Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11.bölüm

@avinmirza12

NOT :KUSURA BAKMAYIN GEÇ GELİYOR AMA İNANIN İKİ YATALAK HASTAM VE OĞLUM İŞ GÜÇ BİRDE YAŞADIĞIM YERDEN DOLAYI SADECE BELİRLİ SAATLERDE ELEKTRİK VE ŞEBEKE VAR LÜTFEN OY VE YORUM BOL OLSUN GERÇEKTEN NE İMKAN DAHİLİNDE YAZIYORUM BİR DÜZENLEMELERİM OLMUYOR BİR TÜRLÜ K.B

 

INSTAGRAM: penumbra36/avin.elif

 

✨✨✨✨İYi OKUMALAR"✨✨✨✨

 

Herşeye rağmen nikah kıyılmış Allah katında Ayşe Aziz'in karısı olmuştu Ali ağa gittikten sonra Xece hanımda bir posta hır gür çıkarmış genç adam yine bildiğini okumuştu.

 

Ayşe odada tek başına oturmuş üflüyip püflüyordu.

 

"Evde olsam çalışmaktan boş durmaz sıkılmazdım ne yapcam şimdi yatmaktanda bıktım."

 

Yerinden kalkıp kapıya doğru ilerleyip kapıyı kulpunu indirip dışarı çıktı üstündeki elbise ona uzun geldiği için paçalarından tutup aşağı inmeye başladı.

 

İçinden ne kadar büyük bir ev diye geçirdi evleri buranın banyosu kadardı neredeyse .

 

Bir anda kollarından çekilmesiyle kız neye uğradığını şaşırdı.

 

"İyhh kolum "

 

Koluna uygulanan kuvvetle acı içinde sızlandı en son yakalanmak isteyeceği kişiyle denk gelmişti belkide kaderin ona gösterdiği acı yüzünden biriydi bu da.

 

"Bana bak bacaksız nereye gidiyorsun ha "

 

Derince yutkundu Ayşe dili lal olmuştu sanki .

 

"Ben.n şey"

 

"Ne Allah'ın cezası ha ben seni konağı seyahate çık diye mi aldım "

 

"Ben sıkılmıştımm"

 

Korkudan boğuk çıkmıştı sesi.

 

Aşağı tarafa bakınıp etrafı toplayan kızı çağırdı.

 

"Güll gel buraya hemen "

 

Masayı toplayan kız hanımının sesiyle hemen yaptığı işi bırakıp yanına geldi başı aşağıda ellerini önde birleştirip hanımının emrini bekledi.

 

"Buyur hanımım "

 

"Aziz nerde hem bu kız niye odada değil Fatma ne yapması gerektiğini vazifesini anlatmadı mı"

 

Ayşe kendi derdini unutmuş bu sefer Fatma kadın için endişelenmişti.

 

"Yok vallaha anlattı her şeyi ceketi çıkar.."

 

"Sus edepsiz birde anlatıyor ahh Allah'ım ne günah işledimde seni gelin diye aldım"

 

"Hanımım ağam arka terasta Kerim beyimle oturuyorlar"

 

"Gelin diye bu bitliyi mi aldım Kerim'i mi belli değil "

 

Kolundan tuttuğu kızı çalışan kıza itekleyip.

 

"Tamam al bunu odaya bırak sonra Aziz'i çağır bana hemen"

 

Kız başını sallayıp Ayşe'yi odaya götürüp sonra ağasını çağırmaya gitti.

 

O sırada Xece hanım söylene odasına doğru ilerledi kocası nikahtan sonra çıkmış daha gelmemişti.

 

"Biri karıların koynundan çıkmaz,

diğerini zorla koynuna koyarız"

 

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

 

"Oğlum gitsene odana uykum geldi gidip yatıcam ben ya yazık banada kendine acımıyorsan bana acı bari"

 

Arkadaşı isyanını dile getirmişti ama genç adam .

