Abimin beni alelacele getirdiği ortamda etrafı gergin gözlerle inceliyordum, herkes oldukça gergin ve üzgün görünüyordu. Acıyan bakışları benim üzerimdeydi ve ben bunun nedenini bilmiyordum.
Herkese inat dik tuttuğum omuzlarım ve ters bakışlarım ile abimi beklemeye başladım. “Çok üzgünüz” dedi bir kadın elini omzuma koyup. “Ne için?” Diye sorduğumda şaşkınlıkla bana baktılar. Ardından kendi aralarında bir şeyler fısıldayıp hızla benden uzaklaşmışlardı. Ben göz devirerek önüme döndüm. Ne dönüyordu bu ortam da! Önümüzde ki koca perde de projeksiyon yardımıyla bir görüntü yansıtıldı. Görüntü de babamı görmem ile oturduğum yerde dikleştim. Babamı uzun zamandır görmüyordum ve özlemiştim, onun perdede ki yansımasına ister istemez gülümseyerek baktım. “Herkese merhaba” dedi babam sert bir ses ile. “Ben Tarık Damla, hepiniz tanıyorsunuz” Gözlerim salonda dolandı. O an biriyle göz göze geldim, burada olması beklenen ama benim gene de şaşırdığım biriyle. Dik duruşu, herkesin içinde kendini belli eden iri cüssesi ve yakışıklı suratı iki seneden beri hiç değişmemişti. Onunla en son çok eğlenceli bir gece geçirdiğimizi hatırlıyordum. Ve onu burda görmek şaşırmama sebep olmuştu. Babamın sesiyle ona dönmem gerekiyordu belki ama ben bakışlarımı karşımda ki adamdan alamadım. Baran Taşkın burdaydı. |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |