Ölülerin kasabası, Gömülü Yakasına adımını attığı an gün geçtikçe öleceğinden bihaber. Attığı her adım kalbindeki bir atışla eşdeğer. Kimse onu kurtarmazken o, kaybettiği bütün ailesinin peşinden gidecek kadar aptal. Durmadan koşuyor. Durmadan düşüyor. Durmadan yaralanıyor.
Kendi mezarının başında, arkasında kalan gölge bütün hayatını değiştirecek. Üstüne bırakılan ceket elindeki silahı düşürme sebebi. Sigaralarını hep aynı kişiye yaktı. Deniz kokusunun etrafında dans etti. Kıvırcık saçları daima karışık. Adı Yara ve herkes onu bir yara yapmaya çalışırken, ölümün soğuk nefesinin arkasına saklandı. Ölüm için yaratılacak kadar karanlık bir ruha, her şeye rağmen deneyecek kadar büyük bir inanca sahip. Yaz gecelerinde geçen, kışın en soğuk zamanları kadar insanın içini titretir kalp mezarlığı. Unuttuğunuz yaraları okşayarak size hatırlatır. Okurken, bir dağ yıkılır yüreğinizde. Hissedersiniz. Çünkü Yara, yaralara elini uzatır. Çünkü Yara, kaçtığı yaralarda soluklanır. Zaman değişiyor. İnançlar tersyüz oldu. Krallar ve soytarılar onun için sıraya dizilecek. Çünkü kız, kimsenin sahip olamadığı her şeye sahip; sahip olmak istediği tek şeyden ise muzdarip. Tilkinin gölgesinde, Yaz gecesinde, Mor ışıklı barda, Piyano notalarında, Kalp mezarlığında... siarka. Kitap İçerik Listesi Giriş |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |