"Tavşan kaç, tazı tut," diye son kez fısıldadı ve ses kesildi.
Kabuslarının başlangıcı oldu bu ses. Her gün ölmeye uyandıkları, bir Tazı'nın tavşanları oldukları günlerin ilkiydi. Güneşe hasret kalacaklarını bilmiyorlardı. Öleceklerini de. Arkadaşlarını bir bir gömeceklerini de. Onlar Tazı'nın tuzağına düşmüştü ve olan tek şey buydu. Tazı katildi, onlar da kurban. Dediği gibi oyun da başladı. Oyun içinde oyun ve yine oyun. Üzerlerine sıçrayan kanlar. Tutkulu aşklar. Sarsılmaz dostluklar. 92 gün ve sonrası. Acı, kan ve gözyaşı. Hoş geldiniz. "Burası mahzen. O Tazı. Bizler de tavşanlarız. Burada her şey bir oyundan ibaret. Tazı eğlenen, bizler de ölenleriz." |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |