Feride'm..." dedi bu sefer ama benim kalbim üşüdü. "Başın mı ağrıyor?"
Hiddetle ona döndüğüm de kaşlarını çattı bir şeyleri anlamak ister gibi yüzümü incelerken yandığım o mavi gözlere acıyla baktım. "Kim o kadın?" Bunu kendime sorar gibiydim çalan telefonu ceketinin cebinden çıkarıp susturduktan sonra aynı yerine koydu ardından bana baktı. "O... Hande." Lafı gevelediğinde bir şeylerden emin olmuştum artık. Ne yapacağımı bilmiyordum ilk kez, her daim kararsızdım ama bu kez başkaydı... Anlamadığımı belirterek yüzüne baktım. Ne olur tahmin ettiğim şey olmasın Kerim... Ne olur, sana muhtacım! "Yani? Sevgilin mi?" "Sevgili muhabbetini sevmediğimi biliyorsun." Derin bir nefes alıp karşılık verdim. "Kim o zaman?" "O..." Sakallarını sıvazladı, başını pencereye çevirip ekledi. "Biz onunla evleneceğiz." Duyduğum tahmin ettiğimle aynıyken şimdi daha çok yakıyordu, canım çıkacak gibiydi ve belli etmemeye çalışmak ölümden beterdi... Dudaklarımı kemirip bakışlarımı yere sabitledim, onu yumruklamak, ağlamak ve ölmek istiyordum! Ama sadece sustum, her şeyi içine gömmek mezara girmekten beterdi belki, ama ne yapabilirdim ki? Yıkılmış hayallerimin üstüne bir de aciz mi görünseydim. Gözlerimi kocaman açıp yaşları itelemeye çalıştım. "Neden?" Hala yüzüne bakmıyordum ama bana döndüğünün farkındaydım. Uzun bir süre sustuktan sonra sesli bir nefes alıp pes edercesine omuzlarını düşürdü. "Cemre'nin annesiz kalmasını istemiyorum." Dedi bir şeyler hazmetmeye çalışır gibi, anlaşılan ben yetmiyordum. "Ben yetmiyor muyum Cemre'ye? Bence bu bir bahane, sen onu seviyorsun." Bunları söylemek cümleleri tek tek yutağıma düğümlese de sustum. Sahi seviyor muydu? "Cemre'nin gerçek bir aileye ihtiyacı var görmüyor musun Feride?" Söylediklerine sinirle kahkaha attım. Aile? Biz olamamış mıydık sanki? Aile olmak evlilik demek değildi ki. Şaşkınlıkla bakan mavi gözlerine bakarken cevap verdim. "Gerçek olan o mu? Onu sevdiğini itiraf et, ortada saklamanı gerektirecek bir durum yok Kerim!" İlk kez sesimi yükseltmiştim ona, bir an donup kaldı ama çabuk toparlandı. Hızla gelip kolumu sımsıkı sarmaladı o kadar yakındık ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu, öpseydi... Unuturdum her şeyi evreni, şu kabus dolu anları bile. "Neyi söylettirmeye çalışıyorsun sen?" "Gerçekleri." Diye cevap verdim sesimi zor toparlarken. "O zaman seni kaybederim Feride... Bu hayatta katlanamayacağım tek şey bu. Ve inan bana bunun için bir ömür gerçekleri saklamaya razıyım." |
Bunları da beğenebilirsiniz
|
0% |