 

"Ne diye gireceğim o odaya ne yüzle hangi sıfatla "

 

Kerim masanın üstündeki sigara tabakasını alıp içinden bir sigara çıkarıp ciğerlerine çekti sonra dışarı bıraktı arkadaşına bakıp

 

" Zor biliyorum ama aşireti nasıl durduracaksın hele ki o Yusuf'u"

 

Aziz yerinden kalkıp bir kaç tur attı nefesi ona yetmezken bir umut gömleğinin üsten bir kaç düğmesini açtı ama olmuyordu araftaydı cayır cayır yanıyordu bu dünyanın adaletsizliğin karşısında.

 

"Korumak için aldığım inciyi daha çok çamura bulayacağım diye ödüm kopuyor"

 

Durup arkadaşına döndü .

 

"Kırlangıçlar kanatları var diye özgür sen git kırlangıcın kanatlarını kır diyorsun nasıl yaparım "

 

Konuşurken bile boğazı düğümleniyor konuşmakta zorluk çekiyordu.

 

dokunmayacaktı ama yinede yüzü yoktu o odaya girmeye ne şerefi nede haysiyeti kaldırıyordu oraya adım atmaya.

 

"Kaderinden kaçamazsın bu gün olmasa yarın yapmak zorundasın"

 

Sol gözünden bir damla yaş süzüldü şakaklarına doğru kendiliğinden.

 

"Senin kardeşin olsaydı o zaman yinede bu sözleri dermiydin"

 

Bu sözden sonra Kerim de sustu haklıydı dünya yansa kardeşini asla bu duruma sokmaz sokturmazdı.

 

"Demezdin işte bu yüzden yüzüm yok anlıyor musun bak onca insan varken kimse onu umursamıyor tek biri çıkıpta diyormu ki küçüktür

yazıktır incitme diye ama yok ancak ama sizin canınızın tırnağına bir şey olsa dünyayı yakarsınız o kim

ki bu duvarların ardında nice isyan çığlıklarını görmezden geldiğiniz kızlardan sadece biri"

 

Terasın demir parmaklıklarına doğru ilerledi ardından avuç içlerini açıp kez avcuyla vurdu demirliklere "

 

" Benim bir gecem onun bir ömür cehennemi. Benim şanım ,soyum onun umutlarının intahar sebebi benden ağa değil İsrafil olmamı istiyorlar "

 

Derin bir nefes alıp gök yüzüne bakıp.

 

"Bu dünyada iki türlü kadın var biri doğarken şanslı doğanlardan,diğeri doğarken ölenler ama ben izin vermem o kızı bu topraklara kurban etmem bu toprakların kurbanı değil direnşin simgesi olacak bu gün onu görmezden gelenler yarın ondan af dileyecek bu da Aziz ağa sözü olsun."

 

Onlar böyle dertli ,dertli konuşurken evin çalışanı yanlarına gelip .

 

"Ağam hanımım sizi odasına bekler"

 

Aslında ne için çağırdığını bilmek zor değildi.

 

"Tamam sen git"

 

Arkadaşına bakıp .

 

"Azrailim çağırıyor bekletmeyelim"

 

Arkadaşı onun bu haline için kan ağlasada elinden gelen birşey yoktu yanında olmak dışında

 

"Valla dostum Allah bu sorguyu düşmanımın başına vermisin malum Xece hanım yedi azraile bedel"

 

El mahkum anasının biz dizi söylemlerini dinlemeye gitti genç adam.

 

§§§§§§§§§§§§§§}}}}§§§§§}§§§§

 

Xece hanım odasındaki divana oturmuş oğlunu bekliyordu şayet artık oğluyla ciddi anlamda konuşmanın vakti gelmişti.

 

Genç adam anasının onu beklediğini

bildiği için kapıyı çalma gereğinde bile bulunmamış direk içeri girmişti.

 

"Buyrun Xece hanım beni emretmisin "

 

Kadın oğlunu bu tavrıyla sinirlenmişti lakin umursamadan konuya direk giriş yapmıştı.

