sakin adımlarla kapıyı kapatan kadının yanına gidip sevecen bir sesle "Meliha teyze ben bugün anneme kahvaltı hazırladım biliyor musun?" dedi.
Meliha Hanım endişeyle küçük beyin önünde eğilerek her yerini kontrol etti "Ömer'im bir yerine bir şey olmadı ya?" diye sordu endişeyle.
Ömer Ali gülümseyerek " olmadı ki, hem annem çok beğendi yaptığım krepleri" dedi. Sonra sır verir gibi Meliha kadının kulağına yaklaşarak "hem sana da ayırdım birkaç tane" dedi
Meliha Hanım içinin ferahladığını hisseti. O da gülümseyip "isteseydin ben yapardım Ömer'im" dedi gülümseyerek.
Ömer Ali kafasını sağa sola sallayarak. "Olmaz, o zaman anneme ben sürpriz yapmış olmazdım" dedi bilmiş bir ifadeyle.
Meliha Hanım "Tamam o halde. Yanında ben yada annen olmadan bir daha yapma tamama mı küçük bey? yanında mutlaka bir büyük olsun" dedi
Ömer Ali gözlerini kaçırarak "Tamam, zaten anneme de söz verdim. Bir büyük yanımda olmadan yapmayacağım bir daha" dedi
Meliha hanım gülümseyerek ayağa kalktı. Şuan karşısındaki çocuk o kadar tatlı görünüyordu ki, yanaklarını öpmemek için zor duruyordu. Ancak öpemezdi, Ömer Ali öpülmekten pek hoşlanmazdı. Hatta annesi dışında ona kimse dokunmasın isterdi.
Meliha hanım Ömer Ali'nin yanından ayrılıp, mutfağa doğru gitti. Tam yedi yıla yakındır burada çalışıyordu. Kardelen Hanımı da, oğlu küçük Ömer Aliyi de çok severdi. Zaten işten ayrılmamasının iki sebebi vardı. Birincisi paraya ihtiyacı olması, ikincisi ise Ömer Ali ve Kardelendi
Barkın odasına girip serçe kapıyı kapattığında Kardelen irkildi. Bunu fark eden Barkın sesiz bir küfür fısıldayarak, sevdiği kadının yanına gidip ellerini tutu "Çok üzgünüm sevgilim senin burada olduğunu unutmuştum." dedi ellerini öperken.
Kardelen bir anlık korkmuştu evet ama önemsemeyerek "Önemli değil Barkın. Sen iyi misin?" dedi endişeyle.
Barkın gülümseyerek "iyiyim sevgilim sadece şu temizlikçi kadına sinirlendim." dedi giyinme odasına giderken.
Kardelen "Neden Barkın bir sorun mu var?" dedi
Barkın takım elbisesini alıp odaya döndüğünde " Hayır, sevgilim sorun yok ben onu uyardım, artık geç gelmeyecek" dedi
Kardelen sıkıntılı bir nefes verdi. Sevdiği adamın geç kalmakla ilgili sorunları vardı. Geç kalınmasından ve sözünün dinlenmemesinden hoşlanmazdı.
Kardelen "Barkın biraz abartmıyor musun?" dedi tedirgin bir sesle
Barkın bir hışımla Kardelene döndü " abartmak mı? Sevgilim biliyorsun ki ben geç kalınmasından hoşlanmam!" dedi
Kardelen " peki işe gidecek misin?" diye sorarak konuyu değiştirdi.
Barkın Kardelen'i onaylayıp " evet sevgilim gideceğim. Şimdi üstümü değiştireceğim" dedi
Barkın üstünü değiştirdi ve çıkmak için artık hazırdı. Kardelen sevdiği adamı kapıdan geçirdi, bir şey isteyip islemediğini sorduğun da reddetmiş hayırlı işler dilemişti.
Şimdi ise oğlu ile birlikte yerdeki masaya oturmuş resim yapıyorlardı. Daha doğrusu yapmaya çalışıyorlardı.
Kardelen "Sence nasıl olmuş Ali’m" dedi oğluna bakarak.
