Dün gibi hatırlıyorum.
Yemek odasında
Oturuyordum.
Mutfak arkamda idi.
Kapısı da açıktı.
Ayaklarım yere değmiyordu.
Oturduğum sandalye
Ve yerin arası,
Çok yüksekti.
Öyle bir oturuşta,
O kocaman sandalyeye,
Hiç oturamazdım.
Küçüktüm.
Çok küçüktüm...
Ayaklarım,
Masanın altında
Sallanmıyordu.
Ayaklarım uçuyordu.
Sol elime,
Kalemi aldım.
Masadaki kağıdı,
Karalamaya başladım.
"Sol el kirlidir." denildi.
Elime baktım.
Kirli değildi.
Yine sol elimle,
Kağıdı karaladım.
Elime "pat" diye vuruldu.
Acıdı, yandı sol elim.
Kızardı benim elim.
Kalemi tutamadım.
Dayadım ağızıma elimi.
Üfledim. Öptüm.
Korudum. Sakladım.
Uzatmadım sol elimi.
Sol tarafımda,
Oturan misafir,
Kahkaha attı.
"Büyüyünce,
Solcu olacak." dedi.
Yine "pat" diye,
Vurdular sol elime.
Vurana baktım.
Gülene baktım.
Sol elimle yine
Tuttum kalemi.
Almak istediler
Zorla kalemi.
Avucuma kilitledim.
Açmadım avucumu.
Sol elim korudu.
Tuttu kalemi.
Sandalyeden düştüm.
Acıdı, yandı dizim.
Okşadım, üfledim
Sakladım dizimi.
Yaşlar damladı.
Durmadı yaşlar.
Yüzüm yandı.
Şişti iki gözüm.
Bakmadı gözlerim.
Bakmadı kimseye.
Açmadı kendisini.
Kapandı kapaklar.
Kapanmıştı kapılar.
Sol elime vurdular.
Sol elim bırakmadı.
Bırakmadı kalemi.
Sol elime vurdular.
Sol elim bırakmadı.
Bırakmadı kendisini.