İlk mi bu yoksa son mu söylesene kaçıncı kayboluşun kendine ?
Bu kaçıncı gidişin kaçıncı yok oluşun benden böylesine,
Karanlığa yansımış bak kayboluşun bunca sene de,
Kim götürebilmiş kim koparabilmiş ki ebedi hayatta seni benden,bizden böyle.
Dokunmuş bir kelebek ansızın kalbime,yüreğime,sesime,
Hangi rüzgar dokunmuş sen olup esmiş yüzüme ?
Kim anlayabilir ki ya da kim anlasın ?
Damla damla döktüğün gözlerinin seli şimdi hangi şehrin hangi evinde ?
Kırılmış kapı pencere yok olmuş yüzüne bakan her çehre,
Ağlatmışsın onu,kendini bak yağmurlar dökülüyor her gün bu şehre,
Duvarda ki bu çizgiler de ne, dökülmüş bin bir hüzün bak yerlere,
Bu oda bu duvar çatlak çatlak zihninde duracak her yağmurlu soğuk o gecede.
Ölüm son kaçışın kendinden bir daha bulmaksızın,
Nefesinin vermiş olduğu bu son gidiş son yolculuk son armağan,
Bak gözlerin esir düştü bu sefer karanlığa kurtulmaksızın da,
Ellerinden kopmuş olan son ağaç bu son yaprak son hayat ve son yaşam.