devam ediyor Zamansal sorun güncellendi
GERÇEĞİN YANILSAMASI
@ebr_rnehir
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
Miray sabahları alarm çalmadan birkaç dakika önce uyanırdı. Sanki bedenine yerleştirilmiş görünmez bir saat vardı; hata yapmayan, ertelemeyi bilmeyen. Yatağından kalktığında odası her zamanki gibi düzenliydi. Perdeler tam eşit aralıktaydı, çalışma masasındaki kitaplar büyükten küçüğe diziliydi. Annesi bu düzene bakıp “olması gereken” derdi, babası ise sadece başını sallardı. Onların dünyasında Miray’ın başka bir seçeneği yoktu zaten.
Ayna karşısında saçını toplarken yüzüne baktı. İfadesiz, sakin, mesafeli. Okuldakilerin bildiği Miray buydu. Kimsenin bilmediği ise bu yüzün ardında sürekli tetikte duran bir yorgunluktu. Yanlış yapma korkusu, yetersiz olma endişesi, bir anlığına bile kontrolü kaybederse her şeyin yıkılacağı hissi.
Okula vardığında koridorlar gürültülüydü. Kahkahalar, bağırışlar, ayak sesleri… Miray bu kalabalığın içinden sessizce geçerken bakışlar ona takılırdı. Kimi çekinerek, kimi sinirle, kimi de düpedüz nefretle bakardı. O bakışlara alışmıştı. Hatta artık beklerdi.
Sınıfa girdiğinde Batu çoktan yerindeydi.
Batu, okulun merkezinde duran biriydi sanki. Yanında olmasa bile varlığı hissedilirdi. Rahat duruşu, kolay gülümsemesi, insanları kendine çeken o umursamaz güven… Kızların gözleri istemsizce ona kayar, erkekler ya onunla arkadaş olmak ister ya da onu geçmeye çalışırdı.
Miray, Batu’ya baktığını kimse fark etmesin diye çantasını sırasına koymakla meşgul gibi yaptı. Onu izlemek tehlikeliydi. Çünkü Miray’ın içinde sakladığı şey, kontrolsüzdü. Batu’nun bir anlık gülüşü bile kalbinin ritmini bozabiliyordu.
Batu ise Miray’a baktığında bambaşka bir şey görüyordu.
Soğuk. Kibirli. Herkesi küçümseyen, kuralları kendi koyan bir kız.
Miray’ın sessizliği ona göre bir üstünlük taslamaydı. Derslerdeki başarısı, öğretmenlerin ona olan saygısı, koridorda insanların yol vermesi… Batu’nun gözünde bunların hepsi Miray’ın “zorba” imajını besliyordu.
İlk ders boyunca Miray not aldı, tek bir gereksiz hareket yapmadı. Batu arada sırada arkasını dönüp sınıfa bakarken gözleri istemeden ona kaydı. Miray’ın yüzünde en ufak bir duygu izi yoktu. Bu, Batu’yu daha da sinirlendiriyordu.
Teneffüste sınıf hareketlendi. Miray yerinden kalktı. Tam o sırada Selin içeri girdi.
Selin, kitaplarda sıkça rastlanan o “fazla iyi” kızlardandı. Yumuşak sesli, çekingen, insanlara çarptığında defalarca özür dileyen… Okula yeni sayılırdı ve henüz bu düzenin nasıl işlediğini tam kavrayamamıştı.
Miray, Selin’i fark ettiğinde içinde tanımlayamadığı bir rahatsızlık yükseldi. Selin’in masumiyeti ona kendi olamadığı her şeyi hatırlatıyordu. Zayıflığı, korunmaya muhtaç oluşu… Miray bunu kendine bile itiraf etmek istemedi.
“Yoluma bak,” dedi Miray, Selin çantasını düşürdüğünde.
Sesi yükselmemişti ama sertti. Keskin.
Selin telaşla yere eğildi. “Özür dilerim, ben—”
“Her seferinde aynı şey,” diye devam etti Miray. “Biraz dikkatli olmayı denesen?”
Sınıf sessizleşti. Herkes bu sahneyi bekliyormuş gibiydi.
Tam o anda Batu ayağa kalktı.
“Yeter,” dedi. Sesi netti, tartışmaya kapalıydı. “Abartıyorsun.”
Miray başını kaldırdı. Gözleri Batu’nunkilerle buluştu. İçinde bir şeyler kırıldı ama yüzüne yansımadı.
“Karışma,” dedi sakin bir tonla. “Seni ilgilendirmiyor.”
“İlgilendiriyor,” dedi Batu. “Herkesi ilgilendiriyor. İnsanlara böyle davranman normal değil.”
Selin şaşkınlıkla Batu’ya baktı. Birinin onun için ayağa kalkmasına alışık değildi.
Miray’ın elleri yumruk oldu ama kimse fark etmedi. İçinde yükselen utanç, öfke ve hayal kırıklığı tek bir noktada düğümlendi.
“Ne gördüğünü sanıyorsun?” dedi Miray. “Beni mi tanıyorsun?”
Batu bir an duraksadı. Sonra omuz silkti. “Gördüğüm kadarı yetiyor.”
Bu cümle Miray’ın içine işledi. Çünkü haklıydı. Batu sadece gördüğünü sanıyordu. Ve Miray kendini anlatabilecek biri değildi.
Zil çaldığında herkes yerine döndü. Selin, Batu’ya çekingen bir gülümseme gönderdi. Batu da karşılık verdi. O an, Miray’ın kalbi gereksiz bir sızıyla burkuldu.
Günler ilerledikçe Selin ve Batu’nun yakınlaştığı fark edilir oldu. Kantinde yan yana oturuyor, ders aralarında konuşuyorlardı. Selin Batu’nun yanında daha az korkak görünüyordu. Batu ise onun yanında daha sakin, daha yumuşaktı.
Miray uzaktan izledi.
Kimse Miray’ın Selin’e neden sert davrandığını bilmiyordu. Kendisi bile tam olarak bilmiyordu belki. Bildiği tek şey, Batu’nun gözünde her geçen gün biraz daha kötü biri hâline geldiğiydi.
Akşam eve döndüğünde babası deneme sınavı sonuçlarını sordu. Annesi telefonunu neden sessizde tutmadığını. Miray cevapladı, dinledi, başını salladı. Odasına geçtiğinde kapıyı sessizce kapattı.
Yatağına oturdu. Gün boyunca bastırdığı her şey şimdi göğsüne yığılıyordu.
Başroller hep iyi kız mı olur bu kanunu kırmaya var mısınız Kötü kızın tarafındanda bakalım;)