 

" Sen niye odada değilsin Aziz ağa niye karın senin koynunda olması gerekirken konakta dolanıyor ilk önce onu söyle hele "

 

Aziz bir adım atıp anasının karşısında sırtında ki onca yüke rağmen anasının karşısında dimdik durdu işaret parmağını anasına doğru hiddetle sallayıp sözlerini bir biri ardına sıraladı

 

"Birincisi ben koynuma çocuk almam , ikincisi ben o kızın özgürlüğü uğruna kendi doğrularımdan vazgeçmişken sen kalkıp onu tutsak edemezsin değil sen bütün Mardin gelse izin vermem"

 

Xece hanım başını meydan okurmuş gibi solladı.

 

"Öyle mi Aziz ağa "

 

"Öyle" net bir ses tonuyla cevapladı genç adam.

 

" O zaman yarın o uğruna beni karşına aldığın kız kendi elleriyle ya o çarşafı bu avluya asar yada "

 

Annesinin her geçen gün daha zalimleşen yüzünü gördükçe annesi karşı içindeki öfke daha harlanıyor ulaşılmaz bir mesafe giriyordu aralarına.

 

Ellerini kendiliğinden yumruk oldu parmak uçları sıkmaktan beyazlaşmış ruhunu alevler içinde hırpalanmıştı içindeki öfkeyi atmak için elini hiddetle duvara vurmuştu lakin fayda etmemiş zira onun öfkesi ruhuna işlemişti.

 

"Yada söyle devam et zehir akan sözlerini dinlendirmekten çekinmediğin zalimliğini hadi Xece hanımağa ne yaparsın bir kadın olarak başka bir kadına daha ne kadar vicdansız olursun "

 

Kadın ilk oğlunun iki yanında yumruk yaptığı ellerine sonra da gözlerindeki hırçın sinirine tanık olmuş ama buna rağmen sözlerine devam ettirmektedende geri durmadı.

 

"Ya da ben Mardin meydanına o çarşafla onu asarım"

 

Aziz için bu son noktaydı belinde ki silahı çıkardığı gibi şarjörü açtığı gibi şakağına dayadı.

 

"Hele bir yap o çok istediğin çarşafa kendi evladına kefen niyetine nasıl kullanıyorsun gör bakalım. unutma Xece hanım babam Ali ağa olabilir ama benim malefsef ki anam sensin dediğim şeyden saptığım yoldan asla dönmem"

 

İşte bu sözler intihar sebebi olcak türdendi .Sahi ne demişti onu korumak uğruna bu zalim sıfatına büründüğü evladı malesef ki anam sensin oysa bunu babası için kullanması gerekirken ona kullanmıştı belki o zalimdi ama hayatta ona karşı hiç adil davramamıştı.

 

Bir anne için en ağır malesef kelimesi bütün yürek yangınlarından daha ağır mağlup olunan savaşlardan daha yitikti.

 

"Haklısın malesef ki senin ananım ama unutma zalimsen önce kim uğruna zalim oldum diye zor yargısız infaz en kolayı."

 

Akıtılacaksa dildeki zehir gerçek anlamda oda akıtacaktı.

 

"Sen uğruna zalim oldum yeri geldi seni babandan bile korudum hep beni zalim bildin şimdi hadi ben istemedim o çarşafı kıza ne derler senin haberin varmı iki gün önce Yusuf it gibi adını inliyordu dolanmaz mı sandın etrafında"

 

"İlla iki bacak arasında akan iki üç damla kan değil mi sizin namus dediğiniz ama yanılıyorsun Xece hanım o yeri geldiğinde oruspu dediniz kadınlar sizin kör zihniyetinizden daha namuslu emin ol"

 

Son sözlerini söyleyip çekip gitmişti genç adam.

 

Xece hanım daha fazla dayanamadı oğlunun bu söylemleri ağır bastı dola doğru ilerleyip kabanını çantasını alıp çıktı konaktan zira duvarlar artık üstüne üstüne geliyordu zor bela dışarı attı kendine korumalar biraz garipsemiş olsalarda korkularından belli etmemeye gayret ettiler.

 

"Nereye hanımım " koruma önünü ilikleyip sordu.

