"Ben seni sevmiştim..." diye fısıldadım çaresizce. "Ben seni o tenime dokunduğunda canıma kıyacak kadar sevmiştim... Ben kızıma, kızımızın adını koyacak kadar sevmiştim seni. Kızımı sana emanet edecek kadar çok sevmiştim seni. Oysaki ben kızımı kimseye emanet edemem ki... Ben seni unutmamak için sevdiğin şeyleri yitip içecek kadar sevmiştim seni... Kışın her akşam senin de içtiğini düşünüp sıcak çikolata içecek kadar sevmiştim. Oysaki ben sevmezdim ki sıcak çikolata..."
"Şu halime baksanıza doktor." dedim yüzümdeki küçük bir tebessümle. "Beni kim sever ki? Arkamdan ne dediklerini biliyor musunuz siz? Ben uzun saçlarım yüzünden kezban diye adlandırıldım en basit örnekle. Birinin gözüne güzel gelmem mümkün mü?"
"Saçların çok güzel." dedi.
Afalladım. Gözlerim hafifçe irileşti. "Ne?" dedim şaşkınlıkla.
"Saçların Gracie... Saçların çok güzel. Sana bunu diyen ya kör olmalı ya da çok kıskanç biri."