Adrick en önde diğerleri arkada kapıdan içeri girerler. Adrick duvarda asılı olan meşalelerden yakarak her birinin eline tutuşturur. Birkaç adım ilerlemişlerdir. Trix bir anda durur.
“Burnuma goblin kokusu geliyor.”
Adrick baltasını çıkardı. “Bana da bir şeyler ters gibi geliyor. Herkes hazırlıklı olsun. Bu taraftan… ”
Gittikçe bir takım konuşma sesleri duymaya başladılar. Adrick onlara sessizce hareket etmelerini işaret etti. Yol onları geniş bir alana çıkarıyordu. Trix elf becerilerini kullanarak bir tüy kadar hafif adımlarıyla önden onları neyin beklediğini gözlemledi. Ortada yüksek bir kaya, onun biraz ilerisinde sarkıttan oluşmuş bir sütun vardı. Kayanın hemen yanında üç goblin ateş yakmış duruyorlardı. Genişliğin devamında yeni bir geçit vardı. Trix diğerlerine işaret ederek goblinlerin yerini söyledi. Trix okuyla goblinlerden birini hedef alırken Adrick yerinden fırlayarak öndeki diğer gobline doğru atağa geçti. Trix’in oku sağdaki goblinin tam göğsüne saplanmıştı. Aynı anda Adrick’in üzerlerine koştuğunu gören soldaki goblin kılıcını çekerek ona doğru hamle yapmaya hazırlanıyordu. Bu sırada diğer goblin çıkışa doğru gerilemeye başladı. Adrick kendisine doğru hamle yapmak üzere olan gobline baltasıyla güçlü bir darbe indirdi. Trix ikinci okunu arkadaki gobline doğru hedef almıştı fakat önünde ki kargaşadan yararlanan goblin çıkışa doğru koşmaya başladı. Adrick kendini savunmaya çalışan gobline ikinci darbeyi de indirerek buna izin vermedi. Trix’in kaçan goblini hedef alan oku ise duvarda parçalanmıştı.
Trix “ Kahretsin… şimdi burası goblin sürüsüyle dolacak”
Diğerleri de geçitten geçerek alanda yerini almışlardı. Aradan çok geçmeden kalabalık bir ayak sesinin onlara doğru geldiğini hissettiler. Anlaşılan goblinlerin iletişimi çok hızlıydı. Getsun diğerlerini yönlendirerek yerlerini almalarını emretti. Geçitten gelen ilk goblinlerle Adrick karşı karşıya kaldı. İki goblin birden Adrick’in üzerine çullanmıştı. Trix okuyla goblinlerden birini sol omzundan yaraladı. Adrick önünde ki gobline ilk hamleyi yapmıştı fakat onu savunan goblin Adrick’i yaralamayı başardı. Mokays, Adrick’e yardım etmek için ileri atıldı. Kul kayanın üzerine çıkmış okunu geriyordu. Mokays sağdaki yaralı goblini tek bir kılıç darbesiyle yere indirdi. Bu sırada Trix ikinci okunu Adrick’in önündeki gobline sapladı. Geçitten gelen diğer goblinler de alana girmişti. Kul okunu fırlattı. Adrick acıyla geri sendelemişti. Kul’un oku goblini ıskalamış Adrick’in omzuna isabet etmişti. Mokays, Adrick’in önüne geçerek gobline karşı onu savunmaya başladı. Adrick fırsattan istifade sürünerek geriye doğru çekilmeye çalışıyordu. Bu sırada Getsun geriden gelerek arkadaki goblinlerden birinin karnını kılıcıyla deşti. Hemen yanında ki goblin Getsun’a saldırmak üzereyken boynuna saplanan okla yere yığıldı. Son goblin ise Mokays tarafından can verdi.
Trix, Adrick’in yanına gelerek yarasını kontrol etti. Adrick’in kanaması vardı ve zor nefes alıyordu. Adrick’in sol elini tutarak diğer eliyle göğsüne bastırdı. Dudaklarıyla bir takım sözler mırıldandı. Diğerlerine dönerek;
Trix, “Durumu kötü, cüceyi burada bırakmalıyız.”
Adrick, nefes nefese ona karşılık vermeye çalıştı, “Cüce diye senin çüküne derler uzun kulak öhööhöö…”
Getsun, “Onu iyileştirmemizin bir yolu yok mu?”
Trix, “Maalesef burada ki imkanlarla onu iyileştiremem. Orman’a dönersek belki bir yolu bulunur fakat ne kadar dayanabilir bilmiyorum.”
Getsun diğerlerine baktı. Kimse de bir umut ışığı görünmüyordu. Tam o sırada
Adrick zorlukla yerinde doğrulmaya çalışarak, “Bir saniye…” cebinden bir kağıt parçası çıkartıp Getsun’a uzattı. “Kutsal Kadeh…”
Getsun elindeki kağıda baktı. Anlaşılan madenlerin haritasıydı. Adrick tekrar konuşmaya çalıştı. “Bu haritada ki öhöhöö… ıhh… kırmızı ile işaretlenmiş öhöhhh… kutsal kadeh… onu bana getirebilirseniz yaşarım.” Adrick, biraz soluklandıktan sonra devam etti. “Kutsal Kadeh, atalarımızın uzun yaşam sırrı…”
Getsun tekrar haritayı gözden geçirdi. “Bulunduğumuz yer sanırım burası, şu yolu takip etmemiz gerekecek. Kutsal Kadeh çok uzakta değil. Adrick’i kutsal kadehe ulaştırdıktan sonra şu kayaları geçip Işıltılı Ormana varıyoruz. Haydi vakit kaybetmeden gidelim ”
Adrick, Getsunun kolundan tutarak “ıhhh… kaya… değil”