 

"Çiftlik evine gideceğiz"

 

Tamam hanımım.

 

§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§§

 

Aziz mecburen odaya doğru ilerledi ne kadar kaçarsa kaçsın bu yazgıya boyun eğmek dışında yapabileceği birşey yoktu her halükarda bu odaya adım atacaktı.

 

Kapının önünde bir müddet bekledi kendini biraz toparlarladıktan sonra kapının kulpu yavaşca indirip içeri girdi ama ummadığı şey küçük karısının yatağının dibinde ağlarken bulması oldu .

 

"Kırlangıç"

Sesi hem yorgun bir o kadar aciz çıkmıştı ne yaparsa yapsın bu kızı hep kolu kanadı kırık gözlerinde bulutlarla kaplı bulmaktan geri kalmıyordu.

 

Ayşe ona seslenen adamın sesini duyduğu gibi dolu dolmuş gözlerle baktı gelen adama .

 

Yerinden kalktığı gibi koşup adamın sığınak edindiği kollara sığındı .

 

Adamın eli kapı kolunda asılı kaldı ne hareket edebiliyor ne bir tepki veriyordu sadece

 

"Ah Xece hanım ah Allah bilir ne yaptında kızı bu hale getirdin"diye bildi sadece.

 

En son kendini toparlayıp arkasına dönüp kapıyı kapatıp iki kilitledi her ihtimale karşı anasının işi belli olmazdı her an içeri dala bilirdi.

 

Daha sonra kıza dönüp yüzünü avuç içlerine hapsetti kız o kadar küçücük duruyordu ki adamın kocaman ellerinin arasında kayboldu.

 

"Yapma kırlangıç zaten bu yürek yorgun dahada çıkmazlara sürüklüyor senin bu inci tanelerin"

 

Kız odan ayrılıp elbisesinin kollarıyla çocuk gibi gözlerini sildi.

 

"Tamam bak ağlamıyorum geçti sen üzülme iyi ol "

 

Genç adam kızın başını tuttuğu gibi göğüsüne çekti usulca saçlarını okşadı .

 

"Sen iyi olduğun sürece benim iyi olup olmamam mühim değil kırlangıç "

 

İlk kez değer görmek sevilmek nedir görüyordu kız kaldırım köşesinde filizlenen bir çiçek misali ezilmeye mahkum hisettirmişdi en yakınları .

 

İnsanoğlunun yüreği bir mezarlıktan ibaret sanırdı hep umutların sevinçlerin gömüldüğü acı

Şelalesinin suladığı .

 

Bu gün umutları gömülmüyor tam tersi herşeye inat yeniden yeşeriyordu onca hüzün kederin münafakat gibiydi.

 

Kızın kendine geldiğini anladığı da sorusunu yöneltti Aziz

 

"Hadi anlat ne oldu "

 

Ayşe başını usulca genç adamın göğüsünden kaldırıp ayak uçlarına dikti bakışlarını arkadaşını şikayet eden bir çocuğu andırıyordu bu tavrı .

 

"Ben sıkılmıştım dışarı çıktım aşağı inecektim belki birilerini bulur oynarım diye ama o kadın beni gördü hani böyle gözleri kocaman simsiyah elbiseli kadın "

 

Kızın bu dediğiyle tek kaşını kaldırıp devam et der gibi başını afifçe salladı

 

"Sonra beni yakaladı çok kızdı Fatma ablaya kızdı bana anlattıklarını tam anlatmamış diye sen söylesene onun suçu yok kızmasın Fatma ablaya."

 

"Fatma abla sana ne anlattı ki"

 

"Cilve yapacakmışım sana sonra senin ceketini çıkaracakşım ama"

 

Adamın kollarına baktı sonra parmaklarına adam onun ne yaptığını çözmeye çalıyordu.

 

"Ne oldu doktor mu olmaya karar verdin"

 

"Ama senin bir yerinde yara filanda yok niye kendi ceketini kendin çıkarmıyorsun"

 

Kızın bu dediğine adam dayanamayıp seyre doyulmaz bir gülüş sundu o yetmedi ağlanacak haline kahkaha attı aslında onlara biçilen kadere isyan ediyordu ona anlatılanlardan bu anlamı çıkaracak kadar çocuktu küçük karısı .

