Çok Sevmek Yasaklanmalı | Mahalle Hi̇kâyesi̇
Wattpad`den ulaşabilirsiniz..
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi.
Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı.
"Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum.
"Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim.
"Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış."
"Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü.
"Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
|
SOL YANIMDA AÇAN ÇİÇEK
Adı gibi sert bakışları onları yumuşatabilecek tek insanla denk düştüğünde her zaman olduğu gibi kalbi tekledi.
Herkesin karşısında hazırola geçtiği bir adamdı ama onun da boynu sevdadan yana eğikti en nihayetinde.
Onunkine birkaç saniye değip geçen sıcak kahverengi gözlere baktı. Sonra aklını başından alan kumral saçlara. Ah o cevval yüze...
Birkaç metre ilerisinde ,kadere bak ki tam karşısında, ellerini nazikçe havaya kaldırmış arkadaşlarıyla oynayan bedenine.
Önünde duran yarısına kadar dolu içki bardağını tek seferde içip ayaklandı. Ayaklarının onu götüreceği yer belliydi.
Bir gün elbet sığınağı olacak yarin yamacına.
Hayatla arasında bir gönül davası vardı.
Kaderin hükmü ne olursa olsun, kazanmaya kararlıydı.
|
0% |