Lady Shava taht odasında duran Getsun’a doğru yaklaştı. Arkası dönük duran Getsun tahta bakarken hüzünlüydü.

Lady Shava, “Böyle olacağını biliyordu.”

Getsun, “Nasıl yani… geç kaldım. Onu kurtarabilirdim.”

Lady Shava pelerininin arasından bir parşömen çıkararak Getsun’a uzattı.

“Ölmeden önce bunu sana vermem için bana bırakmıştı.”

Getsun şaşkın bakışlarla parşömeni eline aldı. Parşömeni açarak okumaya başladı.

Okumayı bitirdiğinde Lady Shava’nın gözlerinin içine bakarak yazılanları doğrulamak ister gibiydi. Lady Shava başıyla onaylayarak konuşmaya başladı.

“Annen ve Tyron yıllar önce ork saldırısından kaçarak Işıltılı Orman’a gelmişti. Annen o zaman hamileydi ve saldırıdan kaçarken orklar tarafından yaralanmıştı. Şifacı elfler onu tapınakta bulunan sunağa götürdü. Onu kurtarmak için bildiğimiz tüm ritüelleri denedik. Gözlerini yummadan önce son gayretiyle senin doğumunu gerçekleştirdi. Senin doğumun bir mucizeydi. Işıltılı Orman’ın gizemi olarak bu dünyaya geldin.”

Getsun kılıcına yaslanarak başını öne indirdi. Shava konuşmaya devam etti.

“O gün Işıltılı Orman’ın tek mucizesi sen değildin.”

Getsun başını kaldırarak Lady Shava’ya baktı

“Annenin boynunda taşıdığı bir kolyesi vardı. Son nefesini verirken kolye parlamaya başladı. Işıltılı Orman annene ikinci bir hediye bahşetmişti. Bedeni bu dünyadan ayrılmış fakat ruhu bu kolyede yaşamaya başlamıştı. Şuan elinde tuttuğun kılıcın üzerinde ki elmas, annenin ruhunun yaşadığı kolyenin üzerindeki elmastır.”

Getsun kılıcı kaldırarak elması sanki ilk kez görüyormuş gibi incelemeye başladı.

“Bugün Glorya’nın kurtulmasında sana yardımcı olan Glorya Elması ve El Nasr o zaman da babanın Glorya’yı kurtarmasına yardımcı olmuştur. Babanla dostluğumuz çok eskiye dayanır. Bizden yardım istemeye geldiğinde bugün olduğu gibi o zaman da Işıltılı Orman elfleri olarak Glorya’nın özgürlüğü için bir araya geldik. Annen Glorya’nın kalbidir. Kalp durduğunda Glorya ölür. Onu yaşatmak için bir şok etkisi gerekliydi. İşte bu şok etkisini sağlayan da Işıltılı Orman’ın bir diğer mucizesi El Nasr’dır.”

Shava konuşmasını bir süre durdurdu. Getsun anlamlı gözlerle ona bakmaya devam etti.

“Hayat bazen bu dünyada bize kayıplar verdirir. Fakat önemli olan bu kayıplar karşısında bize ne kazandırdığıdır. Tyron bir kızı olduğunu herkesten gizledi. Sana zarar gelmesini istemiyordu. Orkların bir gün tekrar gelip intikam almak isteyeceklerini biliyordu. Seni iyi bir savaşçı olarak yetiştirdi ve hiçbir zaman yanından ayırmadı.”

Getsun’un gözünden bir damla yaş yere döküldü.

“O gün geldiğinde senin Glorya’yı kurtaracağını biliyordu. O yüzden seni Glorya Elması ile birlikte bana yolladı. Artık Glorya’nın tek varisi olarak Glorya’ya hükmetme vakti sende.”

Getsun kendini tutamayarak Lady Shava’nın boynuna sarıldı. Ağlayarak

“Şimdi annem bu elmasın içinde yaşıyor ve babam gitti öyle mi? Onu bir daha göremeyecek miyim?”

“Emin ol baban ve annen bulundukları yerden seni görüyorlar ve şuan seninle gurur duyuyorlardır. Üzülmeyi bırak ve halkına hizmet ederek onları gururlandırmaya devam et. Glorya seninle eskiden olduğu Glorya haline geri dönecek.”

Lady Shava, Getsun’un elinden kılıcı alarak bir takım sözler söyleyerek elini elmasın üzerinde gezdirdi. Ardından kılıç ve elmas birbirinden ayrıldı.

“Glorya Elması buraya ait. Al bunu. Annen Glorya’nın kalbi olarak sana yol göstermeye devam edecek.”

“Teşekkür ederim.”

“El Nasr’ı Işıltılı Orman’a geri götürmeliyim. Elenordin dışarıda beni bekliyor.”

Lady Shava arkasını dönerek verandaya doğru yürümeye başladı. Elenordin oradaydı. Üzerine bindi. Elenordin Getsun’a başıyla selam vererek ona olan minnettarlığını belirtti. Elenordin kanatlarını açıp havalanmak üzereyken Lady Shava Getsun’a dönüp,

“Ne zaman yardıma ihtiyacın olursa yanında olduğumuzu unutma…”

Getsun gözünden akan yaşlara rağmen gülümsedi. Konuşamayarak onlara sadece el sallayabildi.

Elenordin kanatlarını vurmaya başladı. Havalanmadan önce tok sesiyle son kez Getsun’a seslendi.

“Hoşça kal Işıltılı Orman’ın çocuğu…”

…SON…