Tutsaklık neydi?
Dört duvar arasına sıkışmak mıydı yoksa birinin esaretine hapsolmak mı? Ben ruhumun esiri olmuştum. Kendimi ne zaman kaybettim bilmiyordum. Peki ya O, beni ne kadar tanımıştı? Kendimi ruhumda kaybetmiş olmama rağmen ne kadar bulmuştu beni? Yağmurun altında durmuş önümdeki hiçliğe bakıyordum. Karşımdaki uçurum muydu derin olan yoksa ruhumdaki yaraların izleri mi?.. Burası kendimi aradığım yerlerden biriydi ve şimdi arkamdan gelen yabancı sesin sözlerine şahit oluyordu. "Kimi insanın ruhundaki kesiklerdi asıl uçurum. Oysa sen o kesikleri kapatacak kadar güçlüsün." NOT!!! kitap daha önce wattpadde yayınlanıyordu buraya geçiş yaptığım için ilk bir kaç bölümdeki görsel açıklarını düzenledim. |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |