Yaren BAYRAKTAR
@yarebay30
YAZDIĞI KİTAPLAR
tamamlandı 3a önce tamamlandı Vesvâs: Son Yok
@yarebay30
Okuma
40.33k
Oy
2.41k
Takip
377
Yorum
1.48k
Bölüm
94
( Zühre karakterinin hayat hikayesini anlatan ikinci kitabım "Mâran: Çıkış Yok" ) İki eli cebinde bana doğru yavaş yavaş adımlarken,kısık gözlerini bir an bile benden ayırmıyordu. "Ne yaptın bana?" dedi. Sorduğu sorunun verdiği panikle derin bir nefes verdim buz gibi havaya.Eli kolu bu kadar uzun olamazdı değil mi? Birisi birşey mi söylemişti ? Kendimi silkeleyip, kaçırdığım gözlerimi ona diktim.Hoşuna gitmiş olacak ki yüzünde bir sırıtış peyda oldu. Kesinlikle eğleniyordu. "Benim bu işle hiçbir alakam yok, herşey Semanın halt yemesi, bu deli saçması işe bulasmayalım dedim ama dinlemedi beni ve-" sözümü kesen adımlaması , önümde son bulurken bedenini benim ile aramda bir mesafe kalmaksızın bana yaklaştırdı ardında eğilip yüzünü yüzümle hizaladı. O anda gidip gelen otoyıkamanın ışığı pes edercesine hepten kesildi. Üzerimize yağan küçük cam parcaları ile kesilmekten ziyade patladığını anlamam zaman almadı. ` Hıh ` korkudan ağzımdan dökülen nidayla istemsiz olarak Doğana doğru çekildim.Aradaki mesafe tamamen kapanmış ve bedenlerimiz birbirine değer vaziyetteydi.Ben etrafımdaki olağanüstü durumlara bakınırken ne yaptığımın farkında bile değildim. Panik dalgası içimde dahada büyürken, karanlığın içindeki o bir çift göz, istifini hiç bozmadan geç kalmış konuşmayı yaptı. " Ne yaptıysan" düzeltmek adına tekrarlayıp " Ne yaptıysanız, işe yaradı. Sözünde durdun. O gün istemediğim herşeyin bugün kölesiyim küçük Vesvâs!"
devam ediyor 17s önce güncellendi MÂRAN: Çıkış Yok
@yarebay30
Okuma
1.2k
Oy
219
Takip
32
Yorum
662
Bölüm
21
"Vesvâs: Son Yok" adlı kitabımdaki Zühre karakterinin hikayesidir. (Kan gömleğine yapışmıştı. Titreyen parmaklarımla kumaşın düğmelerini yırtarken, bir anlığına gözlerini açtı. Bakışı, ölümün bile geri çekileceği türdendi. “Dokunma!” dedi, sesi boğuk ama kesin. Sanki her hece bıçak sırtındaydı. “Yaran kötü.” dedim. “Eğer—” “Elini çek!” Bir an bile tereddüt etmeden söyledi. Ama ben çektim mi? Hayır. Diğer eliyle beni itti. Geriye doğru sendeledim düşmemek adına... Tam o anda gözüm, yırtılan gömleğin altından görünen tenine kaydı.Dövmeyle kaplı gövdesinden sanki nereye bakacağımı biliyormuşum gibi göğsündeki dövmeye takıldı gözlerim... Karanlık tenine kazınmış bir yılan… Ve o yılanın dişlerinin hemen altına kazınmış, kanla yazılmış gibi duran bir kelime: MÂRAN.) Herşey köyde, tek odalı bir evde o zamanlar bir çok yaşıtımın hayalini bile kurmaktan çekindiği üniversite hayatına atılımım ile başlamıştı... Fakat işler hiçte istediğim gibi gitmemişti. Okumak uğruna bir çok zorluktan geçtiğim, yıllardır hayalini kurduğum ve nihayetinde okumak için gittiğim o büyük şehirde, insan tacirlerinin eline düşeceğimi bilemezdim? Bu da yetmezmiş gibi dünyanın bir diğer tarafında, koca bir şehri esir almış eli kanlı çete üyelerinin bir taht uğruna yaptıkları güç yarışlarının içine düşeceğimi de bilemezdim? Brezilya... ` Çıkış Yok ` denilen labirenti andıran bu sokaklardan çıkmanın tek bir yolu vardı. En güçlüyü bulmak ve onu yönetmek... Söylendiği kadar kolay olmayacaktı. Bulduğum gizemli kitap ve beraberinde yaptığım büyü ile ödemem gereken bir bedel olduğunu geç farketmiştim. Başıma iyi şeyler gelmemişti. Bana hiç acımamışlardı. Kimseye acımamıştım... Öldürdüğüm insanlar ve uğruma öldürülenler... Ben Zühre... O kadının deyişiyle ansızın gökyüzünde belirip tüm dengeleri alt üst edecek; Kanlı Yıldız.
Loading...