Bir ölüm kaç hayata mâl olurdu?
Bir yetime kaç el sarılırdı, hangi elin sıcaklığı hakikat, hangi elin bileğine dikenden bir bileklik asılıydı?
Kan nereye sıçrardı, nerede iz bırakırdı?
Ömür o vakit mi biterdi?
Gönül o vakit mi ölürdü?
Turna, ömrünü öfkeyle bezenmiş bir hakikat uğruna mı feda ederdi, gönlünü mü öldürürdü, yoksa hakikati mi?