
NOT:ÇOK Yorgunum sezon finali yapmak istesemde size kıyamıyorum canlar destek dememe gerek yok çünkü siz hep her zaman tam desteksiniz bana yazım yanlışları için özür dilerim sizi çok seviyorum kuzular bazen bildirim alamıyor yorumları göremeye biliyorum k.b
Instagram:avin.elif /penumbra36
Şarkı Aynur Doğan/qumrike
🍁🍂🍁🍂 İYİ OKUMALAR 🍂🍁
2. AY SONRA...
Ne uyku uyuya biliyordu nede bir iş yapabiliyordu göğüs kafesi özlemle dolmuş kaburgaları iğne olup tenine batıyordu.
Odasının kapısını açıp yatağına doğru yürüdü genç adam yıllarca bu yatağa yatan yaralı iki kuştu onlar .
Birbirlerine sığınan yara değil şifa olmayı seçen iki insandı onlar.
Çeketinin çıkarıp koltuğa doğru attı önceleri olsa asla böyle yapmazdı karısı yorulmasın diye kendi kıyafetlerini atmaz hatta yeri gelir karısı uyuduğunda kıyafetlerini kendi ütülerdi yeri gelir kendi yataklarını toplar karısına yorulmasın diye uğraşırdı.
Çünkü anasının onun küçük omuzlarına ne kadar yük bindirdiğini bilirdi.
Karısını alıp çekip gitmek istesede karısı istememişti iyi ve kötü sevdiği adamı ailesinden uzaklaştırmak istemiyordu.
Xece hanım ne kadar gaddar olsada bir anneydi bunu yaşatmak istemiyordu Ayşe.
Karısının yastığını alıp burnuna dayadı baharın taze açmış nergisi kokuyordu burnu bile bu kokuya hasretti.
"Baksan koca konak dolusu insan var ama niye kimsesiz hisediyorum kadın ,özlem midir yüreğimi sıkıştıran yakıp küle çeviren"
Ağlıyordu adam sevdası yüreğinden taşmış okyanusa çevirmişti göz bebeklerini.
"Yeminimsin kadın yenilğiye alışkın en büyük sınavımsın"
🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂
Ayşe oturmuş gökyüzünü seyre dalmışken o anda aklına yıllar önce Aziz'in ondan saklamaya çalıştığı bir sofrada Xece hanımın yüzüne hastalığını vurduğu ilk an geldi.
GEÇMİŞ:
Her kes sofraya oturmuş yemeğin servis edilmesini bekliyordu Aziz ağanın gözleri küçük karısını aradı sonunda elinde yemek sepetiyle sofraya doğru geliyordu yüzü çok bitkin ve yorgun gözüküyordu bir kaç gündür iş için acilen yurt dışına gitmesi gerekmişti içine sinmesede
mecburen karısını bırakmıştı hiç dinlenmeden işlerini halletmiş akşam yemeğine yetişe bilmişti.
Karısının halinden anasının boş durmadığını anlamıştı masanın üzerinde ki elleri istemsizce yumruk olmuştu.
"Ben sana kaç kez diyeceğim karım iş yapmayacak diye Xece hanım çalışan mı yetmiyor git tut ama karımdan uzak dur"
Kadın oğlunun öfkeli sesine keza çok sakin bir tonda .
"Karı olamıyor hizmetçi olsun bari "
Kocasıyla kaynanasının bir kez daha onun için kavga ettiğini gören Ayşe vicdan azabıyla elindeki sepeti masaya bırakıp sakinleşmesi adına elini kocasının omzuna koyup.
"Hayır onun suçu yok ben yardım etmek istedim sadece "
Karısının kavga büyümesin diye böyle dediğini biliyordu tabiki de.
Sinirli ifadesini yumuşatıp karısına döndü.
"Senin dinlenmen gerekirken sen iş mi yaparsın"
Xece hanımağa bu manzaraya daha fazla dayanamadı akacak zehir kanda durmazdı onun için.
"Hem aklı gidik hem bitli gelin aldık birde hanımağa gibi başımızın üstünde mi taşıyacağız!"
Kalkıp karısına destek olmak adına ellerini sıkıca tuttu .
"Asıl korktuğun hanım ağa olması değilmi tek derdin bir gün saltanatının bitmesi "
"Ne saçmalıyorsun sen karşında annen var kendine gel hep bu pitli yarım akıllı dolduruyor değilmi seni"
Aziz sabır çekip.
"Herkesi kendin gibi görme Xece hanım "
Yine morardığıyla kalmıştı Xece hanım kocasına baktı hiç umrunda değil gibiydi.
"Onca lafa nasıl susarsın Ali ağa "
Adam masadaki mendille ağzını silip karısına döndü.
"Ee hep demez misin sana değil ismini aldığına çekmiş daha ne şikayet edersin"
1 saat sonra
Aziz ağa çok yorgundu artık bir an önce uyuyup dinlenmek istiyordu üstünü değiştirmiş yatağına uzanmıştı ki karısının yere yatak yaptığını görünce anlamaz gözlerle baktı ona.
