-YARI TEXTİNG-
0530*: Sen kendini gerçekten prenses falan mı sanıyorsun? (10.02)
0530*: 2 ay öncesinden belirlenmiş çekimleri son dakika nasıl ekersin? (10.02)
0530*: Ne kadar önemli bir toplantımı iptal ettim sırf bu çekim yüzünden ama prenses hazretleri önceden haber bile vermeye gerek duymadı. (10.03)
0530*: Sen gerçekten şımarık bir kız çocuğundan başka bir şey değilsin değil mi? (10.03)
Siz: Mağdur olduğunuz için kusura bakmayın fakat cenazem varken iş aklıma gelecek en son şeydi
Siz: Bu arada kimdiniz?
***
Firdevs Alenin herkesin ekranların prensesi olarak tanıdığı mükemmel hayatı ile imrendiği güzel oyuncu/şarkıcı ama hiçbir şeyin göründüğü şekilde olmadığı gibi Firdevs`inde hayatı isminin aksine cehennemden beterdi..
Aşk sonsuz muydu ?
Öldükten sonra da devam eder miydi aşk ?
Bilmiyordum. Bu soruların cevabını bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey vardı. Ben Mahra Liva Kandemir , karşımdaki adama tutulmuştum. Gözlerimden yaşlar sicim sicim akarken , düşünebildiğim tek şey Kanerdi. onun Safir mavisi gözleri ve endişeli haliydi.
" Mahra... Yapma."
Gözlerine âşık olduğum adama baktım.
" Ben seni çok sevdim Kaner... İki cihanda da seni sevmeye devam edeceğim... "
" Sus. Mahra sus !"
" Son kez konuşacağım. Bunu ikimiz de biliyoruz... Kaner... Safir`im... Unutma olur mu ? Seni ne çok sevdiğimi... "
Hıçkırarak ağladığım sırada , daha fazla konuşamadım.
Bitmişti.
Mahra ve Kaner`in hikâyesi burada bitmişti.
Bir aşkta iki kişi olmazdı , ama ben onu iki kişi olarak sevmiştim ...
Ve bedelini ödemiştim. Bitti. Bizim hikâyemiz burada , hiç başlamamış gibi bitti...