Her ne olduysa, on beşinci yıl dönümünde bir anda 28 Şubat popüler olmuştu.

Hangi kanalı açsak bir 28 Şubat programı, kimi dinlesek post-modern darbe uzmanı, hangi gazeteyi okusak darbenin kirli komploları. Durum açıktı, medya 28 Şubat'a saldırı kararı almıştı. Hükümet ve yargı cephesinden henüz ses yok, belli ki onlar da sırasını bekliyor.

Ne olmuştu 28 Şubat'ta; halkın oylarıyla seçilmiş koalisyon hükümeti, askerlerin siyasi vizyonuna uymadığı için önce nasihat edilmiş, anlamayınca tekdir edilmiş, daha da anlamayınca aba altından sopa gösterilmiş, onlar da sopayı farkedince istifa etmişti.

Sebepleri, oluşumu, sonuçları bir tarafa bırakarak; sahi bu 28 Şubat askerlerin işiydi, değil mi? Askerler tek başına mı doğurmuştu 28 Şubat'ı. Karargahlara giden gazeteci, yazar, aydınlar, yargı mensupları, bürokratlar, seçilmişler, irticanın gerçek yüzünü belgeleyen ana haber sunucuları, kuran kurslarına kamera yerleştiren ajanlar, şirketleri fişleyen ekonomistler, kürsülerden tehdit savuran iş adamları, cübbeleriyle laiklik muhafızlığı yapan rektörler... uzaydan gelmişlerdi. Görevlerini yaptıktan sonra mekiklerine binerek bilmediğimiz galaksideki gezegenlerine geri döndüler. Ne yazık ki, 28 Şubatçı askerler gezegenimizden ayrılamadılar, emekli oldular, yaşlandılar ve resmi güçlerini kaybettiler. Şimdi sanık kürsüsüne oturtulacak gibi gözüküyorlar. Maalesef uzaya kaçanları yargılayacak kadar güçlü bir adalet sistemimiz henüz yok.

Televizyona bakarken, aynı sahneleri, aynı sunuculardan, aynı kanallarda on beş yıl önce nasıl izlediğimi hatırladım. Ve insanoğlunun rüzgârla uyumuna hayret ettim, En iyi uçan kuş bile bu kadar çabuk ters yöne dönen rüzgâra bu kadar harika uyum sağlayamazdı.

İsa Peygamberden rivayetle "ilk taşı, eli temiz olan atsın" Gerçekten mevzu bahis 28 Şubat olduğunda kaç kişinin eli temizdir; "Kudüs Geceleri" Cuma namaz çıkışları eylemleri düzenleyen Erbakan Hocanın mücahitlerinin hiç mi suçu yoktu? Ama onlar şu aralar sadece "mağdurum da mağdur"lar.

Yine İsa Peygamberden; çok merak etmişimdir, haçta iken ( veya ihanet eden havarisi) kendisini hediyelerle karşılayan ellerin, haçı coşkun çığlıklarla taşıdığını gördüğünde ne düşünmüştür. Büyük ihtimalle şu anda 28 Şubatçılarda farklı frekanslarda aynı şeyleri düşünüyorlardır.

Velhasıl kelam; halk, Şubattan çıkmış Ak kaşık, 28 Şubat'ın tek suçlusu asker!