@hellomonstarx
|
Elinin kıskaçları arasından kurtardığım kolumu saran ceketin kumaşını düzelterek asansörden çıktım. Hemen ardımdan gelen ürkek adım seslerinin sahibinin Umay olduğunu biliyordum. Omuzumun üzerinden bir kez daha ardıma baktığımda asansörün önünde durduğunu gördüm. Gözlerini kaplayan boş ifadesinin hedefi ona dönük olan sırtımdı. Göz çukurlarımın üzerine örtülen göz kapaklarım ve dudaklarımdan sızan sıkıntılı soluğuma eşlik eden bozuk ritimli kalp atışlarımla birlikte adımlarımı hızlandırarak odama doğru yol aldım. Kendimi yatağın soğuk çarşafı üzerine bırakırken oldukça rahatlamış hissediyordum ancak bu his, zihnime hücum eden amansız düşüncelerin görünmez elleri boğazıma yapışana kadar sürmüştü. Yağmaya devam eden yaz yağmurunun asi damlaları cama sertçe çarparken telefonumu elime alıp müzik listeme kısa bir göz attım. Baş parmağımı bir şarkının üzerine dokundurarak çalmasını sağlarken ekranı kapatıp yastığın üzerine fırlattım. Şiddetli yağan yağmurun sesine karışan ağır melodi kulaklarıma muazzam bir güzellikle ulaşırken gözlerimi yumdum. Yağmurun yağdığı zamanları çok seviyordum ve çoğu zaman fırsatım olursa eğer yağan yağmura sevdiğim bir şarkıyla eşlik eder bu anları kendime özel kılardım. O anlardan biri tamda içinde bulunduğum andı ve paha biçilemezdi. Telefonun minik hoparlöründen yayılan kısık sesli şarkının sözleri cüretkar bir davetle ruhumu dansa davet ederken bedenim güneşe özlem duyan bir bitki gibi kıpırtısız yatağın üzerindeydi. Yalanlar yalanlar yalanlar Ritmi hafif yükselen şarkıya meydan okuyan göğ yarılarak aydınlanırken ne ara ıslandığını bilmediğim uzun kirpiklerimin altında yatan gözlerimden bir damla yaş saçlarıma doğru uzandı. Yağmur yağmur yağmur yağmur Şarkıyı bölen bildirim sesine sessizce küfrederken uzandığım yerden milim kıpırdamadan kolumu geriye uzatarak telefona uzandım. Aralık dudaklarım arasından etrafa karışan sıcak nefesim ciğerlerime veda ederken bir yenisi onun yerini aldı. Ekranda gördüğüm isme düz bir ifadeyle bakarken kalbim şimşek gibi sertçe çaktı. Mesaj kutusunun üzerine dokunarak gelen mesajı okurken aldığım nefeslerle yükselen göğsüm adeta üzerime çöküyor gibiydi. "Plana uygun gitmiyorsun güzelim. Bir sorun mu var?" Ekranı kapatarak kollarımı iki yanıma düşürürken bakışlarım şeffaf pencerenin ardındaki fırtınanın arasına izinsizce daldı. Plana göre tek yapmam gereken Ecem'e boyun eğmekti fakat kendime engel olamamış ona karşı durmuştum ve işin kötüsü bundan hiçbir pişmanlık duymuyordum. O kızın elinin sızısını yüzümde hissetmektense planı yok saymak o an daha cazip gelmişti. Hem tüm öğrencilerin gözü önünde kendime zulm ettirecek bir ruha sahip değildim. Evet, burada intikam için vardım ve onu alacaktım. Öyle ya da böyle ama bir şekilde. |
0% |