@son_anka
|
"Arkadaş mıyız?" Bir süre suratıma baktı. Kararsız bir ifadesi vardı. Fakat daha sonra gülümsedi. "Arkadaşız Yavru Ceylan." Bende ona gülümsedim. Şimdi hareketlerime çok dikkat etmem gerekiyordu. Bana güvenmesi lazımdı. "Ee arkadaşım, n'apıyoruz?" Şakayla karışık dediğim şeyle gülerek konuştu. "Ne yapmak istiyorsun Yavru Ceylan?" Böyle demesi üzerine düşünmeye başladım. Ne yapabilirdik ki? "Bilmem." "Film?" "Olur." "Korku filmi izleyebilir misin?" Böyle demesi üzerine sırıttım. "Bildiğim harika bir korku filmi var." Tam ağzını açmış bir şey diyecek iken telefon çaldı. Savaş elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Arayan kişiye baktıktan sonra sırıtarak ekranı bana çevirdi. Barlas Doğan. "Sana arayacak demiştim! Hazır mısın eğlenmeye?" Ne kadar anlamasam da gülerek kafamı salladım. Sen eğleneceksin ama acaba ben eğlenecek miyim? Savaş telefonu açıp hoparlöre aldı ve masaya koydu. "Sen kaçırdın dimi lan it!?" Barlas'ın kükremesi ile Savaş gülmemek için elini ağzına götürdü. "Anlamadım?" "Bana numara yapma Savaş! Senin derdin benimle! Kızı bu işe alet etmenin bir manası yok!" "Bence var." "Senceni s*kerim!" Savaş cıklayarak konuştu. "Ne kadar ayıp Barlas. Seni kınıyorum!" Daha sonra hemen ekledi. "Bence İnci benim yanımda daha mutlu. En azından ona yalan söylemiyorum." Bunu demesi üzerine kaşlarımı çattım. Neyin peşindeydi? "Neyin imasını yapmaya çalışıyorsun lan!?" "İnci Hanım yanlışlıkla beni Maske sandı desem?" Şimdi anlamıştım. Beni kullanarak Barlas'ın ağzından laf almaya çalışıyordu. Tıpkı benim ona yapacağım gibi. "Maske neden İnci'yi arıyor ki? Neden onu istiyor sence Barlas?" "Eğer onu Maske denen itin eline verirsen..." Savaş onun lafını kesti. "N'aparsın? Ne yapabilirsin? Eğer İnci'yi, Maske'nin eline verirsem Maske beni korumaz mı sanıyorsun?" "Emin ol benden koruyamaz Savaş!" Kahkaha attı. "Emin misin Barlas? Denemek ister misin?" Kısa bir süre telefondan ses gelmedi. Bunun üzerine Savaş tam ağzını açmışken Barlas tekrar konuştu. "Bana laf ettiğine göre haberi var galiba he?" Savaş kaşlarını çattı. "Neyden?" "Hastalığından." Barlas'ın dediği şeyle kaşlarım çatıldı. Hastalık mı? Ne hastalığı? "Sanırım haberi yok. Oysaki sen ondan hiçbir şey saklamıyordun, yalan söylemiyordun Savaş. Haksız mıyım?" Savaş hızlıca telefonu kulağına götürdü. Bana da kaşıyla gitmem için işaret yaptı. Başta kafamı hayır anlamında sallasam da attığı bakış ile gitmiştim. Şuanlık ona itaat etmem gerekiyordu. İstediğimi almak için şuanlık katlanacaktım. "Bana laf ettiğine göre haberi var galiba he?" "Hastalığından." Barlas ne hastalığından bahsediyordu ki? Savaş'ın dürüst olmasını zaten beklemiyordum ama yine de bu hastalık neymiş nesiymiş öğrensem iyi olurdu. Nedense içimden bir ses bu hastalık denen şeyin ilerde başıma iş açacağını söylüyordu. Umarım açmazdı. Bir de onunla uğraşamazdım. Odanın önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatıp etrafıma baktığımda ekstra bir şey olmadığını gördüm. Gerçi ne olabilirdi ki? Yatağa doğru ilerleyip oturdum. Sıkıntıyla nefes verdim. Barlas yalan söylemişti. Savaş daha ne olduğunu bilmediğim bir hastalığa sahipti. Berfin'den haber yoktu. Buradan ne zaman kurtulacağım belli değildi. Kafayı yememek elde değildi! Kafamı kaldırıp boynumu kütlettim. Fakat gözümde çarpan şeyle kaşlarım çatıldı. Orada bir şey vardı. Yavaşça yerimden kalkıp gördüğüm şeye doğru ilerledim. Baktığımda kapı