Yaşlı katedral bencil insanoğlunun kadim sırlarını sonsuza dek saklayamazdı.
Hayatı bulanıklaştıran hayalet sırlar vardır. Kimse görmez, duymaz, bilmez ancak biz ruhumuzun karanlık uçurumlarıyla birlikte yaşamanın ağırlığı altında durmaksızın ezilirdik. Tıpkı Elizabeth Bloom gibi. Elizabeth Bloom bakmakla yükümlü olduğu büyükannesi ile oldukça sıradan bir hayata sahiptir. Sığındığı Paris`in büyüsü onu hiç etkilememişti 1968`in sonbaharına kadar. Ethan Moreau, Elizabeth`in hayatını bulanıklaştıran adam.
Radikal kararlar ve de dönüm noktalarından ibaretti hayat. Belki de taze kararlar, hayattaki dönüm noktalarının başlangıcı, ilk adımıydı. İnci Alabora, kızıyla birlikte 2024`ün yazında ardında bıraktığı ülkesine geri döner. Tek hedefi büyükannesinin ona anlattığı masallarla yazarlık kariyerinde emin adımlarla ilerlemektir. Sonbaharda büyükannesini ziyaret ettiği sırada büyükannesinin yazılarının arasında elli yıl önce yazılmaya başlayan mektupları bulur. Okuduğu kağıt parçası onu, tanımadığı birini bulması adına tekrardan okyanus ötesine sürükleyecektir. Artık İnci`nin beyaz sırlarının yanısıra devasa sırlar karaya vurmuştu. Ve eve dönüş başlamıştı. Bu hikaye Elizabeth`in, Cora`nın, Grace`in, İnci`nin eve dönüş hikayesiydi.
Günün birinde herkes evine geri dönerdi.