Ömer Ali hiçbir şeye benzemeyen resime baktı. Ancak annesi üzülmesin diye "çok güzel olmuş annecim" diyerek yanağın öptü. Kardelen oğlunun yanağını öpmesiyle sıkıca sarılıp onu yere yatırdı ve gıdıklamaya başladı. iki katlı evde ikilinin gülüş sesleri dolduruyordu.
Meliha hanım elinde kurabiye tabağı ve süt bardağı ile salonun kapısında ikilinin gülüşmelerini izliyordu hüzünle.
Kardelen hanım 7 yıldır evliydi Barkın beyle. 6 ay önce geçirdiği bir kaza sonucu hem görme yetisini hem de hafızasını kaybetmişti. Bu yüzden işlerini yaparken oldukça zorluk çekiyordu ancak hiç şüphesiz Kardeleni üzen tek şey, hatırlamasa bile oğlu olduğu çocuğun yüzünü bir daha göremeyecek olmasıydı. Bu süreçte Kardelen Hanıma hem o hem de çevredekiler yardımcı olmaya çalıştı olabildiğince. Tabi Kardelen hanımın ailesi ne kadarda yardımcı olduğunu kendi gözleriyle görmüştü. Düşüncelerini def edip ikilinin yanına gitmeye başladı.
Ömer Ali yerde gülerek annesinden kurtulmaya çalışıyordu. "Anne yeter karnım ağrıdı" dedi kahkahalarının arasından zar zor.
Kardelen gülümseyerek oğlunu son kez gıdıklayıp bıraktı. Ömer yerden gülerek kalkıp annesinin yanına tekrar oturdu.
Meliha hanım "Hadi bakalım, artık durun, sonra devam edersiniz resiminize. Atıştırma vakti" dedi gülümseyerek önlerindeki masaya bıraktı elindekileri.
Ömer ali "kurabiye!" diye bağırdı
Meliha hanım "süte var küçük bey" dedi
Ömer Ali "ya" diye sızlanırken
Kardelen "süt içmezsen kurabiye yok Ali’m" dedi ciddi bir sesle.
Ömer Ali reddetmeden hemen sütü eline alıp içmeye başladı. Sütten nefret etmesine rağmen annesi üzülmesin diye içmeye başladı. Yoksa hiçbir güç ona bu sütü içiremezdi.
Kardelen oğlunun sütünü içeceğini bildiği için gülümsedi. Oğlu onu hiç kıyamıyordu ve bu onun en büyük şanslarından biriydi.
Meliha hanımda gülümsedi ve Kardelen'e dönüp " başka bir şey isterimsiniz Kardelen hanım?" dedi saygıyla.
Kardelenin kaşları çatıldı. Meliha teyzesine ne kadar hanım demesine gerek olmadığını söylese de, inatla söylemeye devam ediyordu. "Meliha teyze hanım demene gerek olmadığını söylemiştim" dedi sahte bir kızgınlıkla.
Meliha hanım "olur mu öyle şey Kardelen hanım Barkın bey-" telaşla konuşan kadının sözünü kesti Kardelen " Sen Barkını düşünme Meliha teyze ben hallederim onu sen yeter ki bana hanım deme" dedi
Meliha hanım "ama-"
Kardelen "ama falan yok Meliha teyze. Sen benden yaşça büyüksün hiç olur mu öyle hanımlı falan annem yaşında kadınsın" dedi sahte bir kızgınlıkla
Meliha hanım mecburen kabul etmek zorunda kaldı ancak Barkın beyin ona çok kızacağını biliyordu. Ama düşünmede edemiyordu böyle iyi kalpli bir kadının nasıl bu durumda olduğunu.
Kardelen ise Barkının saçma sapan takıntısını nasıl geçireceğini düşünüyordu. Çünkü ona kimsenin hanım demesini istemiyordu bu ona garip ve rahatsız edici geliyordu.
Ömer Ali annesine yaklaşıp, elindeki kurabiyeyi uzattı "Anne al sende ye" dedi
Kardelen gülümseyerek oğlunun uzattığı kurabiyeyi yedi.
ikili güzel bir şekilde kurabiye ve sütlerini bitirip, Barkını beklerken boyama yaptılar.
Bölüm sonu.
Nasıldı? Kardelen? Ömer Ali? Barkın? Meliha? |
0% |