 

Onun bu hali onun aksine kızda sinir harbi yaratmış kız küskün bir tavırla ondan uzaklaşmış tripli bir ses tonuyla

 

"Bir daha sana birşey demiyorum hep dediklerimi gülüyorsun ne var hem inşallah düşersin de elin kırılır bana muhtaç olursun bak o zaman ceketini indirip giydiriyor muyum!"

 

Ama buna rağmen hala gülüyordu.

 

Ayaklarını yere vurup .

 

"Ama valla Aziz amca küserim "

 

Adam duyduğu sıfattan sonra anında gülüşü solup gitmişti.

 

"Yuh ama istersen dede de daha iyi bücür"

 

Kız omuz silkip isyan etti .

 

" Ee ne yapayım abi dememi yasakladı Fatma abla sonra gider o korkunç kadına söyler sonra al başına belayı "

 

Aziz sabır çekip kıza doğru adımladı.

 

"Bak bu odada ne istersen de ama dışarda ağam de zaten büyüdükçe herşeyi zamanla anlarsın kimin ne dediğine de bakma nasıl istersen öyle davran tamam "

 

Kız mutlu olmuş en güzel gülüşünü bahsetmişti genç adama.

 

Adam yüzünü tutup kızın anlından öptü bu öpüş şefkat barındırıyordu farkında değildi belki gün geçtikçe kızın yaralarına bat değil merhem olup yaralarını iyileştiriyordu.

 

"Seni aldığın her nefes benim ömrümü cennet eder "

 

"Gerçekten mi " diye sordu kız .

 

Başını salladı adam

 

"Hem sen niye sıkıldın"

 

Omuzlarını silkti kız .

 

"Evde olsam iş yapmaktan sılkılmazdım annem evde olmadığı zaman gizlice arkadaşlarımla oynardım "

 

Genç adamın kaşları çakıldı beli belirsiz

 

"Annen izin vermez miydi yoksa "

 

Dudaklarını büzüp geç adama baktı .

 

"Anam kocaman kız oldun hem eve çalışıp ekmek getirecek biri lazım diyordu"

 

Aziz sinirle mırıldandı .

 

"Baban olacak şerefsiz ne diye duruyor olmadı anan lan eline aldığın kazma senden büyük"

 

" Ama onlar çok yorulurlar"

 

Aziz sinirli bir ifadeyle ona baktı.

 

"Onlar sanki sana açıyor mu lan açlıktan bayılacak duruma geldin kalmış onlara açıyorsun ya daha iki gün önce gelmiş seni.."

 

Lafını kesti genç kız .

 

"Onlar kötü davrandı diye bende mi Kötü davranayım Allah bana sormaz mı bunun hesabını ."

 

"Peki sana yapılanları bir kez o bizim kızımız dediler mi "

 

Hayır anlamında başını salladı kız

 

"O zaman savunma onları"

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

O tartışmadan sonra ikisi sessizce bir köşede oturmuşlardı bu duruma bir son vermek isteyen genç adam .

 

"Peki en çok hangi oyunu oynamayı özledin "

 

Kız düşünmeden cevap verdi hemen.

 

"Seksek biliyormusun ben hep kazanırdım kimse beni yenimezdi "

 

Aziz kızın burnunu sıkıp .

 

"Öyle mi dersin bence onlar beceriksizdir yoksa kazanamazdın"

 

Kızı sinirlendirmek hoşuna gidiyordu sinirlenince çok tatlı gözüküyordu.

 

" Hayır bence sen oynamadığın için bilmiyorsun"

 

"Öylemi küçük hanım kalk ozaman bak nasıl kazanıyorum"

 

Ayağa kalkan adamla dumura uğradı kız .

 

"Abi nereye gitcez ki"

 

Adam elini ensesine getirip düşündü.

