Biz kendi kanından nefret edilmiş lanetli çocuklarız. Ellerimize bulaşan zehir doğduğumuzda ruhumuza üflenen öfkeydi. Biz kendi şeytanını öldürüp, bir katilin ellerine doğmuş çocuklarız; hançerimiz kalkan, dilimiz duvar.
Birinin canını alırken elimiz titremez lakin zihnimizdeki depremle her gün yıkılırız. Biz katiliz, ilk cinayetimiz biziz.
Ona çekiliyordum, göğsümün altındaki yılan ona bir adım daha atmam için dişlerini geçiriyordu kalbime. Nefretim yine nefrete çekiliyordu, Taner babamın nefretiyle vardı ve ben onun nefretine sürükleniyordum; nefretle büyüyen kalbimi bir nefretin ellerine bırakıyordum bu gece.
🌼
Benim göğsümün altında bir yılan, onun sırtında kanatları vardı. Ben karanlığın beni sürükleyişine başımı eğmiş, o kanatlarını karanlığa açmıştı. Yavuz benim karanlığımın kilidiydi lakin en güzel ışık da onun kaburga kemiğinden akıyordu.