@son_anka
|
"Kahretsin!" Arabayı daha hızlı sürmeye başladım. Kesin bir şey olmuştu! Umarım Berfin, Roxy ile evdedir. Yoksa fena arıza çıkarırdım.
°°°
Birkaç dakika sonra eve geldiğimde hızlıca arabayı park edip arabadan indim. Koşarak apartmana girip merdivenlere yöneldim. Asansörden daha hızlı hareket ederdim. Koşarak merdivenleri çıktığımda nefes nefeseydim. Çantamdan anahtarı çıkaracağım sırada fark ettiğim şeyle kaşlarım çatıldı. Kapı açıktı. Hızlıca kapıyı itip içeri geçtim. "Berfin!" Ses yoktu. Dışarı mı çıktı bu kız? Ama dışarı çıksa niye kapıyı açık bıraksın. Hemen ayakkabılarımı çıkarıp salona doğru ilerledim. "Berfin!" Salona girdiğimde gördüğüm manzara ile ne yapacağımı bilemedim. Her yer, her yerdeydi. "Yo... yo hayır!" Hızlıca mutfağa yöneldim. "Berfin! Şakanın sırası değil!" Mutfakta aynıydı. Bardaklar kırılmış, sandalyeler yerde... "Düşündüğüm şey olmasın n'olur!" Yatak odasına gittiğimde orada da bir farklılık yoktu. Çarşaflar dağılmış, komodin yerdeydi. Aklıma gelen şeyle tekrar bağırdım. "Roxy!" Bu bağırmamın üzerine küçük bir inilti sesi geldi. "Roxy! Kızım neredesin, ses ver!" Tekrar gelen inilti ile banyoya yöneldim. Banyoya girdiğimde gördüğüm şeyle kanım çekildi. Roxy yerdeydi. Ağzından ve burnundan kan akıyordu. Hemen Roxy'nin yanına eğildim. "Roxy!" Kafasını kaldırıp ağzına bakmaya çalıştım. Fakat inleyip kendisini çekmesiyle korkuyla elimi çektim. "Tamam, sakin ol. Sadece bakacağım tamam mı?" Yavaşça elimi götürdüm ve ağzını açtım. Kandan bir şey seçemiyordum ki! Sadece ağzından değil burnundan da kan geliyordu. "Geçti geçti." Dişi kırılmıştı. Fakat sadece diş kırılmasından bu kadar kanayamazdı. Başka bir şey daha vardı fakat seçemiyordum. "Ayağa kalabilecek misin?" Sorduğum sorunun saçmalığı ile hızlıca Roxy'i kucağıma aldım. Büyük olduğu için kucağıma sığmıyordu. Zar zor taşıyordum. "Geçti kızım geçti. Bak şimdi seni Fatma Teyze'ye götüreceğim, o seni iyileştirecek tamam mı?" Hızlıca kucağımda Roxy ile evden çıktım. Kapıyı zar zor kilitleyip asansöre bindim. Merdivenle inemezdim. "Seni hemen Fatma teyzeye götüreceğim." Bir andan Roxy'i sakinleştirmeye çalışırken bir anda da karnını okşamaya çalışıyordum. Fakat sonradan inleyip ayağını titretmesiyle gözüm ayağına kaydı. Kesik vardı ve oradan da kan akıyordu. "Özür dilerim kızım. İsteyerek dokunmadım." Asansörün durmasıyla hızlıca koşarak arabama ilerledim. Kapıyı zar zor açıp Roxy'i arka koltuğa yatırdım. Daha sonra hemen sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım. Her yerim kan olmuştu. Arabaların sollayarak sürebildiğim en hızlı şekilde sürüyordum. Arkadan Roxy'nin inleme sesi gelince aynadan ona baktım. "Geldik kızım geldik! Azıcık daha dayan!" Birkaç dakika sonra veterinerin önüne gelmemizle arabayı gelişi güzel park ettim. Hızlıca arabadan inip Roxy'i kucağıma aldım. "Bak geldik kızım!" Koşarak veterinerin kapısına doğru ilerleyip içeri geçtikten sonra bağırdım. "Fatma teyze!" İçeride birkaç müşteri daha vardı. Hepsi bana korkmuş bir şekilde bakıyordu fakat umurumda değildi. Fatma teyze bir kapının arkasından çıkmasıyla ona doğru ilerledim. "Fatma teyze yardım et!" O ise bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. "Havin?" Sonra Roxy'i gördü. "Hemen sedye getirin!" Bunun üzerine birkaç doktorun sedye getirmesiyle Roxy'i yatırdım. Sedyeyle onu bir yere götürürken onları takip ettim. Fakat bir yerden sonra Fatma teyze beni durdurdu. "Havin ben Roxy'e bakıp geleceğim. Sen burada bekle." "Fatma teyze bende geleyim lütfen!" "Olmaz! Söz veriyorum hemen geleceğim." Deyip içeri geçti. Bense kapıda beklemek zorunda kalmıştım. "Kahretsin!" Sinirle duvara yumruk attım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Umarım Roxy'den kalıcı bir hasar çıkmazdı. Durumu çok kötüydü.