 

"Dışarda oynayamacağımıza göre burda oynayacağız"

 

Kız bunu duyunca hemen.

 

"Burda mı "

 

Aziz tebessüm başını salladı.

 

"Şimdi nasıl oynanıyor anlat bakalım "

Kız şaşırarak sorusunu yönelti

"Eee sen bilmiyor musun"

 

"Yok hiç oynamadım "

 

Daha doğrusu hiç oyun oynamadım diyemedi.

 

"Merak etme ben sana hepsini öğretirim"

 

Etrafına bakındı Ayşe oynamak için çizgileri çize bileceği birşey aradı bir kaç tur etrafına bakındı en son gözlerinin radarına masanın üstündeki ruj takıldı onu alıp adamın yanına geldi ve oyunu anlatmaya başladı bir heyecanla.

 

"Tamam o zaman bu halıyı kaldıralım ama kimseye bundan bahsetmek yok tamam mı bücür"

 

BİR SAAT SONRA ✨✨✨✨✨

 

Yukarıdan gelen itiş kalkış sesleri bütün konağın ilgi odağı olmuştu daha bir hafta önce istemediğini haykıran Aziz ağa iken gelen sesler pekte hayrı alamet değildi oysa ki.

 

"Abla valla Allah bizim küçük gelinin

yardımcısı olsun"

 

Yirmili yaşlarındaki çalışan kız iki elini bir birine vurup vahlaya ,vahlaya konuştu çünkü sesler duyulmacak gibi değildi.

 

"Ne diyon kız sen bir duyan olacak sonra al başına belayı"

 

Kız yazmasının iki tarafını çekiştirip düzelti.

 

"Valla ben ne dedim Fatma abla görmüyon mu? Koca Konak başımıza yıkılacak "

 

Fatma kadın kapıyı kontrol edip diğer yardımcının yanına gitti.

 

Koluna çimdik atıp .

 

"Sus kız dilin ne diyor valla keser o dilini Xece hanım sonra gelip bana zırlama"

 

Kız kolunun acısıyla.

 

"Ema yalandır birde bağırıyordu istemiyorum diye valla bizim hüso amcanın azgın boğası gibi saldırmış kıza yapmıyorsa bu neyin sesidir beraber oturup evcilik mi oynacaklar "

 

Fatma kadın ilk üst tavana sonra kıza baktı.

 

"Demek ki yılların birikimi kız yarına sağlam çıksa bari "

 

"Ayy " diye bir inilti sesi geldi.

 

"Vallaha gitti abla sana diyeyim gidip kızı kurtarsak "

 

Fatma kızın başına vurup.

 

"Manyadın esahtan gidip ne diyecen kusura bakma kıza yazık bu akşam ara ver mi diyecen"

 

"Yaw abla sabah tahine pekmez arama boşuna akıttın başımdan pekmezimi "

 

Kadın aklına gelenle kıza döndü hemen ışık hızıyla şühpeci bakışlarıyla kızı baştan aşağı süzdü"

 

"Kız sen nerden biliyon o sesleri yoksa o Yusuf beyin şoförle kırıştırıyon mu sağda solda"

 

Ecel terleri dökme sırası kızdaydı bu sefer.

 

"Yok abla haşa ben yapar mıyım aşk olsun"

 

"Valla Aziz beyimde yapmaz diyorduk ama baksana seslere o yaparsa herkes yapar"

 

"Neyse ben şu kalan kemikleri dışardaki hayvanlara vereyim bekliyorlardı"

 

Aceleyle kabı alıp çıktı kız.

 

"He ya yazıktır git ver vereceğini it oğlu it beklemesin"

 

✨✨✨✨✨✨O SIrada ÜST KAT--

 

"Ayy"

 

Atlarken ayağı kaymış düşmüştü ama onun düşmesi değildi derdi ilk

Kez yenilmiş olmaktı .

 

Adam gelmiş kızın kolunu tutup yerden kaldırmıştı.

 

"Bücür sana diyorum işte vazgeç yenemiyorsun beni "

 

"Ne yapayım kocaman bacağın var bir atlıyorsun hepsinin üstünden geçiyorsun "

 

"Eee benim bunda ne suçum var "

 

"Niye bu kadar uzunsun trafo direği gibi "

 

Hayret edercesine baktı kıza adam .

 

" Trafo direği ne demek bücür ama bak alınıyorum"

 

"Hem karın değil miyim biraz yenil hem keşke mehir diye bunu isteseydim kaybedince tadı olmuyor oynamıyorum bir daha"

 

"Mehir olarak oyunu kaybetme şartını koyan ilk gelin olarak tarih olacaksın "

 

" Bu sefer yeneceğim seni bak gör"

 

"Tabi yenilen pehlivan güreşe doymazmış hadi"

 

✨Aşktan ziyade şefkatle başlayan

Bir destan ✨✨✨✨

 

🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋

 

Xece hanım yüreğinin yorgunluğuna

Çiftlik evine sığınmıştı lakin bildiği ama mekan olarak umadığı bir noktadaydı .

 

Neden mi eşi yani güya onu seven adam yatakta kendinden yaşça küçük bir kızla geçmiş sevişiyordu.

 

Odanın kapısına bir kaç kez tıklatıp .

 

"Kusura bakma Ali ağa ama yatacağım biraz sessiz olurmusunuz"

 

Adam üstündeki kadını atığı gibi üstünü giyinme telaşına girdi zira en olmayacak bir zamanda görmemesi gereken bir sahne içinde görmüştü .

 

"Üstünü giyin hemen çık "

 

"Ama."

 

"Uzatma sana ne diyorsam onu yap"

 

O odadan çıkıp diğer odaya girdi

bu onun için hiç iyi olmamıştı.

 

Yatakta uzanmış karısını gördü yanına gitti ama nafile duvarlar yetmemiş mayınlar döşemişti kadın

 

"Ben.."

 

" Sus Ali ağa yorgunum bırakta biraz olsun uykuda huzur bulayım sen git devam et veya hamama git kır tas su dök kırklat kendini hep olduğu gibi kandır kendini temizlendiğine ama boşa senin kirlenen bedeninden ziyade ruhun"

 

"Buna sen beni mecbur bırakıyorsun kadın bir kez olsun dokunmama izin vermiyorsun onu geçtim gülüşünü haram kıldın sen bana"

 

"Sırf oğlumun adı Aziz diye koynumdan kopardığın günü ettiğim yemini hatırlıyor musun o günden bu güne tüm gülüşlerim sana haram"

 

Adam saçlarını çekiştirip masanın üstündeki herşeyi dağıttı.

 

"Lan sevdiğin adamın adını koymuşsun ona her bakışında onu andığını bilmiyor muyum"

 

Kadın yattığı yerden kalkıp adamın karşısına durdu.

 

"Benden çaldığınız sevdama say Ali ağa bir sevdaya bir isim yad ediyorum çokmu bu kadarına hatırım olsun artık"

 

"Hadi onu anladım lan ilaç verdin bana çocuğum olmasın diye başkası olsa dar ağacında sallar seni "

 

"Ne yapsaydım ya her gün bir yerlerden bir çocuğun mu çıksaydı Ali ağa çocuk yapma hayır kurumu yazardık konağın kapısına "

 

Adamın omuzlarını kadırıp indirdi

yorulmuştu sevdiği kadın karşısında evet binlerce ten ama her bir tende sevdiği kadından bir iz arıyordu ama hesaba katmadığı bir husus vardı ki.

 

✨SEVDA DOĞUŞU SADAKATTİR"✨

 

"Binlerce kadının teni senin bir gülüşün etmiyor Xece hanım "

 

Kadın güldü ama bu gülüş içindeki acıları harmanlayan küle çeviren bir gülüş.

 

"Yanılıyorsun Ali ağa ben Sevdanın kirlisini değil imkansiz olsa bile sadakatlisini isterim yani boşa çaban sen ilk derste kaldın"

 

"İşte bu ölümden beter ya sevda sınavı"

 

 

Loading...
0%