"Ne yapıyorsun kırlangıç o döşek nedir "
Kız şimdi nasıl anlatacaktı olan biteni anasının neden öyle dediğini.
"Şey yorgunsun rahat uyu diye şey yaptım ben"
Çatık kaşlarıyla karısına bakıp yorganı kaldırdı kadının girmesi için.
"Saçmalama hem yer soğuk olmaz öyle gel yat yatağa"
İstemsizce yüksek sesle konuşmuştu Aziz
"Gelemem sanada bulaşır "
Kafası karışmıştı genç adamın
"Ne demek o ne saçmalıyorsun"
Dudağı titreyip büzülmüştü Ayşe'nin ağladı ağlıycak bir duruma gelmişti.
"Duydun hem hasta hem bitliyim niye tutuyorsun beni yanında ailem istememişken sen ne diye istiyorsun yanında bırak işte öleyim"
Genç adam yataktan çıkıp karısının yanına gitti ama kadın iki adım geri çekildi onu çocuk gibi avutması bile ağır geliyordu artık .
Ayşe göz yaşlarını gizlemek için başını yere eğmişsede nafileydi gözlerinin nemi yanağından usulca akıp yerdeki çarşafı ıslatıyordu.
"Hasta değilsin anladın mı "
Ayşe öfkeyle başını kaldırıp kafasına
vurdu iki elleriyle .
"Hastayım biliyorum hep burası ağrıyor kim ne derse desin anlamıyor bu kafam çocuk değilim ben anla"
Sonra saçlarını çekiştirdi .
"Bu saçlardan nefret ettim hep seni görene kadar çoçukların saçları bitlinince annesine koşar yıkayıp temizlesin diye ama"
Konuşamıyor canı açıyordu sevgi dilenmek ağır geliyordu.
"Annem mutlu oluyordu sırf canım yansın aciz görüneyim diye bir keresinde kesmek istedim ama o izin vermedi sırf saçlarımı çekiştirince zevk alıyor diye"
Aziz'i yüreği mahşer yerine dönmüştü.
Zorda olsa devam etti sözlerine Ayşe .
"Bu gün yine aynı şey oldu annem yoktu ama Xece hanım vardı bitli diye kesmek istedi saçlarımı ama izin vermedim çok direndim sen saçımı seviyorsun diye hep kesmek isterken bu sefer istemedim yoktun Aziz sen yoktun ben direndim"
Aziz genç kızın kolundan tuttuğu gibi sarıldı.
"Özür dilerim , özür dilerim seni bırakmamalıydım afet kırlangıç "
Ard arda saçlarında öptü Ayşe ne kadar dirensede.
"Öpme pis o saçlar öpme istemiyorum "
Adamda kadın yere çömeldi kadın yaralı adam yarayı sarmaya gönülüydü aşkın değil merhametin masalıydı .
" Ben saçının her bir teline kurban olayım kadın senden gelen her şey başım gözüm üstüne "
Aziz yatağın dibine oturmuş karısının başını dizine koymuş öpüyor bir taraftan okşuyordu.
Kadının uyumasına rağmen rahatsız olmasın diye sabaha kadar kıpırdanmamıştı yerinden Aziz ağa.
O günün doğumunda Aziz Fatma kadına ilaç aldırmış yeri gelmiş karısının bütün bitlerini tek tek ayıklamıştı .
Bıkmadan usanmadan .
Geçmişin tozlu sayfalarından ayrılmış bu güne gelebilmişti Ayşe o sırada kayan bir yıldızta .
"Sevdiğime dert olan yüreğime dert olsun varsın ama ona zaval gelmesin "
Aziz'in aşkı Mardin'in sevdalı adamı diye yıllarca anlatılmış bütün kızlar Aziz gibi seveni bulmak için ne dualar etmişlerdi
🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁
Mardin Yusuf Ağa Konağı 2 SONRA
Bu gün büyük gündü Filiz hanım için torununun sünneti için büyük bir yemek verecek bütün aşiret büyüklerini toplayacaktı aslında bu bir bahaneydi asıl niyeti Ayşe'nin gidişi ve iki yıldır olmayan bebeği bahane edip oğlunu aşiretin başına geçirmekti.
Allah'tan Aziz karısının seviyordu ki üstüne kuma getirmeyi bile aklından geçiriyordu bu onun için kaçınılmaz bir fırsatı bu sayede Xece hanımdan yılların intikamını alacaktı .
"Hep kazandım sanıp kendini avut Xece hanım bu sefer yenilgin büyük olacak".
Diye fısıldadı bahçeye bakıp hazırlıkları izlerken .
Sonra torunu ve büyük gelinini gördü torunu şakalar yaparak hazırlıkları tamamlamaya çalışan gelininin etrafında neşeyle dolanıyordu bir kaç saat dakika sonra çocuk takılıp yere düşerken Elif'in elindeki klimleri yere atıp çocuğu tutuğu gibi bağrına bastığına şahit oldu.
Etrafına bakınıp küçük gelini aradı gözleri aradığını bulduda diğer terasta oturmuş telefonla konuşuyordu hoş doğduğu günde bu yana pek annelik yaptığınıda görmedi ya .
