Kitaplarım bitmiş ve hazır haldedir. Bu yüzden bölümleri kısa sürede gelecektir. Daha önce başka platformlarda da yayınlamıştım. İlginiz için teşekkür ederim 🥰
Zorla yapılmış bir evlilik,
Yarım kalan hayaller,
Bilinmeyen gerçekler,
Hastalıklı zihinler...
Bir bedene hapsolmuş üç kişi, bu bedeni kim yönetecek?
Nasıl geldik bu hale? Her şey o fal ile başlamıştı. Doğru bilmişti her şeyi. Lila girmişti hayatıma. Tüm kurallarımı alt üst edip hayatımın en güzel rengi olmuştu.
Ama onu kopardılar benden, ölüme ittiler onu.Hiçbir şey yapamadım, hiçbir şey...
Falcı her şeyi doğru bilmişti ama eksik söylemişti.
Uyarmalıydı beni anlatmalıydı tüm gerçekleri.
"Şu olanlara bir bak, karın senin yüzünden kendini 5 yaşında bir çocuk zannediyor." Poyraz`ın söyledikleri hâlâ kafamın içinde yankılanıyordu.
Haklıydı benim yüzümden olmuştu.
Ama nereden bilebilirdim ki. Sadece hafızanı kaybettiğini düşünmüştüm ama öğrendiğim gerçek bambaşkaydı.
"Aras Amca benimle gel. Poyraz Amca yine benim oyuncaklarımla oynuyor." Evlendiğim kadın mıydı bu? Öncesinde bana korkmadan meydan okuyan, şimdiyse çizgi film izleyip oyun oynayan.
Bir kişiyle değil, üç ayrı kişi ile evlendim...
~Aras Yıldırım~
Kitabımı daha önce başka bir platform üzerinde yayınlamıştım. Burada da yüklemek istedim. Bölümler hazır olduğu için. Kısa sürede devamı gelir. Sevgili okurlar sizden ricam ön yargı ile yaklasmamanız.
Prenses Melanie düşman krallığın adamları tarafından üzerine dökülen büyülü sıvı yüzünden derin bir uykuya dalmış ve uyuduğu her gün için ölüme bir adım yaklaşmıştı. Uyanmak zorundaydı. Eğer uyanmaz ve bir gün ölürse dünya üzerindeki tüm canlılarda onunla birlikte ölürdü. Prenses doğduğunda periler tarafından ona birçok dilek hediye edildi. Ama bu dileklerden birinin lanetten farkı yoktu. Hediye edilen dilek şöyleydi; `Dünya üzerinde yaşayan canlılar gücünü senin varlığından alsın. Bu dileğim senin soyunla birlikte devam etsin.` Eğer Prenses Melanie dünyaya bir varis bırakmadan ölürse dünyada onunla birlikte yok olurdu.