<><><>
Yaklaşık bir yarım saattir kapının önünde bekliyordum. Hala ne giren vardı ne de çıkan. Tam kapıya vuracağım sırada Fatma teyze çıktı. Heyecanla soru sormaya başladım. "N'oldu? Roxy iyi mi? Önemli bir şey yok dimi? Kalıcı hasar falan da yok?" "Havin, kızım sakin ol." Suratı asıktı. Bu benimde suratımın düşmesine sebep olmuştu. "Bak kızım, sana bir şey söyleyeceğim ama sakin kalacağına dair bana söz ver." Kaşlarım çatıldı. "Niye, noldu?" "Söz veriyor musun?" "Veriyorum veriyorum." Ne olduğunu bir an önce öğrenmek için geçiştirmiştim. Eğer Roxy'e bir şey olduysa tabi ki de sakin kalacak halim yoktu. "Önce kısaca durumundan bahsedeceğim. Ayağındaki çizik çok derin, ayağını kaybedebilir. Ayrıca ağzından iki dişi yerinden çıkmış ve dili kesilmiş. Burnunda ise çatlaklar var." Resmen içim sızlamıştı. O küçücük bedeni ile nasıl dayanmıştı ki? Kim bilir nasıl da canı acıyordur. "Şimdi önemli kısım burası. Bunu söylemek istemiyorum ama Roxy'i kaybedebilirsin." "Ne?" Hayır, hayır onu kaybedemezdim. "Çok fazla kan kaybetmiş. Bu kadar yaşaması bile bir mucize. Biz elimizden geleni yapacağız ama çok ümitli olma." Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Dişlerimin sıkmaktan çenem ağrımıştı. Daha fazla burada kalamazdım. Hızlıca geldiğim yolu dönmeye başladım. "Havin!" Fatma teyze arkamdan seslenmişti fakat umurumda değildi. Orada durdukça daha kötü hissediyordum. Hızlıca veterinerden çıkıp arabama bindim. Kendimi daha fazla tutamayıp ağlamaya başladım. Sinirle direksiyona yumruk attım. "Neden her şey üstüme geliyor!?" Niye ya? Neden neden? Roxy'nin o hali gözümün önünden gitmiyordu. Aklıma gelen şeyle hızlıca göz yaşlarımı silerek arabayı çalıştırdım. Eve doğru gidiyordum. Berfin'i unutmuştum. Aptal kafam! "O Maske'yi öldürmekten beter edeceğim! Beni öldür, diye yalvartacağım!" Arabayı hızlı bir şekilde sürüp eve geldim. Arabayı park ettikten sonra inip kapıları kilitledim. Apartmana girip asansöre doğru ilerledim. Merdiven çıkacak halim yoktu. İçeri girdiğimde kafamı asansörün duvarına dayayıp gözlerini kapattım. Başım ağrıyordu. Hiç iyi değildim. Asansörün durmasıyla çıkıp kapıya doğru ilerledim. Anahtarı deliğe sokup kapıyı açtığımda burnuma iğrenç bir koku geldi. İlk girdiğimde fark etmemiştim fakat ev resme kan kokuyordu. Ayakkabılarımız çıkarıp kapıyı kapattım. Ev berbat haldeydi. Salona doğru ilerledim. Tekrar gözlerim dolmuştu. Berfin ortalıkta yoktu, Roxy'i kaybedebilirdim. Yani bilmiyorum daha ne kadar kötü bir gün geçirebilirdim ki!? Sinirle çığlık atarak bağırdım. "Lanet olsun!" Tekrar ağlamaya başladım. Sevdiğim kişiler teker teker gidiyordu. Ve ben buna engel olamıyordum. O sırada gözüme bir şey takıldı. Kaşlarımı çatarak konsola doğru ilerledim. Katlanmış bir kağıt vardı. Hızlıca açıp okumaya başladım. Sevgili Havin Akar, Nasılsın güzelim? Sürprizimi beğendin mi? Sana bu kadar iş çıkarmak istemezdim ama arkadaşın biraz fazla direndi. Bende biraz ortalığı dağıtmak zorunda kaldım. Ama yinede umarım sürprizimi beğenmişsindir. Bundan sonra bana oyun oynamaya çalışırken daha fazla dikkat et, olur mu bebeğim? Sevgiler Maske... 𓆝 𓆟 𓆞 |
0% |