İlk doğduğunda bile göğüsleri sarkıcak diye süt vermek bile istemişti yapılan büyük kavgalar ve sütün yetmiyor bahaneleriyle bir süt annesi tutmuşlardı ama işin asıl garip yanı çocuk onuda istememiş sürekli ağlamıştı bir gün süt anne emzirmeye çalışırken Elif dayanamamış çocuğun yanına gidip sakinleştirmek istemişti .
Çoçuk o an Elif'in parmağını Küçükcük avcuna hapsetmiş ağlamasını durdurmuştu.
Emziren kadından tut ki bütün konak şaşırmıştı tabi bu Sevda'nın işine gelmemiş kıskançlık krizine girmiş Elif'i yere atıp bebeği alıp kendi emzirmeye çalışmıştı .
Bütün çabalarına rağmen çocuk memesini bu sefer kabul etmemiş canı çıkana kadar ağlamıştı .
Hırs onun gözünü o kadar kör etmişti ki oğlunun ağlaması umrunda olmamıştı.
Doğurmak en kolaydı .
Kiminin Rahmin filiz verirken yüreği çolak toprak kimisi için ise rahmi çolak yüreği cennet bahçesiydi.
Elif,Sevda aynı adama eş olan iki kadın birinin seçimiyken diğeri için kefaretti .
Sevda hırsı uğruna can yakarken.
Elif merhametiyle iki kollarına dünya sığdıran kadın.
Tek bir gerçek vardı Allah'ın adaleti şaşmazdı .
Yanına gelen kahyayla o taraf döndü.
"Hanımım sana diyeceğim vardır."
Kadın adamın bu telaşlı haline bakınca durumun acil olduğunu anladı.
"Ne oldu böyle söyle ne söyleyeceksen kıvranıp durma karşımda "
Adam ellerini önde birleştirip başını eğdi.
"Hanımım Elif hanımın kardeşi fenalaşmış durumu ağırmış sandımca ablasını sayıklıyormuş bir köylüleri gelip söyledi "
"Eee ne olmuş yani "
Kahya kadının umursamazlığını görünce kendini tutamadı.
"İznin olursa Elif hanımım gitse valla çok kötüymüş bilirsin hasta idi son kez görse hemen gider geliriz"
kadın densiz kahyanın ona akıl vermesine sinirlenmişti.
"Olmaz kimse bir yere gitmiyor"
Adam ovucundaki şapkasını sıkmış
sakin olmaya çalışıyordu Aziz ağası dışında bütün Yıldırımların nasıl bir pislik olduğunu biliyordu lakin vicdanı susmuyordu.
"Hanımım etme belki son kez görecek olurda çocuğa birşey olursa ömür boyu bu vicdanı taşıyamayız etme yazıktır "
Kadın kahyasının sözleriyle celalenmiş öfkeli boğa misali bakışlarını untanmadan ona akıl verin kahyasına dikmişti.
"Sen bana akılmı veriyorsun utanmadan unuttun herhal kapımda ki köpek olduğunu"
Adam dayanamadı ekmekse iki lokma kuru ekmeğe razıydı ama kimsenin günahına girmeden helalinden olana .
"İstersen kov ama unutma mazlumun ahı kalmaz kimsede elbette çıkar günah çıkmasa can çıkar "
Kahya arkasına bakmadan çıkıp gitti
Yıldırımlar bir kez daha girdi mazlumun günahına ama kul unutur
yaradan unutmazdı.
YEMEK Vakti
Doğunun dört bir yanından aşiretler bu yemek için toplanmış düşmanların arasında bile bu gün için sulh ilan edilmişti.
Ama kimsenin hesaba katmadığı bir gerçek vardı ki kader çarkı dönmüş büyük bir yıkım içim geri sayıma başlamıştı .
Sonra iki silah sesi ve bir çocuğu korku çığlığı vuku buldu o coşkunun içinde .
Tüm sesler kesilmiş avlu Elif'in çığlıklığı ile yankı bulmuştu.
"Hayırr olmaz hayır"
Herkesin bakışı üst tarafa çığlığın yankı bulduğu kata doğru döndün sonra bir engame koşurturma bilinmeyen feyratlar kulakları sağır eden kurşunun adresini bulmak için apar topar üst kata koşuşturdular.
Ama akıllarının alamacağı korkunç bir manzara vardı .
Onca ahın günahı bebali iki ceset vardı uğruna yemekler verilen çocuğun cansız bedeni Elif'in kollarında kanlar içinde yatıyor diğer bir diğeri ise kapı eşiğinde yığılmış bir vaziyetteydi .
Büyük bir günah bu gün yüzüne çıkmıştı.
Yıldırım konağı hırslarının kurban vermiş günahlarının bedelini ödemişti.
Bir başka yatakta ablasının adını sayıklayarak ölmüş bir çocuk vardı azrail boş gitmemiş mazlumun ahına sebep olanıda almıştı yanına.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 74k Okunma |
5.43k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |