@gamzzeeli
|
Herkese keyifli okumalar... ** "Anlamadım annecim! İsmi ne?" "Duman. Çok güzel değil mi annecim? Babası koymuş adını." Aydan'ın sesi sonlara doğru hüzünlü çıkmıştı. "Evet canım." Benim gerildiğimi anlayan İpek hemen konuyu değiştirdi. Yemek boyunca ben sessizlikle boğuşurken İpek de benim çaresiz halimi kapatmaya çalıştı. Hani hayallerin yok olur ya, bütün umutların tükenir ya benimde işte öyle oldu. Ben amcamın yanına giderken Duhan'dan, hayallerimden o kadar uzaklaşmışım ki değil bir adım, kilometrelerce adım atsam yine de kavuşamıyacağım. Biliyorum. Yemekten sonra canavarlarım odalarında oyun oynarken biz de İpek'le birlikte mutfakta kahve içiyorduk. Sessizliğim hâlâ devam ederken elimde bir el hissettim. O ana kadar güçlü duran ben İpek'in küçük bir temasıyla acım gözlerimden damlalar halinde aktı. Elimi sımsıkı tutan dostum sandalyesini yanıma çekip sarıldı bana. "Ben, hep yanındayım senin unutma olur mu Esmeray? Ben buraya gelirken benimle dönmeni istedim. Çünkü yüzleşmedikçe acın geçmeyecek biliyorum! Eğer sana o teklifi yapmasaydım sen hep kendini suçlayacaktın. Canavarları babasız bıraktığın için..... Ama bir bebeğin zarar görmemesi için yaptığını da biliyorum. Diyeceğim o ki ben hiç pişman değilim, sen de Olma! Baksana, canavarlar ne kadar mutlu. Ben onları hiç bu kadar mutlu görmemiştim. İnan bana her şey çok güzel olacak. Gözlerindeki özlem bitsin artık, hüzün kalksın, ışıltıların geri gelsin." Sizi tanıyan dostlarınızın olması güzel bu hayatta. Size yol gösterecek olan, her zaman dimdik durmanıza yardım edecek bir dostunuzun olması hayatla savaşacak cesareti verir. Benimde savaşçı olmama yardımcı olan bir dostum var. Gözlerimdeki yaşları silerken gülümseyerek cevap verdim. "Çok mutlular değil mi? Aydan bile daha fazla gülümsüyor." "Evet bir tanem. Ay! Sana ne anlatacağım? Şu patronumun kuzeni var ya zampara çıktı. Çok çapkınmış, bu yüzden hic benlik değil. Azıcık sert erkek olması lazım. Neyse ne ya! Aman onu da boşver sen anlat bakalım ilk iş günün basıldı?" Hiç bir zaman hızına yetişemiyeceğim bir İpek ile yine karşı karşıyayım. "Kuzum, bir nefes al istersen! İlk iş günüm gayet iyiydi. İşten çıktıktan sonra kuzenim Çağla ile konuşmaya gidecektim maalesef O'nunla karşılaştım." "Nasıl yani? Sen şimdi canavarların babasıyla mı karşılaştın? Konuştunuz mu? Ne konuştunuz? Sana nasıl seslendi? Onu görünce ne hissettin? " "Anlatmıştım ya hani ilk tanışmamız da çarpışmıştık. Yine öyle oldu, gözlerinden alamadım gözlerini. Sonra aklıma onun evlendiği, bir yuva kurduğu, hatta bir çocukları olduğu geldi. Er ya da geç yüzleşeceğim biliyorum ama kaçtım ben, gerçeklere dayanamadım." Hüzünlüydü sesim, hatta konuşurken ses tellerim titremişti. "Sanırım çocukların Duman diye bahsettikleri çocuk Duhan'ın çocuğu.İşte canımı en çok yakan nokta da bu. Aydan gök mavileri demişti. Duhan'ın da gözleri gök mavileri. Benim canavarlarım hayatlarına yeni birilerini almak istemezler. Duman onlar için şimdiden ayrı bir yere sahip olmuş,bu canavarlarımın gözlerinden okunuyor. " "Sonuçta kardeş onlar, belki o yüzden canavarlar Duman'a bu kadar çabuk alışmışlardır." "Belki de, kim bilebilir." Hafif bir gülümseme ile konuşmuştum. ** Annesini kapıdan izlerken mırıldanmıştı Aydan. "Bakın annem ağlıyor bizim yüzümüzden bir daha annemi üzecek bir şey yapmayalım." Annelerini üzgün gördüklerinde çok üzülürlerdi onlar. Aydan'ı onaylayan kardeşler yavaşça merdivenlerden yukarı çıkmaya başladılar. Annelerinin yataklarına uzanırlarken her zaman İlkay'ın şiir okumasını seven kardeşler İlkay'ı ikna edip dinlemeye başladılar. Annelerinin söylediklerine göre babalarının en sevdikleri şiirlerden biriymiş. Şiirleri dinlerken her zaman babalarını hayal ederdi üçüzler. Bir gece, Uykunun içinde bir rüya, Ben seni seviyorum, Seni yitiriyorum Özdemir Asaf ** İpek ile sohbet muhabbet derken zaman bayağı ilerlemişti. Kapıdan İpek'i geçirdikten sonra alarm sistemini kurup merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Kapıyı hafif aralık bırakıp canavarlarımın seslerini dinledim. İlkay'ın okuduğu şiiri dinledim. Bir damla kaçtı gözlerimden. "Hadi uyuyalım artık." diye mırıldanan Aycan ile birbirlerine sarılarak uyumaya başladılar. Elimle hıçkırıklarımı tutarken görüşüm bulanık bir şekilde merdivenlerden aşağıya indim. Kendime bir kahve hazırlayıp televizyondan internete bağlanıp saatlerce bıkmadan İlkay'ın okuduğu şiiri dinledim. Bir parça özlem, bir parça hasret ile hem güldüm hem ağladım. Bir kaç saat sonra geceliğimi giyinip canavarlarımın yanlarına kıvrılıp uyudum. Uyumadan önce de sevgi öpücüğünden bırakmayı unutmadım. ** Sabah ise evde tam bir koşuşturmaca vardı. Kahvaltımızı yapıp evden çıkarken canavarlar da kendi aralarında kavga ediyorlardı. "Ya ben vereceğim anne kekini diyorum size!" diye bağıran Aydan ile daha fazla kavga etmemeleri için keki ellerinden alıp konuşmaya başladım. "Canavarlar! Bana bakın! Bir daha birbirinize bağırdığınızı görmeyeceğim. Ayrıca anne kekini üçünüz vereceksiniz Aydan! Tamam mı kızım?" "Öfff! Tamam annecim." Bu meseleyi de atlatınca arabaya atlayıp okula ulaşmayı başardık. Canavarlarımı öpüp sarıldım. "Anne Duman gelmemiş. Çıkışta tanışsanız olur mu?" "Olur bakalım. İlkay sen gel annecim yanıma bir şey konuşacağız. Küçük hanımlar sizde sınıflarınıza hadi." İlkay bana meraklı gözlerle bakıp fısıldadı. "Ne oldu annecim?" Oğlumun saçlarını düzeltip fısıldayarak konuştum. "Küçük cadılar başka zaman olsa kıskançlıktan çatlarlar. Kıskandığının farkındayım oğlum ama küçük cadılar kimseyi senden fazla sevmezler. Üzülme annecim. Bence bu olayı iyiye kullanıp kıskanmak nasıl olur göster onlara." İlk başta üzgün çıkan sesim sonlara doğru neşeli ve haylaz çıkmıştı. Göz kırpıp devam ettim. "Anlaştık mı?" "Anlaştık." Elerimizi tokuşturup sarıldık. ** İş yerime geçerken ilkbahar da olduğumuz için yağmur hafif hafif çiseliyordu. Ofise girer girmez beni dün sabah tanıştığım sekreterim Sevcan karşıladı. "Hoşgeldiniz Esmeray Hanım. Bugün şirketin ortaklarından en büyük hissedar gelecek. Bir kaç dosya var onları odanıza koydum. Işın Hanımın sizinle önemli bir konu konuşması gerekiyormuş. Buyurun bu da kahveniz." Sevcan'a gülümseyip odama geçtim. "Tamam Sevcan. Işın Hanımla hemen mi konuşmam gerek?" "Evet Esmeray Hanım. Gelir gelmez yanıma gelsin dedi." "Tamam canım. Ben Işın Hanımla konuşayım, sonra seninle dünki gelen adam hakkında konuşmam gerek." "Peki Esmeray Hanım. " Gülümseyip odadan çıktı. Ceketimi askıya asıp kapıyı açıp Işın Hanımın odasına ilerlemeye başladım. Bilmediğim şey ise bu odada beni karşılayacak olan süprizlerdi. ** İnstagram; gamzzeelihikayeleri_ Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.. |
0% |