koluydu. "Duvarda kapı kolu ha?" Elimi kapı koluna götürüp çevirmeye çalıştım. Açılmamıştı. Kapı, resmen duvarla birleşikti. Neden buraya kapı yaparsın ki!? Tabi eğer bir şey saklamıyorsan. Bu düşünce ile daha da meraklanmıştım. İki elimle kavrayıp daha sert çevirdim. Ama açılmıyordu. "İnat değil mi arkadaş!?" Ayağımı kapıyı koyup hem iki elimle kapı kolunu çevirip hem de ayağıma ittirerek kapıyı açmaya çalıştım. Birkaç zorlu itişten sonra kapı gürültüyle açılmıştı. Bende dengemi sağlayamayıp yere düşmüştüm. "Kahretsin!" Tam halime söylenirken gelen sesle panikledim. "İnci!" Savaş bana sesleniyordu. Hızlıca ayağa kalkıp kapıyı kapattım. Daha sonra yatağa doğru koşup hızlıca yatağa atladım. Zaten atlamamla kapının açılması bir olmuştu. "N'apıyorsun?" Savaş kaşlarının çatmış bir şekilde bana bakarken rahat bir tavırla omuz silktim. "Hiç, uzanıyorum." "Bir ses geldi de, merak ettim." "Güm diye bir ses mi?" "Evet." "Bilmiyorum. O sesi ben de duydum ama çok takmadım. Bahçeden falan gelmiştir büyük ihtimalle." Bunu demem üzere bir süre bana baksa da sonra geri ifadesini düzeltti. "Film izleyecektik?" "Olur." Deyip ayaklandım. Hiç gidesim yoktu orası ayrı konu. O odayı merak ediyordum. Ulan birkaç dakika sonra gelemedin mi!? Bari içeride ne olduğunu falan görseydim! "Ne düşünüyorsun Yavru Ceylan?" Savaş'ın yönelttiği soru ile başta bocalasam da hemen kendimi toparladım. "Filmin adını düşünüyordum. Unuttum da." "Anladım." Salona geldiğimizde eliyle koltuğu işaret etti. "Sen otur, ben de mısır falan getireyim." "Tamam." Savaş mutfağa geçerken bende koltuğa geçip Savaş'ı beklemeye başladım. "Hatta Barlas da o 10 büyük liderlerin arasında." "Hastalığından." Oda... Her şey karman çormandı. Hiçbir şey net değildi. Barlas'a bir şekilde ulaşıp ağzından laf almalıydım. Ne kadar yalan söylemiş olsa da şu durumun içinde en güvenli kişi Barlas idi. "Filmi açmamışsın?" Bir anda gelen sesle sıçradım. "Korkma Yavru Ceylan." Gülerek kafamı salladım. O da yanıma oturup televizyonu açtı. "Hangi film?" "Sinister." "Hay hay!" Televizyonda bir şeyler yaptıktan sonra Sinister'ı açtı. Ben başlatmasını beklerken o bana döndü. "İnci... Kafandaki şeyleri biliyorum ama emin ol ki sandığın gibi bir şey yok." Anlamamazlıktan gelerek konuştum. "Kafamda bir şey yok zaten. Fakat böyle diyerek beni şüpheye düşürdün şuan. Bir şey mi düşünmeliyim?" "Hayır. Aksine düşünmemelisin." He abi aynen, körü körüne güveneyim dimi!? "Hasta falan değilim. Geçmişte olan bir durum yüzünden bu geleceğe yansıdı. Aslında tamamen bir yanlış anlaşılma." Ne kadar şimdi yapacağım şeyden iğrensem de elimi Savaş'ın omuzuna koyup gülümseyerek konuştum. "Öncelikle sakin ol. Yanlış anladığım falan yok. Hem hasta olsan ne olur ki? Ne fark eder? Emin ol hiç önemli değil." Yüzümdeki gülümsemeye karşılık o da gülümsedi. "İlk defa biri benimle böyle konuşuyor desem inanır mısın?" "Evet çünkü kimse benim gibi mükemmel değil!" Deyip gülerek saçımı savurdum. O da bu davranışıma güldü. "Hadi ya! Aç artık şu filmi!" İsyankar resimle gülerek filmi başlattı. "İyi seyirler." "Sana da."
𓆝 𓆟 𓆞
⚝ Sizce Barlas hastalık derken ne demek istedi? ⚝ Savaş gerçekten hasta mı? ⚝ O oda da ne vardı?
Bu arada bugün LGS'YE giren herkese geçmiş olsun! Banada geçmiş olsun hshshshs. Umarım her şey gönlünüzce olur! Olmazsa da üzülmeyin, dünyanın sonu değil sonuçta. Eğer dertleşmek falan isterseniz ben her zaman dinlerim!
Seviliyorsunuz! |
0% |