… Hayat bazılarına cenneti yaşatırken bazılarına cehennemi yaşatır.
Hayat bir gün gülerken diğer gün ağlamaktır aslında, her zaman öyle olmaz mı zaten? Bir gün kendimizi toparlarız, bir gün ise enkaza döneriz.
Asıl önemli olan enkaza döndükten sonra taparlanmaktır aslında. Herkes güler, herkes enkaz olur fakat ya enkaza dönüştükten sonra? Asıl o zaman hayat size gösterir gerçek yüzünü.
O enkazın altında oksijenin tükenirken bir el, bir umut, tutunacak bir dal ararsın. O dalı bulursanız sizden şanslısı yok. Fakat ya bulamazsınız? Tuttuğunuz o dal kırılsa ne olur bilir misiniz?
Tuttuğunuz o dal kırılırsa kanatları kesilmiş bir kuştan farkınız kalmaz aslında. O el kesilirse o enkazın altında oksijeniniz tükenene kadar çırpınırsınız işin kötüsü de nedir bilir misiniz? Çırpınmaktan başka bir şansınız yoktur ve siz çırpındıkça aslında kendi ellerinizle kendinizi öldürürsünüz.
Her ölüm bedenin ölmesinden ibaret değildir. Siz belki bedeninizi değil fakat ruhunuzu öldürürsünüz ve en kötüsü de beden ruh gibi değildir, kokusu olmaz, kimse anlamaz ruhunuzun öldüğünü.
"Vatan sensin." demişti bir keresinde abim anlamamıştım "vatan biziz." demişti daha sonrasında, öylece bakmıştım abime. O zamanlar anlamamıştım dediğini.
"Anlamıyorum abi, değer mi bu insanlar için bunca çileye?" Dediğimde kaşlarını çatıp bakmıştı bana "aldığın meyvelerden çürük çıktığı için bütün poşeti mi çöpe atarsın?" Dediğinde duraksamıştım o gece uzun uzun düşünmüştüm o cümleyi.
O cümleyi uzun uzun düşünmüştüm ama o geceden sonra abimi bir daha göremeyeceğimi hiç düşünmemiştim.
Yatmadan önce bana kurduğu son cümle "her şey can için Canan için göz kırpmaz can veririz bir avuç toprak için." olmuştu sorgulamamıştım çünkü o cümleyi her gün defalarca söylerdi.
O gece anlamıştım ki asker; üşümeyen, yorulmayan, acıkmayan, susamayan, uyumayan, durmayan, gıdası vatan aşkı, oksijeni vatan olan kişilerdir.
Kolay değildir askerlik, birinin kanlı beresine sarılıp günlerce ağlamak hiç kolay değildir.