Fırat karanlıkta elinde bir fenerle bir kitap getirdi. Işığı yakınca sabahki defteri görür gibi oldum. En son elinden alarak torpidoya koymuştum. Ne ara getirmişti?
"Ne okuyorsun?" dedim. "Kübra'nın otobiyografisini mi?" Feneri yüzüme tutup gülerek soruya soruyla karşılık verdi: "Kübra'nın günlüğü elimde desem bana inanır mısın?" Sabahki tokatı niçin yediğini anlamış gibi gülüyordu. "Lan sen hâlâ o kızın defterini mi okuyorsun?" diye çıkışınca başını defterden kaldırmadan "Evet," dedi. "Ne tesadüf öyle değil mi? Önce kıza aşık oluyorum, sonra karşısına çıkıp tokat yiyorum ama.. öyle şeyler buldum ki sen bile söylediklerime inanamayacaksın!" |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |