YAZGI
Birkaç Yüzyıl Önce
Önünde duran lahit mezara bakarken yanına yaklaşan yardımcısının önce önünde eğildiğini duyumsamış, ardından da sessizliği dinlemişlerdi bir süre.
"Bitti dimi? Artık kimse geri gelmeyecek"
"Savaş bitti efendim"
"Sence bir gün geri gelir mi?"
"Sanmıyorum efendim...Prenses Hidra artık sonsuz uykuda... Kalbini de almışlar amcanız tarafından emredildiği gibi ve nerde olduğu konusunda kimsenin bir bilgisi yok"
Zamanın çok öncesinde ortaya dökülen bir yoldu aşk... Hangi insanoğlu yolundan şaşmadan, pusulasını kaybetmeden dahası ona saplanıp kalmadan yoluna devam edebilmişti ki? Diyarlar öncesinde zamanın hükmünde kaybetmişti aşk onları ve bir sonsuzluğa hapsetmişti. Kollarının arasında taşıyıp lahite yerleştirdiği genç kadının varlığını sonsuza kadar kaybettiğini biliyordu, kalbininse bedeninin aksine bir kutuya hapsolacağını...
Geçmişten günümüze uzanan bir aşk hikayesi... Bu Gülşah ve Kürşad`ın hikayesi...
|
0% |