17.Piyon”Demir”
Gözümün içine baka baka oynuyor ve keşfettiğimi bilmediği hatasını gerçekleştirmek için fırsat kolluyordu. Evet evet, bunu ona söylememiştim. Sonuçta aşkı ve profesyonelliği birbirine karıştırmamak gerekiyordu değil mi ?
Sıra bana geldiğinde kazanmam için gereken son iki hamlemden birini yaptım. Şimdi ise o hep yaptığını yapıp, yapması gereken ama asla fark etmediği hamleyi değil de diğer hamleyi yapacak ve ben onu şah mat edecektim. Plan kusursuz ve mükemmeldi.
Yüzüme bir mühlet bakıp gülümsedi. Ya da hayır, gülümsemeden çok pis bir sırıtış sergiledi demek daha doğru olurdu. Olsundu son gülen iyi gülerdi.
Sırıtışına karşılık verip gözlerimi ondan ayırmadım. O da bana bakarak taşı oynattı.
"Şah mat."
Yüzümden silinen sırıtış ile kaşlarımı çattım. Bu beklediğim bir hamle değildi. Aynı zamanda beklediğim bir söz de değildi.
"Dur, ne ?"
Gözlerimi tahtaya çevirdiğimde beklediğim değil de yapması gereken hamleyi yaptığını ve beni yendiği tüm Türkiye gibi görmüş oldum.
Yüzünü hafifçe benimkine yaklaştırıp, konuştu;
"Demek ki on yedinci piyona bu kadar güvenmemek gerekiyormuş değil mi? Ya da karşıdakini ezberlerken onun da seni ezberleyeceğini unutmamak gerekiyormuş. Olsun şansını seneye ben yokken bir daha denersin. Ve eminim ben olmadığım için, sen yine yenersin."
|
0% |