Serpilmiş üzerime naif rüzgarların hasretli esintisi,
Düşün göklerin içindeyim kaybolduğum gözlerinin o ince perdesi,
Yansıyıp durma yüzüme nolursun, duymak istemiyorum karanlığın şu zifiri sesi,
Gözlerime gözlerime inen hayali şu rüyaların gerçek hissi verdiği yalancı bir hazinesi.
Güneş vurmasın odama,söyleme yalnızlığı da gelip çatmasın kapıma,
Kısılmış sesim bak,bakta bu gördüğün hangi kirli hangi çatlak ayna ?
Kapat ellerini el uzatma her kimse yerde kalsın da,
Kalkıp düşme yeniden zorla çıktığın şu yalnız mezara.